Zanka

Mehmet Aycan

Twitter Instagram


Mehmet Aycan

Bölüm 5: Orhan, Sevda, Hüseyin ve Derya - Herkes Nasıl Öldü?

   Merhaba sevgili okurlar. Bundan sonrasını bu hikayenin yazarı olarak ben anlatacağım. Bu hikaye, yazmam için olaylara tanık olanlar tarafından anlatıldığında, ilk başta inanmamıştım. Sadece inanmak da yetmiyordu. Onların duygu ve düşüncelerini size hakkıyla anlatamayacağımdan korkuyordum. Fakat hikayedeki bütün kişilerin günlük tutması, arkadaşlarının ve ailelerinin konuşmaktan çekinmemesi bana çok yardımcı oldu. Elbet yer yer bu trajik hikayenin bazı kısımlarına onların duygularından çıkmış gibi cümleler kurdum ama hikayenin gerçekliğini etkileyecek hiçbir dokunuş yapmadım. Daha trajik görünsün diye farklı olaylar katmadım. Yine de aslında birçok insanın yıllarını aşk ve acıyla götüren bu hikayenin bütün kahramanlarının sadece on iki saatte ölmesi beni aylar sonra bile derinden sarsıyor.

   Henüz genç bir delikanlıyken bile, belki de aşk ile tanışmadığımdandır, aşk denen şeyin insanların hayatını bu kadar etkilemesini anlamlı bulmazdım. Kendi hayatımdaki olaylar ve bu hikayeyi duymamla beraber düşüncelerim değişti. İster hormonlara ister duygulara inanın, insanın elinde olmuyormuş. Aşk öyle gerçek bir şey ki insanın aklını, kalbini ve bütün uzuvlarını bir virüs gibi ele geçiriyor. Bu bazen insanı ömür boyu mutlu ederken, bazen de ya gerçek ya da yaşayan bir hayalete dönüştürüyor.

                                                           *******************

   İşte o hayaletlerden en gerçek ve en masum olan Meliha'nın ruhu ki kendi bunu asla istemedi, Orhan'ı ve Sevda'yı yalnız bırakmadı. Orhan, Meliha'nın günlüklerini okuduktan sonra, Sevda'ya da bunları okutmak için arabasına atlayıp yola çıktı. Sevda kapıyı açtığında oldukça şaşkındı, Orhan da buna şaşırdı. Çünkü o ana kadar, Sevda'nın kendisine tutkuyla aşık olduğunu bilmiyordu. İçeriye girdiler. Sevda günlükleri okuduktan sonra, tüm cesaretini toplayıp Orhan'a onu sevdiğini söyledi. Orhan kabullenemedi. Sevda'nın Meliha'ya böyle ihanet edeceği aklının ucuna bile gelmemişti. Sevda'ya çok sert sözler söylemek istedi ama söylemedi. Sakin ve hayal kırıklığı dolu bir sesle; Meliha sana inanmıştı dedi. Meliha'nın defterlerini aldı ve hızla evden çıktı. Yolda öylesine öfkeliydi ki bir ara hız limitini aştı, arabanın kontrolünü kaybetti ve bir kamyona çarptı. Orhan kaza yerinde hayatını kaybettiğinde; kucağında Meliha'nın defterleri vardı ve çarptığı kamyonun arkasında "Ayrılamıyoruz Meliha'yla" yazıyordu...

   Sevda Meliha'yı çok önceleri kendi ruhuyla öldürdüğünü biliyordu ama Orhan'ı bu kadar çabuk kaybedebileceğini düşünmemişti. Elbette Orhan'ın, Meliha'ya hala deliler gibi aşık olan Orhan'ın, onun kollarına atılmayacağını biliyordu, biliyordu ama... Orhan gittikten sonra saatlerce ağladı. Kötü biri olduğuna bir kez daha inandı çünkü hala Meliha'ya ihanetine değil, Orhan'ın kendisini sevmemesine ağlıyordu. Otobüs saati geldi. Dört sene önce bindiği otobüs bahar kokuyordu, şimdi ise koca bir hiçlikti. Neredeyse tüm yol boyunca ağladı. Sabah memleketine indiğinde yazdan kalma bir gün vardı. Güneş tenini yakıyordu. Bir an önce eve gitmek, annesine sarılmak ve günlerce uyumak istiyordu. Hüseyin birden karşısına çıktığında, her şeyin daha ne kadar kötü gideceğini sordu kendisine. Yıllardır, arada bir geldiğinde bile onu görmemek için hep ıssız sokaklardan geçiyordu. Çocukluğunun, ilk gençliğinin ilk aşkı Hüseyin. Ona doğru düzgün bir elveda bile dememişti. Şimdi Hüseyin, sanki merhaba derse, kendisini affedecek gibi duran gözlerle ona bakıyordu. Sevda merhaba dedi. Hüseyin, en sevdiği filmi hatırladı. Ah Müjgan Ah... Merhaba Sevda dedi, merhabalar olsun.

- Nasılsın dedi Sevda.
- Şimdi iyiyim dedi Hüseyin. Sen nasılsın?
- Eskiden iyiydim.

   Hiçbir şey demeden sarıldılar. Belki de beş dakika hiç bırakmadan öylece sarıldılar. Neden sonra ilk kurşun sesiyle Hüseyin yığıldı yere. Sevda ne olduğunu anlayamamıştı. Yerde yatan Hüseyin'e bakıyor ama şaşkınlıktan hıçkıramıyordu bile. Sonra ikinci kurşun sesi duyuldu. Sevda Hüseyin'in üstüne düştü. Hüseyin'in son sözünü duydu Sevda; en sevdiğim yerdeyim. Sevda son sözünü söyleyemedi.

   Derya'nın elindeki tabanca titriyordu. Sonra hiç düşünmedi. Belki üçümüz, hep beraber, gittiğimiz yerde mutlu oluruz dedi. Silahı çenesinin altına dayadı. Üçüncü kez kurşun sesi duyuldu...

                                                                          BİTTİ...



Bu içeriğe emoji ile tepki ver