Zanka

AKP’li Güngören Belediyesi’nin Başkan Yardımcısı Veysel İpekçi, “kendisini görüp ayağa kalkmadı” diye belediyede çalışan bir şoföre “tuvalet önünde oturma” cezası vermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu cezaya sert tepki gösterdi ve “Kalemini kırarız” dedi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu.

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

“Kendi nefsinin peşine düşen sadece kendi ajandasına kariyerine odaklanan kişilerden dava adamı olmaz. Gurur abidesi olanlardan dava adamı olmaz. Bize Yunus’un ifadesiyle ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm diye bu anlayıştaki insanlar lazım. Hele hele bulunduğu makamının gücüne güvenerek vatandaşa tepeden bakan kibir abidelerinin bu davada işi olmaz. Yolsuzluğu çalıp çırpmayı hiç saymıyorum bile. Bu tip insanların kapımızdan bile girmesi bizim için züldür.

Milleti karşısına alan bizi de karşısına alır. Unutmayın kibir en büyük isyandır. İnsan gönlünü kıranların biz de partideki, görevleriyle ilgili kalemini kırarız.

Yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmeyenler sadece varlık sebeplerini inkar etmekle kalmaz kendi hüsranlarını da hazırlarlar.”

DÖRTLÜ ZİRVE

“Son dönemde sürdürdüğümüz harekatlar ve Akdeniz’de attığımız adımlar ülkemize karşı adeta bir öfke patlamasına yol açtı. Suriye’de devam etmekte olan süreç Türkiye’nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından önemlidir. Bize söyledikleri şu: Buradan ne zaman çıkacaksınız. Bizim de kendilerine söylediğimiz şu: Sizin orada ne işiniz var?

DEAŞ’ın 3 bin teröristini bölgeden çıkartan biziz. Dünyada bu mücadeleyi veren başka bir ülke yok. Son dörtlü zirvede bunları konuştuk. Açık açık bunları söyledik. Peki siz niye oradasınız.

Siz oraları terk etmedikten sonra Suriye halkı da teşekkür ederiz demedikten sonra biz buradan çıkmayacağız. Çünkü biz Adana mutabakatıyla oradayız, Suriye halkının talebi üzere oradayız. Söyleyecekleri inanın hiçbir şey yok ve söyleyemediler.

İşte Fransa’nın hali ortada. Her yer yanıyor yıkılıyor. Zulm ile abad olunmaz.”

YUNANİSTAN’IN SKANDAL KARARI

“Türkiye ve Libya arasında bir mutabakat metni imzaladık. Meclisimizden geçti. Ben de imzaladım şimdi de BM’ye gönderildi. Ve böylece inşallah askeri güvenlik hem de deniz yetki, alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili alanları belirlemiş oluyoruz. Tabi burada oyun bozuldu. Bir tarafta da Yunanistan Güney Kıbrıs mısır zaman zaman da İsrail bir araya geliyor.

Bir skandal hareket de yaptılar Yunanistan Libya büyükelçisini deport etti. Ne kazandın. Bu skandallar üzerine kurulmuş bir devlet yönetimi demektir.

Libya’daki kararlı duruşumuzu devam ettiriyoruz devam ettireceğiz. Libya ile Türkiye arasında gayet ilginç gayet güzel bir hat inşa edildi. Ve bu hat üzerinde münhasır ekonomik bölge dediğimiz o bölgede bizim geçmişte bugüne garantör ülke olarak haklarımız var.

Suriye’deki soydaşlarımızın hakları var. Biz boşuna mı sondaj ve sismik araştırma gemisi aldık. Şimdi bu gemilerle araştırmalar devam ediyor. Fırkateynlerimiz uçaklarımız helikopterlerimiz orada. Uluslararası hukuktan doğan haklarımız neyse onu koruyacağız. Artık tüm liderlerle daha açık yüreklilikle konuşuyoruz.

Suriye’deki gelişmelerle ilgili ABD ve Rusya ile yaptığımız mutabakatlar ve saha elde ettiğimiz neticeler tarihi önemdedir. Artık Türkiye’yi istedikleri gibi yönetemedikleri için hırçınlaşıyorlar. Cumhur ittifakını bölemeyecekler ve cumhur ittifakı güçlenerek yarınlara inşallah yürüyecek.

Türkiye’nin güney sınırlarını terör koridorlarıyla kuşatma projesi oluşturmaya çalışmalar iç siyaseti maniple ederek kayıplarını telafi etme gayretindeler. Ceviz kabuğunda fırtına koparma çabaları hep beyhudedir.”

ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ TARTIŞMALARI

“İstanbul’da bir şehir üniversitesi meselesi ortaya çıkardılar. Özellikle bir siyasi ayağında bizim olduğumuzu bir siyasi ayağında da malum zatın olduğu söylendi. Şunu çok açık söylemek durumundayım her şeyden önce şehir üniversitesinin tahsisi başbakanlığım döneminde yapan benim. Tahsisini yapan ben olduğuma göre daha sonra malum zat başbakan olunca bu tahsisi şehir üniversitesine mülkiyet devrine dönüştürmüştür. Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu devri olmamıştır.

Bunlar dürüstlüğü kimseye bırakmıyorlar değil mi? Öksüz yetimin hakkını kalkıp kurdukları üniversiteye tapu devri yapmak suretiyle bunu sağlıyor. Bu nasıl doğruluk. Peki yanında kim var? Yine bir başka isim Sayın Babacan var. Mehmet Şimşek var. Başka kim var Feridun Bilgin var. Hani bunlar dürüsttü ya? Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu? Kimin ne olduğun yaptıklarıyla öğrenin diye anlatıyorum”

“HALK BANKASI’NI DOLANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Ve bunlar Halk Bankasını da dolandırmaya çalışıyorlar. Halk Bankası bunlara ciddi bir kredi veriyor faka ödeme planlarında bunlar Halk Bankası’na ödemeleri yapmıyorlar. Ödemeyi yapmayınca Halk Bankası sürekli kendilerini uyarıyor. Borçları 417 milyon noktasında. Yapılandıralım diyorlar. Neyi nasıl yapılandıracaksın. Sen Halk Bankası’na teminat dahi vermedin. Futbol kulüplerinin bütün gelirlerine el koyuyor. Senin neyine el koyacak. Bir başka alavere dalavere yapıyorlar. Alacağımız öğrencilerin verecekleri paraya el koyun. Sen daha mevcut kotanı doldurmamışsın.

Bizim halef selef olduğumuz cumhurbaşkanı aradı. Siz bunu halledersiniz dedi. Kendisine dedim ki temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Geçmişte bankaların nasıl battığını biliyoruz. Bizim dönemimizde bankaların hiçbiri kasayı boşaltmadı biz de kasayı boşaltamayız.

Ülker grubu buraya ciddi destekler verdi daha sonra çekildi.

Buranın hamisi Marmara Üniversitesidir. Marmara Üniversitesi borçları ödesin diyorlar. YÖK de diyor ki siz de mütevelliyi bırakın. Onu da yapmıyorlar. kardeşlerim tezgah başka. Biz ne oradaki öğrencilerimizin ne de akademisyenlerin düşmanıyız. Hiçbir vakıf üniversitesinde bunların yaptığı gibi bir uygulama yok.

Burada adeta Halk Bankası'nın dolandırılması söz konusu. Burası 2,5 milyar değerinde bir yer. Bunu bilabedel devrediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Hani dürüstsünüz? Dürüstlüğünüz bu ise bu ülke batmış. Allah bizi bu duruma düşürmesin. Bu konuyla ilgili kararlı bir şekilde adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.

Bu işi Danıştay’a müracaatını yapan da CHP’ye yakın olan mimar ve mühendisler odasıdır. Şu anda bunları ziyaret edenler kim CHP’nin parti sözcüleri genel başkan yardımcıları. Kimin eli kimi cebinde belli değil.”



Bu içeriğe emoji ile tepki ver