Zanka


Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 210

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 211

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 211


Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 213

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 214

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 215



Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 242

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 243

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 243

Metris'li Türküler

...O gün Metris T tipi cezaevinin kapısında bütün çocukluğunu bıraktı. Yumruklarını sıkıyordu. Gökyüzü griydi. "Yağmur başlasa da rahat rahat ağlasam" diye geçirdi içinden. Yağmur yağmadı. O da ağlamadı. Aylardır görmediği babasını bir cezaevinde camekan ardından görmüştü. 16 yaşının yaşamı yeni yeni kavradığı bir sürecinden geçiyordu. İnsan bazen böyle süreçlerden geçer. Bazı insanlar hep böyle süreçlerden geçer. 6 kişi bir taksiye doluşmaları duygularını bastırması için yeterli bir sebepti. Mütemadi nefret duygusu yerini özleme, sevgiye bırakmıştı. Yol boyunca düşündü. "Ağaçlar yeşil, güneş sarı, kuşlar özgür, babam hapiste." İdrak etmeye çalışıyor, idrak ettikçe dünyaya küsüyordu. Üstelik içinden geçtiği süreçte dünyaya daha da sarılmak zorunda olduğunu da biliyordu. Adam yaralama diyorlardı. Ölmemiş de kefalet isteniyormuş. Ödenirse çıkarmış. İyi de babasının borçları bu kadarla kalmıyordu ki. Kimse bilmiyordu ama küçük bir kız çocuğuna sımsıkı sarılmak borcu vardı mesela. Mesela o küçük kız çocuğunun annesine binlerce özür borcu... Ödememişti hiçbirini. Ödemezdi de... Üniformalarını giyip o günler çok da mutlu olmadığı okuluna gitti.  Kahretsin! Bileğindeki "Metris T Tipi Cezaevi - Görüldü!" yazısını yeni farketmişti. Kimseler farketmeden gömleğinin manşetlerini bileklerine kadar ilikledi. "Tamam" dedi. Bugün bitecek. Bugün de bitecek... Metris'li türküler dinledi uzunca bir süre. Hepsini ezberledi. Dönemin popçularını değil de seneler evveliyatının acıyı ezgilere işleyen sanatçılarının şarkılarını dinlemeyi bilmeyi hep severdi. Belki de bu yüzden unutamıyordu yaşadığı hiçbir acıyı. Babası çıktı Metris'ten. Ama o ne Metris'i ne de o görüş gününü unutmadı. Kazıdı beyninin en gizli yerlerinden birine. Orada kaldı o küçük kız.  Kolundaki  "görüldü" damgasını saklamak zorunda olduğunu idrak ettiği an büyüdü. İçine attı bütün öfkesini sevilmemişliğini. İnsan, babasına küsünce kimseyle barışamıyor. İnsanı sevmedi mi babası, başka kimse sevmeyecekmiş gibi geliyor. Seviyor. İlla ki seviyor. Ama inanması zaman alıyor. Görüş günü bitti. Babası Metris'ten çıktı. Ne var ki çocukluğu o camekanın ardında kaldı. Uzunca bir süre bütün insanları asık suratlı, merhametsiz gardiyanlara benzetti. Sordum, "hala Metris'te mi çocukluğun" dedim. "Yok" dedi. "Sevdim, sevildim. Beraat ettim. Ama sorarsan bunca yıl o çocukluk içerde ne yaptı diye, yaşlandı işte."

Sonra yıllardır dinlemediği o şarkıyı açtı.

Metris'in önünde durdum
Hasretim yerlere vurdum
Ben dağlarda uçan kuştum
Kanatlarımdan vuruldum

Şarkı bitti. Sohbete bir dahaki iç dökme seansına dek ara verildi. Çünkü Metris ne ilkti ne de son. Metris yalnızca onu büyüten yerdi.

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
65