Zanka

Beyaz Gölge


Beyaz Gölge

Her hafta Ankaragücü için beklenen hafta bu hafta diye umutlanıp, maç sonrasında ne olacak bu takımın hali sorusuna kafa yoranların sayısı sanırım azımsanmayacak kadar çok.

Hepimiz biliyoruz ki eğer amaç ligde kalmak ise ki Fatih Mert’le görüşen herkes Başkanın ligde kalmak için nasıl bir mesai harcadığını da iyi bilmeleri lazım, devre arasına kadar en kötü ihtimalle 5-6 puan alınması gerekiyor.

Ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biri olmasına rağmen Alanyaspor maçından belki de bir hafta önce Göztepe’nin 3 puan almış olmasını da göz önüne alarak en azından 1 puan neden olmasın diyerek umutlu başladım maçı izlemeye. Sonrası mağlum her hafta olduğu gibi yenilen basit bir gol ve dağılan Ankaragücü. Maç sonrası Zanka Spor’a yaptığım açıklamalarda da dile getirdim. Ankaragüçlü futbolcular kaybettikleri her hafta kafa olarak daha da bitiyor. Bundan iki-üç hafta önce ki mücadele bile artık sahada yok. Belli ki futbolcuların kendilerine güvenleri tükeniyor. Sezon başında ki mücadele ile son maçtaki mücadeleyi kıyasladığınızda fark apaçık ortaya çıkıyor. Her ne kadar Mustafa Kaplan maç sonrası takım sezon başından beri çalışmamış dese de o çalışmayan takımın ilk 5 haftada ortaya koyduğu futbolda, aldığı puanlarda ortada. Metin Diyadin dönemi hakkında yorum yapmak istemem ama Ayhan ve Adnan Hocanın takımla nasıl iç içe olduklarını, parasız bir ortamda futbolcuları nasıl iyi motive ettiklerini bilen biri olarak sıkıntının çalışmamadan kaynaklı değil tamamen futbolcuların tükenmişliği ile ilgili olduğunu söyleyebilirim.

İnsan psikolojisi üzerine belli bir eğitim almış biri olarak Ankaragücü futbolcularının ruh hallerini iyi anladığımı düşünüyorum. Aynı şey Ankaragücü taraftarı için de geçerli. Hem futbolcular hem de taraftarlar kendilerini neyin beklediğini bilmiyorlar. Futbolcu gözüyle baktığınızda ligin sonuna kadar bu işi takviye almadan götürmeleri mümkün değil. Zaten yetersiz kadro, sakatlık ve kart cezaları ile iyice çıkmaza giriyor. Artan kartların sebebi de çaresizlik, inançsızlık. Her maça bu hafta puan alarak çıkışa geçeceğiz kafa yapısıyla çıkan futbolcular, akıllarından geçeni sahaya yansıtamadıkları için gereksiz hırçınlık göstererek kart görüyor. Devre arasında transfer yasağı kalkacak mı? Ödemeler yapılacak mı? Bunlar hep kafalarda soru işareti. Birde buna bazı oyuncuların taraftar tarafından istenmemesi eklenince moral çöküşü gayet normal. Aynı şekilde bu soruların cevabını taraftarda merak ediyor. Devre arasında kendilerini neyin beklediğin bilmek onlarında hakkı.

Devre arası transfer yasağının kalkması için 107 milyon gibi ciddi bir rakamdan bahsediliyor. Başkan Fatih Mert ile birlikte Tamer Açar’ın nasıl bir mesai harcadığını iyi biliyorum. Sabah güne Ankaragücü ile başlayıp, geceyi Ankaragücü ile kapatıyorlar. Aileleri bile bu tempodan şikâyetçi desek yalan olmaz. Ancak onların gücü bir yere kadar. Ankaragücü’nün çıkış reçetesi Faruk Koca’nın elinde. Faruk Bey kulübe kaynak yaratmak için elinden geleni yapıyor. Yönetim Kurulu içinde bahsedilen rakamlar için gerekli mercilere ulaşabilecek tek isim de kendisi. Pasifik İnşaat ile yapılan anlaşma bunun ilk adımı. Ne kadarlık bir reklam anlaşması yapıldığı açıklanmadı. Bunda kulübün hesaplarının hacizli olması ve alacaklı sayısının fazla olmasının da payı var. Doğruyu söylemek gerekirse 107 milyon gibi bir parayı bularak transfer yasağını kaldırmak zor. 107 milyon bir anda bulunabilecek bir para değil çünkü. Geriye tek bir ihtimal kalıyor yasağı kaldırmak için, alacaklılarla anlaşmak. Bu konuda yoğun mesainin sonucu alacak gibi duruyor Başkan Fatih Mert.

Ankaragücü çok büyük bir camia. Kimsenin beş kuruşu kalmaz bu kulüpte ödenir. İnsanın zoruna giden Ankaragücü’ne 1 kuruşluk katkısı olmayan futbolculara ödenecek paralar. Ankaragücü üzerinden kim 1 kuruş menfaat sağlamışsa, sakat oyuncuları kim yüksek meblağlara bu takıma itelemişse bilsinler ki kalbi sadece Ankaragücü için çarpan binlerce insan kendilerine bu dünyada da öbür dünyada da haklarını helal etmiyorlar. Ben menajermiş, İstanbul kanadıymış, Yiğiner’miş bilmem. Her kim ki Ankaragücü’nün içinde bulunduğu borç yükünün sebebidir suçlu o dur. O yüzden ilk günden beri Fatih Mert ve Yönetim Kurulundan herkesin beklentisi geçmişten hesap sormaları. Öyle ağır bir yükün altına girdiler ki henüz o konuya sıra gelmediğini düşünüyorum. Aksini kabul etmek mümkün değil zaten.

Ben takımın başına 5 kuruş para istemeden görevi kabul eden kendi evladımız Hakan Keleş’in gelmesini düşünenlerdendim. Fatih Mert kendince haklı sebepleri de olabilir, sezon başı Gençlerbirliği ile anlaşmış, daha sonra kötü gidişin sebebi olarak gösterilerek görevine son verilen Mustafa Kaplan’ı takımın başına getirdi. Objektif olarak bakmak gerekirse geçen sezon ikinci yarı kurulan kadroda büyük emeği olan, takımı ligde tutan Mustafa Kaplan’ın futbolculara ve kulübe adapte olmada zaman kaybı yaşamayacak olması doğru tercih olarak gözüküyor. Buraya kadar kabul edilebilir gerekçeler. Ancak Alanyaspor maçı sonrası Mustafa Kaplan’ın tribünlere gelerek yaptığı konuşma asla kabul edilemez. Ayakkabısını bağlayamıyor, Aydın’ı oynatmadım zaten, takım yetersiz, Mehmet Sak zorunlu oynuyor vs vs. Sen orada taraftar ne derse desin futbolcunu koruyacaksın, sahip çıkacaksın. Kendinizi o futbolcuların yerine koyun aylardır para almadan, yeteneğin dâhilinde verdiğin emek Hocan tarafından bile böyle acımasızca eleştiriliyorsa, sen hangi moralle ne için mücadele edeceksin. Ankaragücü’nün yasak kalkarsa ilk yarı sonuna, kalkmazsa sezon sonuna kadar her futbolcusuna ihtiyacı var. Onların morallerinin bozulmasına değil motivasyona ihtiyacı var.

Cumartesi günü oynanacak Göztepe maçı büyük önem arz ediyor. Taraftarlar açısından bir sorun yok hazırlar. Maç biletlerine ilgi büyük. Akşam saatlerinde tribün gruplarının antrenman ziyaretinde bulunacakları açıklandı.  Önemli olan futbolcuların bu maçı kafalarında kazanmaları. Eğer kafa olarak kazanabileceklerine inanırlarsa ki Göztepe bence her büyük maç sonrası bir düşüşe geçiyor bu da önemli bir istatistik sahadan en kötü 1 puanla ayrılacaktır Ankaragücü. Gönlümüzden geçen 3 puan elbette ama alınacak en kötü 1 puanın bile ileriki haftalara ve ligin sonuna etkisi büyük olur.90 dakika boyunca hem tribünler hem de futbolcular sabırlı olmak zorunda. Bu maçtan alınacak bir 3 puan Denizli ve Antalya maçlarından gelecek 3-4 puanın habercisi olur ki devre arasına 15-16 puan ile girmek çok şeyi değiştirecektir.

Umudumda temennimde Ankaragücü’nün bu keskin kritik virajdan başarı ile çıkması yönünde. Uzun zamandır yazamadığımız galibiyet yazımızı inşallah haftaya Göztepe maçı sonrası okumanız temennisiyle Zanka Medyaya gösterdiğiniz ilgi ve destek için teşekkür ediyoruz.

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
8