Zanka

Eski eşinin satırlı saldırısına uğrayan ve 44 gün verdiği yaşam mücadelesini kaybeden Ayşe Tuba Arslan’ın, önceki günlerde 23 kez suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Dilekçesinde “Ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz?” sözleriyle Türkiye’nin canını yakan Ayşe Tuba’nın ölümü hakkında, ortaya çıkan bir detay daha herkesi yeniden şoke etti…

Eskişehir’de eski eşi Yalçın Özalpay'ın satırlı saldırısıyla ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede 44 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden Ayşe Tuba Arslan'ın katiliyle uzlaştırılmaya çalışıldığı ortaya çıktı.

Kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin yasaya rağmen hakkında 23 suç duyurusu bulunan saldırganın bir gün bile hapse girmediğini ortaya çıkması üzerine Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), inceleme başlattı.

İhmali görülen kamu görevlileri hakkında soruşturma açılacağı belirtilirken, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer konuyu TBMM Genel Kurulu’na taşıdı. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın cinayete ilişkin açıklamasına dikkat çeken Utku Çakırözer, şunları söyledi:

10 AYRI İDDİANAME

* Ayşe Tuba Arslan’ın savcılığa ve emniyete 23 kez başvuruda bulunduğu kabul ediliyor. UYAP kayıtları Arslan’ın hakarete uğradığı, tehdit edildiği, yaralandığı yönünde şikayetlerde bulunduğunu gösteriyor. Açıklama; saldırgan Yalçın Özalpay'ın hakkında 10 ayrı iddianame düzenlendiğini de doğruluyor. 23 başvuru, 10 dava. Hepsi de hakaret, tehdit, yaralama…

* Koruma tedbirleri de var. Başvurular devam ettiğine göre, tedbire uyulmuyor, mahkeme kararı ihlal ediliyor. Neden kanunun öngördüğü ‘zorlayıcı hapis' cezası verilmiyor. Saldırgan neden tek bir gün hapse girmiyor? Aile hakimliklerinin suç duyurularını ciddiye almayan tutumu da incelenmeli, sorgulanmalı.

“BU UZLAŞMADAN SONUÇ ÇIKAR MI?”

* Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyaları uzlaştırma bürosuna taşımış. Bir kadın 23 kez suç duyurusunda bulunduğu saldırganla uzlaştırmaya zorlanır mı? Bu uzlaşmadan sonuç çıkar mı? Nitekim Ayşe Tuba Arslan da tehdit ve hakaretlerin devam ettiğini kayıtlara geçirerek uzlaşmayı reddediyor.

“BİR GÜN BİLE HAPSE GİRMİYOR”

* Saldırgan suç makinesi gibi. Hakkında onlarca suç duyurusu var, mahkemeler tedbir kararı veriyor. Uymuyor; şiddete, tehdide devam ediyor. Ama nasılsa bir gün bile hapse girmiyor. Açılan davaların bazılarından da beraat ediyor. Hakkındaki tek ceza 3 bin TL para cezası. Sistem, saldırganı adeta ödüllendiriyor.

* Tedbir bir ay, iki ay ve altı ay olmak üzere uzatılmış. Son uzatma kararı da 8 Ocak 2019 tarihinde verilmiş. Burada tedbir altı ay daha uzatılmış. Savcılık 8 Temmuz'dan itibaren koruma talebi ve ihlal olmadığına dikkat çekiyor. Savcılık; Ayşe Tuba Arslan'ın altı aylık uzatmanın bitmesine az bir süre kala, 5 Temmuz 2019'da, Eskişehir 2. Aile Mahkemesi'ne yaptığı başvuruya açıklamasında yer vermiyor.

“SON ÇIĞILIK NEDEN BOĞULUYOR?”

* Arslan orada ölüm tehditleri aldığını açıkça dile getiriyor. ‘Ölümüm gerçekleşince mi yardım edeceksiniz' diye feryat ediyor. Bu başvuru koruma tedbiri devam ederken, uzatmanın bitmesine kısa bir süre varken yapılıyor. Ama anlıyoruz ki bu son başvuru üzerine herhangi bir işlem yapılmamış. Mahkeme ve savcılık Ayşe Tuba Arslan'ın son çığlığını görmemiş, duymamış. hâlâ da yok sayılıyor. Bu son çığlık neden boğuluyor?

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver