Zanka

Hz. Muhammed zengin miydi? Bu sorunun yanıtına dair "Hz. Hatice ile evlendiğinde zengin oldu" gibi çokça iddia var, peki bu iddiaların ne kadarı doğru? Araştırmacı Yazar İhsan Eliaçık, doğru bilinen efsanelerin aslında yanlış olduğunu farklı farklı örneklerle anlattı. Eliaçık, “Kamu adamları ceketiyle gelip, ceketiyle giderler. Kamu faaliyeti yüzünden kendilerine herhangi bir zenginlik, servet söz konusu olamaz. Halkın kendilerine verdiği maaşla geçinirler ve boğazlarından bir lokma dahi kamu üzerinden geçirmezler. Peygamber bunu bilerek yapmıştır. Mesela bir rivayette peygamber, ‘Fakirlik benim övüncümdür’ diyor. Buradaki fakirlik, kifayet miktarınca olan şey, yani ihtiyacından fazla herhangi bir şeyin olmaması ‘makam-ı mahmud’dur” dedi…

Zanka TV’de yayınlanan Yaşayan Sorular programında Araştırmacı Yazar İhsan Eliaçık bu hafta, Hz. Muhammed’in maddi durumu hakkında doğru bilinen yanlışları anlattı.

Hz. Muhammed’in çeşitli yollarla zenginleştiği yönündeki iddialara karşılık, gerçeğin ne olduğunu örneklerle açıklayan Eliaçık, şu ifadeleri kullandı:

* Mesela çokça yaygın bir kanaattir, derler ki; Peygamberimiz ticaretle uğraşmıştır ve oradan para kazanmıştı. Bunun aslı yoktur. Peygamber ticaretle uğraşmamıştır. Ticaretle uğraştığı herhangi bir sermayesi de yoktur. Zaten kabile olarak Haşimoğulları; ilimle, irfanla uğraşan, Emevioğulları gibi malla, mülkle, ganimet toplamakla uğraşmayan genellikle ulema geleneğini sürdüren, muhtaçlarla ilgilenen bir kabileydi. Gençlik yıllarından itibaren ticaret kervanlarına katılması, ticaret yapmak için değildi. Tacirlerin kervanlarını götürüp getiriyordu. Dolayısıyla peygamber bir kervan emekçisiydi. Alın teriyle ortağa koyduğu emekten başka birikmiş herhangi bir maddi sermayesi yoktu.

* Dahası bir takım hadisler uydurmuşlar; neymiş peygamberimiz demiş ki “Rızkın 10’da 9’u ticarettedir” demiş. Bunun da aslı yok uydurma. Tacirler uydurmuş.

* Peygamber Hz. Hatice ile evlendiğinde zengin oldu derler. Bu da yanlış. Çünkü peygamber, Hz. Hatice ile evlendiğinde aralarında mal ayrılığı ilkesi vardı. Bir kadınla evlendiğinde ruhuna, bedenine çöktüğün gibi malına, mülküne de çöküyorsun, evliliği adam böyle anlayınca peygamberin de evliliğinin böyle olduğunu zannediyor. Halbuki evlilik bir sözleşmedir, kadına çökülmez.

* “Emeğin karşılığı hemen verilmeli” derdi. Bu hususlarda çok hassastı. Haram lokma, rızık, alın teri bu hususta aşırı derecede hassas olduğunu hatta bütün getirdiği dini bunun üzerine kurduğunu görüyoruz. Ama daha sonraki Müslümanlar buralarda tamamen koy verdi.

* Kur’an’da “Biz seni fakir bulduk da zengin etmedik mi?” ayeti var, bu da çok yanlış anlaşılıyor. Davasının güçlenmesi kast ediliyor, kendi şahsının zengin olması kast edilmiyor. Nitekim zenginlik kelimesi Türkçe’de de sadece maddi anlamda kullanılmaz, mesela “gönül zenginliği”.

* Kamu adamları ceketiyle gelip, ceketiyle giderler. Kamu faaliyeti yüzünden kendilerine herhangi bir zenginlik, servet söz konusu olamaz. Halkın kendilerine verdiği maaşla geçinirler ve boğazlarından bir lokma dahi kamu üzerinden geçirmezler. Peygamber bunu bilerek yapmıştır. Mesela bir rivayette peygamber, “Fakirlik benim övüncüm” diyor. Buradaki fakirlik, kifayet miktarınca olan şey, yani ihtiyacından fazla herhangi bir şeyin olmaması makam-ı mahmuddur.

* Ama bizim muhafazakarların ve dini çevrelerin çoğu bunu anlamazlar. Bunlara kafaları basmaz.

* Bir diğeri de peygamberin gelen ganimetlerden zengin olduğu iddiasıdır. Bunun da aslı yoktur. Ganimet nedir? Ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Saldırganlardan kalan mallar demektir, saldırarak ele geçirilen mallar değil. Saldırganlardan püskürtme neticesinde bırakıp gittikleri mallar demektir. Develer, yiyecekler, ok, mızrak, kılıç gibi şeyler. Ganimet parasından kendisine ayırdıklarını bile dağıtmıştır.

İHSAN ELİAÇIK’IN AÇIKLAMALARININ TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ



Bu içeriğe emoji ile tepki ver