Zanka

Talha Barış Yapıcı

Twitter Instagram


Talha Barış Yapıcı

Roma’nın Kaynakları

Romalılar imparatorluk döneminin başlangıcındaki geniş sınırlarına “Roma’ya çıkan” yollar yaptılar. Birçok Akdeniz medeniyetinde olduğu gibi Roma’nın da geçim kaynaklarının önemlilerinden biri zeytindi. Zeytinden yapılan ürünler Romalılar tarafından kullanılıyordu. Aynı zamanda zeytin ve zeytinyağının ihracatı da yapılıyordu. Romalılar İspanyol madenlerinden maden çıkarmak için mağaralarda çocuk işçiler çalıştırmıştı. Bununla ilgili bugüne gelen bazı kabartmalar mevcut. Çocuk işçi çalıştırmanın bugün de etik olmadığı fikriyle Roma'nın bu denli ağır bir işte çocukları kullanması onların genç yaşta hayatlarını kaybetmesine yol açmış oldu. Buralarda çıkan gümüş ve altın madenleri işlenerek Roma'nın her coğrafyasında kullanılmaya başlandı. Roma'nın merkez olması kaydıyla hâkim olduğu tüm coğrafyalarda bir para birliğinin olduğunu söylemek mümkün.

Roma’dan sonra gelen dünyanın farklı yerlerindeki büyük devletler de çokça farklı milleti bünyesinde barındırdığı ve geniş hakimiyet sahasına sahip olduğu için merkezi bir yönetim anlayışıyla aynı dili, aynı parayı kullanmaya çalıştı. Bu merkezin otoritesini güçlendirmesi ve herkesin Roma'ya ait hissetmesi adına önemli bir durumdu. Zaten Roma'nın da hedeflediği Romalılığın imtiyazlı olmasını sağlamaktı. Akdeniz’e kıyısı olan yerleri fetheden devlet, buradaki halkın refah içerisinde yaşaması adına yerleşimlerin deniz kenarı olmasının ve sıcak ikliminin faydalarından da yararlanacaktı. Zeytin bugün Ege Bölgesi’nin daha çok kıyı kesimleri için hâlâ bir geçim kaynağı. Bu yerleşimlerin su kaynaklarının da bol olması tarımı kolaylaştırmış olacaktır.

 

Denizaşırı Ticaret ve Yerleşim

İmparatorluk olan Roma için artık deniz yolu ulaşımı da çok önemliydi. Pantheon örneğinde gördüğümüz gibi denizaşırı yerleşim yerlerinden başkente büyük kolonlar taşınmıştı. Böylece bugüne değin ayakta kalan Pantheon inşa edilmişti. Mary Beard da bugün yeterli önemi vermediğimiz antik şehirlerin Roma ticaretine olan etkilerini bize yerinden anlatıyor.

Hellen kültürüne olan hayranlığı ile bilinen İmparator Hadrianus’un devrinde Efes’te, bir liman şehri olması sebebiyle burada ticaret yapan zenginlerin limana yakın ihtişamlı evlerinin kalıntıları yer alıyor. İçerideki duvarlarda çizilmiş güzel resimler ve süslemelere şahit oluyoruz. Bir yandan da zenginlerin hizmetindeki kölelerin kaldığı bugünkü yurtlara benzer daracık ve sıkışık odalı yapıları görüyoruz.

Akdeniz’in çok yoğun deniz ticaretini neredeyse tekeline alan Roma’ya artık sadece kara yolları değil deniz yolları da çıkıyordu. Bir ülkenin küreselleşmesi, bugünün dünyasında kitle iletişiminin ve ulaşım araçlarının oldukça gelişmiş olması dolayısıyla gayet kolay. Ancak bundan bin yıllar önce uzak medeniyetlerle özellikle ticari eksende anlaşmalar yapıp buralardan değerli madenler, eşyalar getirtmek veya buralara ihraç etmek oldukça zor olsa gerek.

Bizim adımıza dikkat çekici olan Türkiye sınırlarındaki Roma’nın tekstil kaynağı Hierapolis, içerisinde İmparator Hadrianus’un tapınağının da yer aldığı Efes, Troya gibi kültürel öneme sahip yerleşim yerlerinin Roma ticaretinde önemli yerleşkeler olmaları. Efes örneğinde gördüğümüz zenginlerin evlerine kıyasla küçücük kalan köle evlerinde, köleler belki de birkaç kişi yan yana kalıyordu. Sınıfsal farkın çok belli olduğu bir kıyas…

Fırsat eşitliğine dair hiçbir konuda bizi konuşturmayan Roma özelinde eskiçağ medeniyetleri seçkinler ve halk ya da halk ve köleler arasındaki uçurumu en iyi şekilde anlatıyor. Sosyal statülerin yaşam standartlarını oldukça etkilediği dönemlerden kalan izlere bakınca kölelerin ve fakirlerin çektikleri eziyetleri anlayabiliyoruz. Bu bağlamda Roma bir bütün olarak bize hem iyi hem de kötü bir sürü örnek sunuyor. Bunların arasında Roma genel olarak iyidir veya kötüdür yorumunu yapmak da oldukça zorlaşıyor. Gelecek kuşaklara bıraktıkları özellikle kültürel ve tarihi mirasın geleceği okumak adına bize bir rehber olduğunu ve çok anlamlı olduğu kanaatindeyim. Bununla beraber her ne kadar bugün düşündüğümde o dönemde tanıdığı imtiyazlar nedeniyle Roma’da yaşamayı istesem de Roma’da bir kölenin yaşam şartlarını düşünerek bugün sıradan bir vatandaş olmayı tercih ediyorum.

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver