Zanka

Evet, ilahiyatçılar ikiye ayrılır. Ve sonsuza kadar ikiye ayrılan ilahiyatçıların yolu bir daha asla birleşmez.

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi sadece din savunucusu bir din adamıdır.

Kimisi tüm dinleri süzgeçten geçiren, teologluktan öte bir din uzmanıdır.


İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi konuların içinden çıkamadığında: “Muhtelefun fih (bu konuda görüş ayrılığı var)” diye kıvırır, meselenin içinden çıkamadığını itiraf edemez.

Kimisi “Müttefekun aleyh (üzerinde görüş birliği var)” der, ihtilafın damarını keser atar, onu kimse yıkamaz.


İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi klasik din bilgilisidir, ufku yalnızca ezbere dayalıdır, ufkunun çapı ilmihal kitabının çerçevesi kadardır.

Kimisi Kur’an’ın çağ üstü olunmasına ve çağları aşmak gerektiğine ilişkin hedefine kitlenmiş bir çağdaştır, ilericidir, öngörüsü engindir.

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi mezhepçidir; ya Alevi derneklerinden ya Sünni gelenekten beslenir ve iflah olmaz müzmindir. Başkalarına sıkıntının dışında hiçbir şey vaat edemez.

Kimisi mezhepler üstü karizmatik mümindir. Donuk kuralları ile insana vesvese (kuruntu) veren depresif ekollerin bağlarından bağımsızdır.


İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi parti pırtı cenahlarına çıkarını mıhlamada mahirdir.

Kimisi partilere ve devlet ricaline yanaşmayı ret etmede zahirdir.


İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi siyasal İslamın taşeronu, resmi eğitime sokuşturulan gayri milli müfredatın piyonudur.

Kimisi din siyasetindeki deccalların amansız muhalifidir, millilikten uzaklaştırılan eğitim politikasına ne pahasına olursa olsun rest çeken, pozitif bilimin ve laik sistemin gereklerine uygun rota çizen basiret ve ferasetin temsilcisidir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi laiklik ve Atatürk olmadığında dinin dine zarar vereceği idrakinden yoksundur.

Kimisi seküler sistem ile dinin kesin emirlerinin birbirinden bağımsız olması lüzumuna vakıftır.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi sendikaların direktifiyle bölücülükte hizip sahibidir.

Kimisi sendika liderlerini bile hizaya getirecek formülleri sunacak ölçüde felsefi ve politik reçeteler yazmada kabiliyetlidir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi tweet atmaya meraklı sosyal medya meddahıdır.

Kimisi sosyal yaşamın alkışlarına meyletmeyecek kutlu tıynetin menbaıdır.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi ilgi toplamak için “Ben bir ilahiyatçı olarak…” diye söze başlamaya meraklıdır, maskaralığa adaylıkta ateşlidir. “Ben” sözcüğünü çok kullanır ama bir din otoritesine dayanmada, selefinin taklidini yapmada seridir.

Kimisi mesajlarına illa da “Ben” zamirini eklemekten beridir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi mafyatik geleneğin ardılıdır, sosyalist ağzı kullanmayı adet edinmede ısrarlıdır. Bazen softalar gibi Arapça telaffuz ve tecvitli Türkçe züppeliğini bırakmaz, bazen de öz Türkçe sözcükleri kendine kalkan edip ukalalık esaretinden vazgeçmez.

Kimisi terminoloji üreten zekânın hâkimi ve din yorumuna güncelleme (update) çekme becerisinin galibidir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi intihale şıktır, o yüzden ^hırsızlığı yansıtan kitaplar yazar.

Kimisi gerçeği gerçekle çarpar, hiç kimsenin akıl edemeyeceği kitap isimlerini hafızalara kazır.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisinin suratı firavun perdesi gibi bembeyazdır, şehveti yüzüne vurmuştur ama nurlu zannedilir.

Kimisi karakteristik sıfatını gün gibi yansıtır, zifiri karanlığın zulmetinde bile anlaşılır, irfanındaki ilhamla fark edilir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisinin cemali güzellikten istifa etmiş ve yakışıklılıktan müstefidir.

Kimisinin yüzüne bakıldığında insana en mahfi sırları sezdirecek iddiasında müddeidir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi kendini tek din otoritesi görecek kadar otokontrolsüz devriktir.

Kimisi kontrolü nefsine yüklemeyecek cibilliyettedir, kıblesi devrimci ruha çevriktir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi Ramazan programlarına programlı, ağlamalı sızlamalıdır, üne şöhrete ayarlıdır.

Kimisi her zamanın sorunlarına eğilmeye ve komik duruma düşmeksizin çağdaş sorunlarla ilgilenmeye programlıdır.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi avatar özellikli pop dinlerin yaratıcısıdır.

Kimisi hem geleneksel dinden hem uyduruk new age dinlerinden bağımsız, dinin orijinaline dikkat etmede taraftır.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisinin dini müptezellikle yoğrularak bir yerlerden kurgulanmış özelliktedir.

Kimisinin din kabulü münzele rapt edilmiş güzelliktedir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisi Atatürk’ten uzak, mistik hezeyan paylaşımına açık ve Mehdi adlı ilahi kurtarıcıya odaklıdır.

Kimisi Atatürk’ün özde mütevazı, dinsel hastalıklardan uzak olmada hassas kişiliğine meftundur ve onu tanrılaştırmayacağını bilecek şuurda ahlaklıdır.

 

Atatürkçü ilahiyatçılar da ikiye ayrılır…

Kimisi onun adıyla nemalanmaya taliptir.

Kimisi onun ilkeleri için her türlü paye ve makamdan nefsini azade kılacak derecede isar (hakkından vazgeçme) hamiyetine hamildir.

 

İlahiyatçılar ikiye ayrılır…

Kimisinin iki yakası vardır, birbirine kavuşmaz.

Kimisinin şarkta ve garpta iki yakası vardır, onda güneşler batmaz.

 

Evet, ilahiyatçılar ikiye ayrılır…

İki tür ilahiyatçı ilelebet bir araya gelemez.

Ahirette göz göze gelseler bile, dönüp diğerini baştan aşağı süzemez.

Çünkü aralarında berzah (duvar, engel) vardır, onları A’raf ehli de çözemez.

Aykırı ilahiyatçıların metodu, yöntemi, ahlakı arasında uçurumlar bulunur.

Ve ilahiyatçıların yolu asla ve asla kesişmez.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
11