Zanka

23 Mayıs 2022 tarihli “ERDOĞAN’IN NATO HESABI” başlıklı yazımda şu cümleleri kaleme almışım:

PKK’yı bitirmeye ant içmiş AKP, içerde seçim dönemi Osman Öcalan’ı TRT ekranlarına çıkarıp İmamoğlu’na oy vermeyin açıklaması yaptırıyor.

Dışarda, “PKK’ya her türlü desteği veriyorsunuz hatta bu insanları Parlamentonuza dahi sokuyorsunuz.” diye kükreyenler, geçmişte Oslo’da PKK ile masaya oturuyor.

Dışarda iki Kuzey Avrupa ülkesine ayar veren, racon kesen Erdoğan, içerde 2016’da PYD’nin imdadına koşan peşmerge ve PKK’lılara lahmacun yediriyor.

Peşmerge 29 Ekim’de, Cumhuriyet Bayramı’nda Türkiye’den geçiş yapıyor. Habur sınır kapımızdan girip Kobani’ye intikal ediyor.

Seçimin yaklaştığı şu günlerde kuşkusuz iç siyaset için PKK kartını oynamak oldukça elverişli. Erdoğan biliyor ki ne zaman dışarıya, İsveç ve Finlandiya’ya siz PKK’ya yardım ve yataklık ediyorsunuz, diye haykırsa, isyan etse, bu isyanı ona içerde oy olarak geri dönecek.

***

Bu yazıdan haftalar sonra 29-30 Haziran tarihlerinde, NATO devlet başkanları toplantısı yapıldı. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yeşil ışık yakıldı. Yani Erdoğan içerde esip gürledi, ardından toplantıda “peki" dedi.

Avrupa’nın, ABD’nin hatta kimi zaman Rusya’nın emrindeyiz. Kendi menfaatleri doğrultusunda hareket eden bir ülke olmaktan ziyade daha çok bu ülkelerin menfaatleri doğrultusunda hareket ediyoruz.

Karşılıksız hiçbir şey olmaz, hele de dış siyaset al gülüm ver gülümlerle ilerler. İşte hizmetimizin karşılığını bu ülkelerin Erdoğan’ı ve Erdoğan hükümetini desteklemeleri şeklinde alıyoruz.

Yakın zamanda ülke çıkarlarının bir kenara atıldığı, AKP hükümetinin, Erdoğan’ın menfaatinin güdüldüğü bir haber daha aldık.

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı ve aynı zamanda Boris Johnson’ın yerine Başbakan olmak için yarışan Liz Truss’ın, İngiltere’deki sığınmacılar ile ilgili planlarını öğrendik.

The Times, Liz Truss’ın Başbakan seçilmesi halinde sığınmacı planına Türkiye’yi de eklemeyi düşündüğünü iddia etti.

Program ise şu: İngiltere Ruanda’ya para veriyor, karşılığında ülkesindeki sığınmacıları buraya göndermeyi planlıyor. Eğer biz de bu plana dahil edilirsek bize de bir miktar para verilecek, karşılığında paketlenip gönderilen binlerce sığınmacıyı teslim alacak, topraklarımızda besleyeceğiz. Belki Suriyelilere yaptığımız gibi onları da Türk vatandaşı yapacağız.

Henüz ortada anlaşma ya da somut bir şey yok fakat bu haberde ülkemin isminin geçmesi, Türkiye yazılması bile çok acı ve onur kırıcı. Erdoğan ve hükümeti dışarıda nasıl bir izlenim bıraktılar ki böyle planlar dönüyor. Seçim vaadi olarak topraklarımız üzerinden projeler üretiliyor.

Biz sınırları belli ulus devlet miyiz, yoksa Avrupa ve ABD’nin pis işlerini yapan yarı sömürge miyiz? Onların görmek istemediği, evlerinde barındırmadığı, fırlatıp attıkları ve birtakım şeyleri yığdığı arka bahçeleri miyiz?

Gelişmiş ülkeler ne olursa olsun kendi menfaatleri doğrultusunda hareket eder, buna göre politika geliştirirler. Gelişmemiş ülkelerin başında ise mutlaka istibdat sevdalısı, dediğim dedik liderler olur. Onları ise ülkenin selameti, vatandaşın refahı zerre kadar ilgilendirmez, sadece kendi geleceklerini iktidarlarını, koltuklarını düşünürler. İşte tam da bu noktadayız, ne zaman bu çamurdan çıkacağız?



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
32