Zanka

İnsan kendini düzgün şekilde ifade edecek kadar kelime hazinesine sahip olmadığı için küfreder.

İnsan gerçek manada iyi bir eğitim almamış olduğu için küfreder. 

İnsan birikimi, entelektüel seviyesi olmadığı için küfreder.

İnsan yüzü kızarmak gibi bir hasleti olmadığı için rahatça küfreder

İnsan öz benliğine saygı duymadığı, içten içe değersiz biri olduğunu düşündüğü için küfreder.

İnsan her cümlenin ya başına ya da sonuna küfür yerleştirerek iletişim kuran bir ailede yetiştiği için küfreder.

İnsan bir münakaşada yenik düştüğü, akıl ve fikriyle bir yere varamayacağını bildiği için küfreder.

İnsan öfkesini yenemediği hatta açgözlülüğü ve hırsı yüzünden küfreder.

Toplumun gözü önünde bulunan, her sözü her hareketi vatandaş tarafından takip edilen sanatçıların, gazetecilerin, siyasetçilerin çirkin ifadeler kullanarak konuşmaları kabul edilemez. Küfürlü konuşma furyasının normalleştirilmeye çalışılması da kabul edilemez.

Beşer düşünen, hükme varan hayvanın aksine birtakım sesler çıkarmak yerine konuşma yetisine sahip bir varlıktır. Küfretmek ise konuşma yetisine bile dâhil edilemez.

Küfür aynı zamanda saldırganlık belirtisidir. Yedi gün yirmi dört saat birilerine sataşan, oturup konuşmaktan, anlaşmaktan aciz insanları hayal edin.  

Şimdi bu ağzı bozukların, halkın; akıllı, basiretli, benim sorunlarımı çözecek kadar güçlü bir iradeye sahip biri olarak görüyorum deyip seçtiği politikacılar; sanatlarını takip ettikleri sanatçılar; beni yazılarınla, yaptığın haberlerle aydınlat dediği gazeteciler olduğunu farz edin. Ne kadar kabul edilemez ne kadar rahatsız edici öyle değil mi?

İçişleri Bakanı Sayın Soylu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ için şu sözleri sarf etmiş:

“Hiç adam yerine koymam, kabul etmem. Ben bu adamı adam yerine ve insan yerine koymam. Bu hayvandan aşağı bir adamdır. Soros çocuğudur ve operasyon çocuğudur. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir.”

Bu sözleri mülteci tartışmaları üzerine söylemiş. Bilindiği üzere Sayın Soylu sadece Suriyeli sığınmacıları ve mültecileri değil, göçmenleri de canhıraş savunuyor, onların mazlum insanlar olduğunu söylüyor.

Geçen gün izlediğim bir video kaydında çevresine toplanmış vatandaşa, “Afganları, Pakistanlıları gönderelim, çobanlığı kim yapacak, birtakım yerlerde kim çalışacak, ağır işlerde kim çalışacak? Bunlar bizim imtihanımızdır.” diyordu.

İnsan din kardeşine ayak işlerimi yapacak diye kucak açar mı? İmtihan şöyle mi oluyor: Aciz insanlara ki- o da şüpheli- efendi olmak, emeğini sömürmek vasıtasıyla sevap kazanmak, böylelikle ahireti şimdiden cebe atmak.

Suriyeliler artık sığınmacı olmaktan çıktı. Çünkü Esad ülkeden kaçanlar dâhil tüm suçlular için genel af ilan etti.

Bugün gelinen noktada AKP Suriyelilere kucak açtığı için seçmeninden takdir görmeyi beklerken, AKP’lilerin büyük çoğunluğu da dâhil ülke genelinde tepki topluyor.

Din kardeşime kucak açtım, Kurtuluş Savaşı’nda bize para gönderen Pakistanlılara, Afganlara buyur dedim politikası, biz mazlumu ezmeyiz politikası tutmadı.

Sayın Soylu ısrarla bu politikanın propagandasını yapıp karşı olanlara tüm gücüyle saldırsa da bizde iç siyaseti belirleyen yegâne unsur ulus devletin, vatandaşın menfaati değil, oy kaybetme korkusudur. Bu sebeple Erdoğan bir milyon Suriyelinin gönüllü geri dönüşü için hazırlık yaptıklarını söyledi.

Sorun şu ki bu insanların akın akın gelişini izlediğimiz gibi gidişini de görebilecek miyiz? Yoksa mış gibi mi yapacaklar?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
32