Zanka

Partisinin Van kongresinde konuşan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, hükümete adalet konusunda sert eleştirilerde bulundu. “Bu iktidar 28 Şubat zulmünün mağdurlarının desteğiyle iş başına geldi” diyen Babacan, hükümete de “Bugünlerde hukuk reformundan bahsediyorsunuz, ‘insan hakları eylem planı’ diyorsunuz Haydi, hukuk devletinin gereğini yapın. Servet Turgut ve Osman Şiban’a yapılanları açığa çıkarın, sorumluları yargılayın. 64 yaşındaki bir insanın ölümünü her yönüyle açıklığa kavuşturmak zorundasınız. Gereğini yapmazsanız, bu millet sizi, ‘ülkeye işkenceyi geri getiren iktidar’ olarak hatırlayacaktır, unutmayın” diye seslendi…

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Van İl Kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde Van’daki işkence ve kötü muamele iddiaları vardı.

Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

* Bizler, bir kişiye yapılan zulmü tüm insanlığa yapılmış bir zulüm olarak gören anlayışın sahipleriyiz. Ancak bugünkü iktidar, işkenceye sıfır tolerans ilkesiyle çıktığı yolda, işkenceciye sıfır ceza noktasına vardı.

* Bu da yetmezmiş gibi, yapılan işkencelerin alenen teşhiri ve adeta devlet tarafından sahiplenilmesi söz konusu olabiliyor.

* Bakın, polis karakolunda çekilen işkence fotoğraflarının ayan beyan servis edildiği bir ülke olduk. Biz soruşturma yapılsın, kötü muamele cezasız bırakılmasın derken bir de fotoğraflarıyla adeta gurur duyarcasına paylaşılıyor. Ne can sağlığı kaldı, ne yaşam hakkına saygı.

* İşkence, adeta bir ceza politikası haline dönüştü. İnsan onurunu çiğneniyor. Kamu gücünü kullanan hiç kimsenin vatandaşa kötü muamele yapma hakkı yoktur! Hele hele işkence yapmak gibi bir hakkı hiç yoktur arkadaşlar, olamaz!

* Son yıllarda Van’dan gelen işkence görüntüleri hepimizi derinden yaraladı. Biliyorsunuz; üç sene önce mantar toplayan köylüler gözaltına alındı, köylülere işkence yapıldı.

* İktidar medyası “Vanlı teröristler yakalandı” dedi ve işkence görüntülerini yayınladı. Bu nasıl bir zihniyettir ya? Masum insanları soydular, dövdüler, köylümüzün gururunu kırdılar. sonra da kan revan içinde fotoğraflarını çekip tüm Türkiye'ye gösterdiler.

* Ama gerçek ortaya çıktı: İşkence yaptıkları insanlar, mantar toplamaya giden köylülermiş. Peki özür dileyen oldu mu? Bu hatayı yapanlardan hesap soran oldu mu? Olmadı.

* Peki ne oldu? Ne yaptılar? Açın bakın ilgili kurumun internet sitesine. Açıklama hâlâ duruyor. Açıklamada “Gevaş ilçemizde iftar vakti gerçekleştirilen roketatarlı saldırının failleri yakalanmıştır” yazıyor. Hâlâ duruyor bu açıklama.

* Ne roketatarı, ne saldırısı. Adamlar mantar topluyordu yahu sadece! Bu gariban insanlara işkence yapanlara göstermelik bir dava açtılar. Birinci derece mahkemesi, yargılanan sanık hakkında beraat kararı verdi. Yani arkadaşlar, bu ülkede bir mahkeme, “işkence suç değildir” demiş oldu!

* Adeta “biz size terörist deyip iftira da atarız, öldüresiye de döveriz. Kimse de bizden hesap soramaz” dediler. Yazıklar olsun.

“HAKLA, ADALETLE YOLLARI TAMAMEN AYRILDI”

* Bu kararı veren hakimler kimden güç alıyorlar? Peki o işkenceyi yapanlar kimden güç alıyorlar? Nasıl oluyor da bu kadar rahatça halkımızın onuruyla, gururuyla, haysiyetiyle oynuyorlar? Bu muameleyi yapanlar, evlerine gittiklerinde çocuklarına hangi yüzle bakabiliyorlar?

* İşkence yaptıklarında başlarına bir şeyin gelmeyeceğini biliyorlar da ondan yapıyorlar.

* Arkadaşlar, bu iktidar 28 Şubat zulmünün mağdurlarının desteğiyle iş başına geldi. Zulme uğrayanların zulme karşı isyanıyla iktidara geldiler. Ama 18 yıl sonra gitti-geldi 90’lı yılların ceberut devletinin ruhuna büründü. Hakla, adaletle yolları tamamen ayrıldı.

* Siz gariban köylüden ne istiyorsunuz? Ekmek parasını çıkarmaya çalışan köylüden ne istiyorsunuz? Masum insanların ahını alıyorsunuz. Mazlumların ahını almak kötüdür. Bunun hesabı olacaktır. Bunun hesabını nasıl vereceksiniz?

* Türkiye insan haklarının sistematik olarak ihlal edildiği bir ülke haline geldi. Vatandaşın canı, sağlığı, yaşamı onuru neyi varsa devlet elinde oyuncak oldu.

“GEREĞİNİ YAPMAZSANIZ, BU MİLLET SİZİ ‘ÜLKEYE İŞKENCEYİ GERİ GETİREN İKTİDAR’ OLARAK HATIRLAYACAKTIR”

* Çok yakın bir zamanda, yine Van’da yine ağır bir işkence utancı yaşandı. Biliyorsunuz, helikopterle gözaltına alınıp, işkence uygulanan iki vatandaşımızdan bahsediyorum.

* Partimizin yetkili kurulları, iddiaları yakından takip etti. Sağlıklı bir şekilde gözaltına alınan iki köylüden Servet Turgut, gördüğü işkenceye dayanamayarak 64 yaşında hayata veda etti. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

* Servet Turgut ile birlikte gözaltına alınan Osman Şiban ise gördüğü işkence ve kötü muameleden ağır yaralı olarak kurtuldu. Osman Bey'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

* Biraz önce arkadaşlarımızla beraber Servet Turgut’un evini ziyaret ettik. Eşini, altı kızını, bir oğlunu gördük. Başsağlığı diledik. Aile gerçekten perişan. Mersin’de bulunan Osman Şiban’ı telefonla aradık, ona ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Son derece üzgünüz.

* Şimdi buradan hükümete sesleniyorum: Bugünlerde hukuk reformundan bahsediyorsunuz, “insan hakları eylem planı” diyorsunuz.

* Haydi, hukuk devletinin gereğini yapın. Servet Turgut ve Osman Şiban’a yapılanları açığa çıkarın, sorumluları yargılayın.

* 64 yaşındaki bir insanın ölümünü her yönüyle açıklığa kavuşturmak zorundasınız. Gereğini yapmazsanız, bu millet sizi, “ülkeye işkenceyi geri getiren iktidar” olarak hatırlayacaktır, unutmayın.

* 2002’de hükumet ilk kurulduğunda berbat bir tablo vardı. Güçlü bir irade koyduk. İşkenceye sıfır toleransı kısa bir süre de olsa Türkiye’de gerçekleştirdik. Fakat döndü dolaştı, her alanda olduğu gibi, eskiden Türkiye’nin ne kadar hastalıklı alana varsa nüksetmeye başladı.

* Yunus Emre’nin dediği gibi; Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur.

* DEVA Partisi; insanın doğuştan gelen tüm haklarını koruyacak. vatandaşlarımızın tüm haklarına sahip çıkacak. Söz veriyoruz, işkenceyi sıfırlayacağız. Bu uygulamalara asla göz yummayacağız. her kim işkenceye kalkışırsa, en ağır cezayla karşılaşacak. Ve söz veriyoruz; yaşanan bu acıları hep en yüksek sesle dile getireceğiz, sorumluların hukuk önünde hesap vermesini sağlayacağız.

“İKTİDAR SEÇİMLE KAZANAMADIĞI HER BELEDİYEYİ HUKUKSUZCA ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞIYOR”

* Ülkemizde hukuk ayaklar altında. Seçilmiş belediye başkanlarını makamlarından indirip yerine atanmış kişileri oturtuyorlar.

* Halkın iradesi, seçme ve seçilme hakkı ayaklar altında. Seçimler adeta bir aldatmaca haline getirilmiş.  İktidar seçimle kazanamadığı her belediyeyi hukuksuzca ele geçirmeye çalışıyor. Seçimde kaybettiği şehirlere kayyum atıyor.

* Sadece belediye başkanları görevden alınmıyor, belediye meclisleri de çalışmaz hale getiriliyor. Vatandaş oy vermiş, birilerini meclise seçmiş, birilerini başkan seçmiş; kimin umurunda!

* Şunu açıkça görüyoruz: İktidarın kayyum politikası, seçimlerde kazanamadığı yönetimleri başka yollarla ele geçirme arayışına döndü. Arkadaşlar; seçimlere ve seçim sonuçlarına saygı gösterilmesi, demokrasinin temelidir.

* Bizim sözünü verdiğimiz Türkiye’de, bağımsız ve tarafsız yargıdan başka hiç kimse, seçilmiş bir insanı görevden alamayacak. Çünkü seçilmişlerin güvencesi, seçmen iradesinin güvencesidir. Biz, seçmen iradesinin her türlü iradeden üstün olduğuna inanıyoruz. Seçmen iradesi gasp edilemez!

“BİZİM DÖNEMİMİZDE YAPILANLARA SAHİP ÇIKMAYA ÇALIŞIYORLAR”

* 2002-2015 arasındaki reform yıllarında, hukuki iyileştirmelerden birisi de anadil konusunda atılan adımlardı.

* Şunu gururla söylemek istiyorum ki; demokratikleşme yönünde atılan tüm adımlar, ben ve arkadaşlarımın döneminde oldu. Şimdi bizim dönemimizde yapılanlara sahip çıkmaya çalışıyorlar.

* Bakın, bizden sonra hem hukuk ve demokrasi göstergelerinde, hem de ekonomik göstergelerde Türkiye sürekli geriliyor. Şimdi de kalkıyorlar, yaptıkları iyi icraatları sıralarken bizim dönemimizde olanları sayıyorlar. Bizden sonraki dönemde zaten iyi bir şey kalmadığı için, mecburen, önceki dönemden örnek veriyorlar.

* Yahu onları biz yaptık, çoğu zaman size rağmen yaptık. Demokratikleşme çalışmalarında da, ekonomi yönetiminde de size rağmen ülkemizi geliştirdik.

“BUNLARIN ESPRİYE DE KÜÇÜCÜK AYKIRI BİR FİKRE DE TAHAMMÜLLERİ YOK”

* Buradan hükümete sesleniyorum: Bırakın gençlerimiz özgürce twit atsınlar. Espri yapsınlar. Öğrenciler, gazeteciler fikirlerini söylesinler. Fakat bunların espriye de küçücük aykırı bir fikre de tahammülleri yok. Ellerine almışlar bir çekiç, beğenmedikleri her fikre her söze çivi muamelesi yapıyorlar. Çaka çaka yok etmeye çalışıyorlar.

* Olmaz, yapamazlar, yok edemezler. Çünkü arkadaşlar DEVA Partisi burada. DEVA Partisi buna müsaade etmeyecek. Değerli arkadaşlar, biz o yüzden açıkça söylüyoruz:

Konuş Türkiye.

Anlat Türkiye.

Espri yap, eleştir Türkiye. ama doyasıya eleştir Türkiye.

Korkma Türkiye!

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver