Zanka

Bugün 10 Kasım 2019… Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının ve Türk Milleti’nin özleminin başlamasının 85’inci yılı…

Sonbahar ayrılık ve hüzün mevsimi olarak bilinir. Türkiye için ise bu ayrılık ve hüzün mevsiminde duyguların en yaşandığı gün 10 Kasım’dır… Zira 10 Kasım; Kurtuluş Savaşı’yla topraklarımızın düşmanlardan temizlenmesini ve hür nefes almamızı sağlayan Ata’mızın, Cumhuriyet’e giden yola ışık olan bir çift mavi gözün kapandığı gündür…

10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 09.05’te İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yuman Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmadı, dünya tarihine adını altın harflerle yazdırdı…

Atatürk’ün gözlerini kapattığı bu günde, Ulu Önder’imizi saygı, minnet ve büyük bir özlemle anıyoruz…

ATATÜRK’ÜN HAYATI

1881 yılında Selanik’te dünyaya gelen Mustafa Kemal, 1895 yılında Harp Akademisi'nden kurmay yüzbaşı olarak mezun oldu. Önce Şam’daki 5'inci Ordu'da, iki yıl sonra ise Makedonya'daki 3'üncü Ordu'da görev yaptı. Mustafa Kemal, 1909 yılında İstanbul'daki 31 Mart Vakası'nı bastıran Hareket Ordusu'nda görev aldı.

İtalya'nın 1911 yılında Trablusgarp'a asker çıkarmasının ardından Tobruk'a gönderildi. Buradaki görevinde de başarılı olan Mustafa Kemal, binbaşı rütbesiyle 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşı'na katıldı. Edirne'yi Bulgaristan'dan geri alan kolorduda görev yaptı.

Birinci Dünya Savaşı sırasında 19'uncu Tümen Komutanı olarak Çanakkale Savaşı'na katıldı. Gelibolu'da düşmana geçit vermeyen Türk ordusunu yöneten Mustafa Kemal, "Anafartalar kahramanı" olarak ün kazandı.

1916 yılında Doğu Cephesi'ne Kolordu Komutanı olarak atanan Mustafa Kemal, generalliğe yukseldi. Rus saldırılarının berteraf edilmesini sağlayan Mustafa Kemal, Bingöl ve Muş'u düşmandan geri aldı. Bir yıl sonra ise Filistin ve Suriye'de görevli 7'nci Ordu Komutanlığı'na atandı.

Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra İstanbul'a döndü.

Anadolu topraklarını düşman işgalinden kurtarmak için gizli planlar yürüten Mustafa Kemal, ordu müfettişi olarak İstanbul'dan ayrıldı.

19 Mayıs 1919’da Bandırma feribotuyla Samsun’a doğru yola çıkarak milli mücadelenin fitilini ateşledi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, onun öncülüğünde 23 Nisan 1920'de görevine başladı. İlk TBMM’nin Meclis ve Hükümet Başkanı seçildi.

Sevr Antlaşması'nı kabul etmedi ve tek kurtuluş yolunun vatanı savunmak olduğunu duyurdu.

İzmir'i işgal eden Yunan ordusunun ilerleyişi 1921 yılında Birinci ve İkinci İnönü Savaşları’yla durduruldu. Başkomutanlık ettiği Türk ordusu, Sakarya Meydan Savaşı'ndan da zafer çıktı. Bu zafer nedeniyle Mustafa Kemal'e "Mareşal" rütbesi ve "Gazi" unvanı verildi.

Liderliğindeki Türk ordusu, 30 Ağustos 1922'deki Başkomutan Meydan Savaşı'nda işgalci kuvvetlere büyük bir darbe indirdi. Türk askerleri İzmir’e girdiğinde tarih 9 Eylül 1922’yi gösteriyordu.

11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması’yla birlikte düşman ordusu Anadolu topraklarını terk etmiş oldu.

Kurtuluş Savaşı'nın ardından 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilirken, Mustafa Kemal de ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Bu görevini 4 kez üst üste yürüttü.

24 Kasım 1934'te kendisine "Atatürk" soyadı verildi.

Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda saat dokuzu beş geçe hayata gözlerini yumdu.

Naaşı, Dolmabahçe Sarayı salonunda özel bir katafalka yerleştirildi. Türk bayrağına sarılı ve başında silah arkadaşlarının nöbet tuttuğu tabut, üç gün boyunca vatandaşlar tarafından ziyaret edildi.

Cenazenin Ankara'ya nakil işlemi hazırlıkları 19 Kasım’a kadar sürdü. Naaşı Dolmabahçe'den çıkarılmadan önce Ord. Prof. Şerefettin Yaltkaya tarafından cenaze namazı kıldırıldı. Kortej eşliğinde Galata Köprüsü’nden taşınan tabut, Sarayburnu rıhtımına yanaşan Zafer torpidosuna alındı. Oradan da Yavuz zırhlısına çıkarıldı.

Atatürk'ün naaşı, 20 Kasım'da Ankara'ya getirildi. Sabahın ilk ışıklarından itibaren çok sayıda vatandaş tabutun taşınacağı güzergahı doldurdu...

21 Kasım 1938 günü saat 09.00’da her rütbeden 6 subayın yer aldığı 45 nöbet postasıyla saygı nöbeti gerçekleştirdi. Cenaze, büyük törenle Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine kondu.

Büyük Önder Atatürk'ün vefatının ardından dönemin hükümetince bir anıt mezar yapılması kararlaştırıldı. Yabancı mimarların da bulunduğu juri, yaptığı uzun incelemelerin ardından Alman Profesör Johannes Kruger, İtalyan Profesör Arnaldo Foschini ve İstanbul Mimarlık Fakültesi Profesörü Emin Onat ile Doçent Orhan Arda'nın projelerini ödüle layık bularak hükümete bildirdi. Ancak üç eserde de tadilat yapılması gerektiği juri raporunda vurgulandı. Bakanlar Kurulu daha sonra Profesör Emin Onat ile Doçent Orhan Arda'nın 25 numaralı projesinin tadilattan geçirilerek uygulanmasına karar verdi.

Projedeki düzenlemeler, yapım sürecinde gecikmelere neden oldu. Düzenlemeler sonunda 9 Ekim 1944'te düzenlenen törenle Türkiye'nin sembol mekanlarından Anıtkabir'in temeli atıldı. Ankara’nın simgesi haline gelecek devasa kabirin inşaatı 1 Eylül 1953'te tamamlandı.

Atatürk'ün naaşının Anıtkabir'e nakil töreni, ölümünün 15. yılında gerçekleşti. Naaşın Etnografya Müzesi'ne taşınması sırasında halk, yol boyunca güzergahı doldurdu. Nakil töreni saat 09.05'te borazanın işaretiyle duyurulan 5 dakikalık saygı duruşuyla başladı. Bu sırada askeri uçaklar müzenin üzerinden uçtu. Saygı duruşunun ardından naaş, askerler tarafından top arabasına konuldu. Top arabasını 1953 mezunu Harp Okulu öğrencileri çekti.

Atatürk'ün naaşı, şeref holünde tek parça mermerden yapılan mozolenin tam altında yer alan sekizgen odanın içinde hazırlanan mezarda, İslami usullere uygun olarak dualarla "vatan toprağı"na defnedildi. O zaman altmış yedi tane olan her il ve Kıbrıs'tan getirilerek harmanlanan vatan toprağı mezara konuldu. Bugün de tüm illerden getirilen toprakların numuneleri birer vazo içerisinde, Atatürk'ün mezarının etrafını süslemeye devam ediyor.

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver