Zanka

Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nin iptali ve özlük, mali haklarının iyileştirilmesi için Sağlık Bakanlığı önünde açıklamada bulunan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Başkanı Kemal Noyan, “Bu ülkenin hasta garantili hastanelere değil hayatını garanti altına alabileceğiniz hekimlere ihtiyacı var bunu Sağlık Bakanına hatırlatmaya geldik” dedi…

Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne karşı iş bırakan sağlık emek-meslek örgütleri bugün Ankara’da Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamanın ardından havaya siyah balon bırakan sağlık emek-meslek örgütleri temsilcileri şunları söyledi:

“SİSTEMSİZLİK DEVAM ETTİKÇE MEYDANLARDAYIZ”

Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF) Genel Sekreteri Birsen Güneş Gökçe:

“Ortak masada buluşup, göstermelik olmayan sürdürülebilir bir yönetmelik düzenlemesini Sağlık Bakanından talep ediyoruz. Sağlık Bakanından etkin bir sağlıkta şiddet yasası ve uygulayan adalet sistemi istiyoruz. 30 Haziran 2021’de çıkarılan ceza yönetmeliğinin geri çekilmesini istiyoruz. Aile hekimliği çalışanlarına emekliliğe yansıyan ve insanca yaşama koşulları sağlayan ücretlendirme istiyoruz, eşit işe eşit istihdam koşulları istiyoruz, bizi birbirimize kırdırmayan, iş barışımızı bozmak istemiyoruz. Sadece bizler sağlık hizmeti sunmak için eğitildik, bırakın da artık işimizi yapalım, meydanlarda hakkımızı aramayalım. Bakanlığımıza diyoruz ki; sağlık hakkı en temek insan hakkı, alınamaz, satılamaz, üstünden kar elde edilemez. Toplum yararı güden bir ekip anlayışı ile bir bütün olarak ele alınmasını, hizmet planlamalarının saha ile birlikte yürütülmesini istiyoruz. Ceza yönetmeliğinin geri çekilmesi için vazgeçmeden, durmadan bu yanlışı düzelteceğiz, hakkımızı alana kadar durmayacağız. Sistemsizlik devam ettikçe meydanlardayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin onuruna yakışan sağlık sistemi için mücadelemize devam edeceğiz. Sayın Bakanım bizi görmezlikten gelmeyin, bizler hastalarımızla ilgilenmek istiyoruz, haklarımızı almak için sahalarda olmak istemiyoruz.”

“SAYIN BAKAN BİZİ BAKANLIĞIN ÖNÜNDE BİLE GÖRMEYE TAHAMMÜL EDEMEDİ”

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Gürsel Özer:

“Biz bu yönetmeliği kaldırıncaya kadar her türlü etkinlik içinde olacağımızı söylemiştik. Bu kara günde yine Bakanlığın önünde olmamız gerekiyordu ama Sayın Bakan bizi Bakanlığın önünde bile görmeye tahammül edemedi. Kendisi bu yakın zamanda bir toplantı yaptı; insanları çağırdı ama bu toplantıdakiler aramızda kalsın dedi. Sayın Bakan şunu dedi herhalde; Ben aile hekimliği çalışanlarına söz verdim, hakkediş kayıpları olmayacak ama yapamadım aramızda kalsın mı dedi?  Siz, ben şiddeti önleyeceğim diye söz verdiniz, kanun çıkardım ama ALO 184 mobbing hattını daha da işler hale getirdim söylemeyin mi dediniz? Siz, bize iş güvencesi vaat ettiniz ceza yönetmeliği keyfiyet yönetmeliği çıkararak iş güvencelerini ellerinden aldım, motivasyonlarını kırdım aramızda kalsın mı dediniz? Sayın Sağlık Bakanı, tek şunu öngöremiyorsunuz; siz bizim taleplerimizi yerine getirinceye kadar biz gerekirse arkanızda, önünüzde, sağınızda, solunuzda, ensenizde olacağız, asla geri adım atmayacağız.”

“ETKİN VE CAYDIRICI SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI İSTİYORUZ”

Genel Sağlık İş Genel Örgütlenme Sekreteri Tarık Doğan:

“Bundan tam bir yıl önce, Cumhurbaşkanının 4198 sayılı kararı ile yayınlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ile aile hekimliğinde görev yapan sağlık çalışanlarının aleyhinde düzenlemeler getirilmişti. Yayınlandığı günden bugüne ceza yönetmeliği ile çalışma şartlarının ağırlaştırıldığını, sözleşme feshinin kolaylaştırıldığını, iş yükü artmasına rağmen ödemelerin azalmakta olduğunu, bu yönetmelikle aile hekimliğinin işleyiş ve özüne zarar verildiğini defalarca dile getirdik. Bu yönetmelik içerik ve sonuçları itibariyle sadece çalışanlar için değil yurttaşlar için de ceza yönetmeliği olmaktan öteye gidememektedir, gidemeyecektir. 20 yılın sonunda iktidarın uyguladığı sağlık politikalarının sonucu olarak sağlık sistemindeki çalışma şartları, baskı ve şiddet gibi olayların sonucu kamudan istifa eden ve yurtdışına gitmek üzere yabancı dil eğitimi alan hekim, hemşire, laborant sayısı katlanarak artmıştır. Üniversite ya da eğitim araştırma hastanesinde tıp eğitimi verecek öğretim görevlisi sayısı gün geçtikçe azalmaktadır. Yurttaşlar randevu almakta zorlanmakta ya da aylar sonrasına randevu alabilmektedir. Sağlık emekçileri ay sonunu getirememekte, sağlığını hiçe sayarak nöbet ücreti ile günlük yaşamlarını sürdürmeye çalışmakta, yaş haddi sınıra kadar çalışmak zorunda kalmaktadır. Siyasi iktidar, sağlık hizmetlerini çökme noktasına getirmiştir. Bu tablo önümüzdeki sürecin daha sıkıntılı geçeceğinin göstergesidir. Genel Sağlık İş olarak, namı diğer ceza yönetmeliğinin geri çekilmesini ya da sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştirecek iş yeri barışı getirecek şekilde revize edilmesini istiyoruz. Göstermelik değil sağlıkta şiddeti gerçekten azaltabilecek nitelikte etkin ve caydırıcı sağlıkta şiddet yasası istiyoruz. Performans sisteminden vazgeçip ek değil tek ödeme sistemine geçilmesini, tüm sağlık emekçilerine enflasyon oranında zam değil bir an önce seyyanen maaş iyileştirilmesi yapılmasını istiyoruz. Tüm sağlık emekçilerini kapsayacak kademeli ek gösterge artışı yapılmasını istiyoruz. Susmuyoruz korkmuyoruz, vazgeçmiyoruz.”

“BAKANLIK SAĞLIK EMEK MESLEK ÖRGÜTLERİNE RANDEVU BİLE VERMEDİ”

SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım:

“Biz SES olarak birinci basamaktaki dönüşüm sürecinde baştan beri aile sağlığı merkezlerine dönüşme sürecinin yaşanabilecek soruları tek tek anlattık, paylaştık. Siyasiler bu söylediklerimiz dinlemeyip bugünkü yasayı hayata geçirmeye başladılar dönem dönem yaşanan sorunlara kısmı düzenlemeler yaparak bunları çözmeye çalıştılar ama geldiğimiz noktada ASM emekçileri isyanda çünkü yaşadıkları sorunlar had safhada. Sorunlarımızı bir türlü bakanlığa anlatamadık, bakanlık sağlık emek meslek örgütlerine bu konuda bir randevu bile vermedi. Verdiği, konuştuğu kurumlara baktığınızda bu sürecin içinde olmayan arkadaşlarımız ile görüştüler. Biz alanda yaşadığımız bu sorunları birlikte, sizle çözmeye ve ülkemizde koruyucu sağlık hizmetini temel alan bir sağlık politikasını hayata geçirmek için her türlü görüşmeye açığız. Biz buradaki sağlık emek meslek örgütleri olarak, bugün ödeme sözleşme yönetmeliğine karşıyız, geri çekilmezse her türlü eylem ve etkinlikleri hayata geçirmekten geri adım atmayacağız. Birleşe birleşe kazanacağız, örgütlü güç en büyük güç.”

“GEMİ SU ALMAYA BAŞLADI”

Birlik Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Can Kirişçi:

“Biz muhatabımızdan istediklerimizi alabildik mi, karşımızda muhatabımız var mı? Biz burada sıcaktan ter içindeyken orada klimalı odalarında gören, bakan, duyan yok. Gün gelecek bunu duyuracağız. Bugün ceza ve infaz yönetmeliği dediğimiz ve Gestapo komisyonunun, kafamızda Demokles’in kılıcı gibi sallanan komisyonun birinci yılı. Bu yıl neredeyse yüzde 90’ımızın sözleşmesi yenilenecek, eğer bu adamlar kalırsa, binlerce arkadaşımızın, çoğunlukla buradaki aktivitelerin yüzde 90’ının sözleşmesini feshetmeye kalkacaklar. Başaracaklar mı? Hayır. Sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz. Halkımıza seslenmek istiyorum, bu hekimlerin mücadelesi hak talebi aslında sizin için. Recep Akdağ, hekimin elini halkın cebinden çıkaracağım dedi, başardı. Sermayenin iki elini birden soktu o cebe, kamuda hekim kalmadı. Kamunun yükünü ağırlıklı olarak aile hekimleri çekiyor, toplam polikliniğin yüzde 40’ını yapar hale geldik, bunu taşıyacak gücümüz yok artık. Gemi su almaya başladı, aile hekimliği hak kayıpları ile sona yaklaşıyor. Hep birlikte mücadele edeceksek sonucunu alacağız yeni bir düzen kurulacak, yeni bir Türkiye olacak sağlık çalışanları ve hekimler orada yerini alacak. Sorunlarımızı tekrarlamak istemiyorum. Güya değişiklik yaptık, katalog çıkardık diyorlar, başınızda paralansın o katalog. Sonuç alana kadar alandayız, eylemlerimiz artarak devam edecek.”

“SAĞLIK SİSTEMİNİ BİLİMSELLİKTEN UZAKLAŞTIRIYORSUNUZ”

AHEF Başkanı Kemal Noyan:

“Bugün burada ‘Beni Türk hekimlerine emanet edin’ zihniyetinden ‘Giderseniz gidin’ zihniyetine geldik. Bunun eseri sizlersiniz. Bugün Türk hekimleri burada sesimizi duyabiliyor musunuz Sayın Bakanım. Bizler medya fenomeni değiliz, Türk hekimleriyiz. Bizlerin sesini duymak zorundasınız. Bir gün herkes gidecek ama bizler burada olacağız. Pandemi döneminde canlarını veren meslektaşlarımızı defnettik, aynı gün çocuklarımıza sarılamadık, olumsuz koşullarda, savaşın ortasında bizler moral, motivasyon beklerken sizler bizlere ceza yönetmeliğini reva gördünüz. Bugün buraya ceza yönetmeliği ile yıl sonunda sözleşmesi feshedilen, yıl boyu sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalan, her gün başka bir ülkede insanca hekimlik yapmakla vatanını terk etmek arasında kalan hekimlerin sesini duyurmak için geldik. Sadece 500 dolara hekimlik yaptırdığınız insanların burada yüzüne bakar, utanırsınız diye düşündük. Kaderine terk edilmiş, özel binalarda çalışan aile hekimlerinin 3 kat kira artışları neticesinde mahkeme kararı ile 10 yıldır hizmet verdikleri binalardan tahliyelerini konuşmaya geldik. ASM gider ödemelerinde bir yılda sadece yüzde 41 zam yapılmışken elektrik, su, akaryakıt, doğalgaz, kömür, kırtasiye, tıbbi sarf gibi giderlerimizin ortalama yüzde 100 ile yüzde 800 arttığını hatırlatmaya geldik. Bizler pes etmedik, bizler Türk hekimleriyiz. Tabii ki diplomamızı yırtma noktasına geldik ama şu anda diplomamıza sahip çıkma noktasındayız. 15 yılda çıkaramadığınız sağlıkta şiddet yasası sebebiyle sağlıkta şiddet artık toplum tarafında kanıksandı. Ülkenin dört bir yanında sağlıkta şiddetin aynı hızla devam ettiğini hatırlatmaya geldik. Bu ülkenin hasta garantili hastanelere değil hayatını garanti altına alabileceğiniz hekimlere ihtiyacı var bunu Sağlık Bakanına hatırlatmaya geldik. Sizin asıl alanınız inşaat olabilir, özel hastaneleriniz olabilir ancak biz hekimiz, işimiz tedavi etmek, insanların hasta olmasını engellemek. Bir yazı çıkarıp kamu binalarında çalışan aile hekimlerinin sırtına tavan arasının kiremitlerinden, kanalizasyona kadar sorumluluk verdiniz. Kendiniz oturduğunuz lüks lojmanları boyatmaktan acizken, aile hekimleri bu binaları boyatmadı diye yazılar çıkardınız. Yanılgınız hep aynı; bir binayı, arkanızda görüyorsunuz, sağlık tesisi haline getiren tuğlasının kalitesi değil içindeki hekimlerin kalitesidir. Dilimizi bile konuşamayan yabancı uyruklu meslektaşlarımıza teslim ettiğiniz yeni boyanmış binalardaki hizmet kalitesinin çok da yüksek olmadığını hatırlatmaya geldik. Bir süredir iş bırakma eylemleri yapıyoruz, şu an şifalı ellerimizle sağlık dağıtmak yerine evlerimizi barklarımızı bırakıp size şikayet etmeye geldik Sayın Sağlık Bakanım. Bizler iş bırakıyoruz çünkü illerimizde sözleşme fesih komisyonu kuruluyor, 40 madde halinde bizlere ceza yönetmeliğini reva gördünüz, birçok arkadaşımız yoksulluk sınırın altında hakkediş alıyor, düşünce ve fikir yönetmeliğini ihlal eden bir anlayışınız var, mobbinge maruz kalıyoruz, ölüyoruz, yaralanıyoruz. Çünkü her gün sağlık sistemini bilimsellikten uzaklaştırıyorsunuz. Biz insanı yaşatmak istiyoruz ki devlet yaşasın. Keşke kararmış vicdanlarınız da havaya bıraktığımız siyah balonlar kadar kolayca uçup gözden kaybolsa.”

(ANKA)



Bu içeriğe emoji ile tepki ver