Zanka

İş yerleri ya da firmalar ne dersek diyelim çok farklı yapıdaki insanların ve çoğu zaman evlerinden daha fazla zaman geçirdikleri yerlerdir.

İşletmelerde birbirinden çok ama çok farklı yapıda ve davranış biçimlerinde çalışanlar olması doğaldır. .Çalışanlar bazen kendisine verilen görevi yaparlar bazen de yaratıcılıklarını koyarak bir adım öteye geçmeye gayret ederler.

Yukarıda bahsedilen işin ve çalışanın niteliğiyle ilgili konular o yüzden asıl sorunun bu olmadığını düşünürüm. Zor olan işi yapacak çalışanı bulmak değil insan kalitesini yükseltmek olmalı. En temel çalışmalardan biri koçluk çalışmalarıyla çalışanların belli değerleri kazanmasına yardımcı olmaktır. Çalışan kurumda istenen değerden haberdar değilse kendisi olmaya devam edecektir. Ancak herkesin bazı değerleri yüklendiğini gördüğü andan itibaren yönelimi oraya olacaktır. Çünkü çalışanlar genellikle olumsuzu herhangi bir uyarıcıya gerek kalmadan örnek alırlarken olumlu bir yönlendirme için dış desteğe ihtiyaç duyarlar. 

Kurumsallaşmasının önündeki en büyük engellerden biri de tam da budur. Arkadaşlık, takımdaşlık, birbirine inanma, birbirini sevme, diğerlerinin başarılarından mutlu olma zorla insanlara dikte edilecek davranışlar olamaz. Böyle davranışlarda bulunmasını istediğimiz insanların gündelik hayatlarında da benzer hareket etmelerine ihtiyaç vardır. O zaman insan kaynakları ekiplerine düşen çalışanların özel hayatlarına daha fazla dokunmak olmalı. İnsan kalitesi ifadesini bir kalite ya da kalitesizlik olarak algılamayın. Bir entelektüel bilgi ya da eğitim seviyesi olarak hiç algılamayın bu kesinlikle aldatıcı olabilir.

Kastedilen temel çalışma ve insani ilkelere çalışanların büyük çoğunluğunun gönüllü olmasıdır.  Kurum dışından yapılan gözlemler böylece zihinlerde hep olumlu bir gülümseme bırakır. Milyon dolarlık reklam harcamalarından çok şirketlerin çalışanları gerçekten ama gerçekten tanımaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver