ARISTO MANTIĞI önermeler yaparak doğru düşünebilmenin yollarını araştırmıştır.
Bu önermeler bazen doğru sonuca, bazen de anlamlı olmayan sonuçlara götürür.
Mesela
Kuşlar uçar
Tavuk kuştur
Öyleyse tavuk uçar
Buradan hareket ile önermeler kurmaya çalıştım:
Sarayın adamları kötüdür
CHP’den ayrılan sarayın adamıdır
Öyleyse CHP’den ayrılan kötüdür
CHP’den ayrılan Balyoz kahraman değildir
Mehmet Ali Çelebi CHP’den ayrılmıştır
Öyleyse Mehmet Ali Çelebi Balyoz kahramanı değildir
CHP adayları Atatürkçüdür
Abdullah Gül CHP adayıdır
Öyleyse Abdullah Gül Atatürkçüdür
Halimiz bu değil de, ne?
Yazının başlığına dönelim ve Çelebi’den başlayalım.
İstifası geldiği gün duyduklarıma inanamadım.
Ergenekon-Balyoz günlerini yaşadım tekrar, canım acıdı
Balyoz döneminde CHP, Çelebi’nin yanında durmuş.
Halk, Çelebinin ve diğer tutsaklarımızın yanındayken Cumhuriyet HALK Partisi nerede olacaktı?
Mustafa Kemal’in ASKERLERİ vatanları için mücadele verirken, Cumhuriyet HALK Partisi nerede olacaktı?
Tek sorum var: Bu yaklaşım Atatürkçülüğe yakışır mı?
O günlerde konuyu siyasi bir mesele olarak görmüyordu CHP; ülkesinin geleceği ve adalet mücadelesi olarak görüyordu. Bugün ne değişti?
Siyasi ayrılıklar olur, normaldir. Ancak kendi değerlerin ile böylesine çelişmek olur mu?
Hakikat: Mehmet Ali Çelebi yaptığı tarihi savunması ile hepimizin gurur olmuş ve tarihe geçmiştir.
Kemal Kılıçdaroğlu, Mehmet Ali Çelebi’nin nikah şahidi olmuş.
Eeee? Bunun siyaset ile ne alakası var.
Bir önerme bile kuramadım.
O kısmı da size bırakıyorum ve
Muharrem İnce’ye geçiyorum…
İnsanların siyasal olarak, bulundukları partiden ayrılmaları doğaldır.
İddialarını ortaya koyması ve mücadele etmesi normaldir.
Doğanın, yaşamın, siyasetin normalidir.
Muharrem İnce’de en doğal hakkını kullanmış ve normal olanı yapmıştır.
Anormal olan, meselenin KİME YARAYACAK üzerinden yapılmasıdır.
Peki, Muharrem İnce ile aylardır diyalog kurmamak kime yaradı?
29 Ekim’den beri Muharrem İnce’nin Memleket Hareket’inin görmezden gelinmesi kime yarıyor?
Ortaya atılan, sonu getirilmeyen söylemler ile kamuoyu oluşturmak ve seçmeni konsolide etmeye çalışmak kime yarıyor?
İkili ittifaka koca ülkeyi sıkıştırmak kime yarıyor?
Üyelerin Genel Başkan seçmesinin kabul edilmemesi kime yarıyor?
Üyelerin Cumhurbaşkanı adayını belirlemesinin kabul edilmemesi kime yarıyor?
Sormadan edemeyeceğim:
Ekmelettin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi kime yaradı?
Abdullah Gül’ün aday gösterilme gayretleri kime yaradı?
O zaman:
Memlekete yaramadı.
Muhalefet memlekettir.
Öyleyse muhalefete yaramadı.
Bu konu daha çok yazı götürecek.
Şimdilik bu kadar…