Zanka

Usta yazar Hıncal Uluç, Sabah gazetesindeki bugünkü köşe yazsında gazeteyi sert sözlerle eleştirdi. Uluç, sanat haberlerinde devletle ilgili haberler ile İBB’yle ilgili haberlerde atılan manşetlerin arasında farkı kaleme aldı…

Sabah gazetesinin Günaydın ekinde çıkan “Opera ve Bale sanatçılarına yeni yıl hediyesi" başlıklı habere dikkat çeken Hıncal Uluç, “Devlet sanata milyonlar ayırırsa ‘Müjde’, belediye aynı işi yaparsa, ‘Parayı çöpe atma’ diyoruz” sözleri ile gazetenin habercilik anlayışına tepki gösterdi.

Muhabir Barış Savaş’ın yazdığı “İBB, sanatçı ve danışmanlara 48 milyon TL dağıtacak/ İstanbullulara hizmet için harcanması gereken milyonlarca lirayı sanatçılara dağıtacak" başlıklı haberine değinen Uluç, habere konu olan uygulamanın eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş döneminde getirildiğini anımsattı.

Çok sayıda gazetenin kâğıt baskısına son verdiğini yazan Uluç, New York Times gazetesinin tarafsız haberleri sayesinde okunduğunun altını çizdi ve yazısında şu ifadeleri kullandı:

“2019'da Türkiye genelinde yayınlanan 1106 gazeteden 100 tanesi kapanmış.. Her gazetede ortalama 10 kişinin çalıştığını düşünsek, bu 1000 meslektaşımızın daha işsiz kaldığı anlamına geliyor.. Hemen her ilde bulunan üniversitelerimizin hemen hepsinde var olan 'Basın/ Yayın' fakülteleri durmadan yeni gazeteci adayları yetiştirirken, gazetelerin kapanması ve yüzlercemizin işsiz kalması ne demek?.

Hele araştırmalara göre günümüzde her 4 gazeteciden 1'i zaten işsizken, bu gençler geleceğe nasıl umutla bakacaklar peki?.

..Ve peki, bu gazeteler neden kapanıyor?.

Efendim, sanal medya.. Millet internetten okuyor..

Efendim, başta kağıt artan maliyetler.. Ekonomik kriz zorluyor..

Tabii bunların ikisi de tartışılmayacak kadar önemli etken.. Etken de, biz kendimize bakıyor muyuz hiç?.

Biz acaba, "Okunacak Gazete" yapıyoruz da, millet mi almıyor?.

Bakın.. Gazete "Haber" demektir. İnsanlar, televizyonda kısaca görüp öğrendikleri haberlerin, ayrıntılı iç yüzünü öğrenmek isterler..

İnsanlar, televizyonlarda hiç yer almayan haberleri de merak eder, okumak isterler..

İnsanlar, gazetelerinde "Doğru ve eksiksiz haber" isterler..

Dünyanın her ülkesinde, her gazetenin eğilimi vardır. Bu eğilim, köşe ve fikir yazılarında kendini gösterir. Gazete için önemli olan, savunduğu fikirlerin okunmasını sağlamaktır. Bunun için de satması gerekir.

Satmak için de "Gazete, Okunan Gazete" olması şarttır..

Yoksa kendin yazar, kendin okursun.. Bir gün de kapanır gidersin, kimsenin umurunda olmaz..

Bakın dünyanın en ünlü gazetesi The New York Times, hem de nasıl şiddetli bir Trump muhalifi.. Ama Trumpçıların elinden bile düşmüyor..

Niçin?.

Çünkü adamlar gazete çıkarıyorlar.. Haberleri tarafsız.. Yorumları insanı üzerinde düşünmeye sevk eden analizler üzerine kurulu.. Bir sövgüler dizisi değil, bir fikir okuyorsunuz.. Trumpçılar da okuyor, muhaliflerini izlemek ve düşünmek için.. Kaldı ki, tüm fikir yazıları, siyasi ve ekonomik de değil.. Harika sosyal, kültürel, sanat ve spor yorumları var.. Ben, bu ülkede elime aldım mı, ortalama yarım saat kalıyor.. Bazen bir saati aşıyor.. Amerika'yı düşünün bir de..

Peki biz ne yapıyoruz?.

İğneyi kendimize batırarak başlıyorum.. Çıktığı günden beri yazdığım, 30 yıldır da kadrolu yazarı olduğum ve çok sevdiğim, bu sebeple de, en çok kızdığım gazetem Sabah'tan..

Bu sabah kendi köşemin olduğu sayfayı açtım ki, sol köşede manşet..

"İBB, sanatçı ve danışmanlara 48 milyon TL dağıtacak./ İstanbullular'a hizmet için harcanması gereken milyonlarca lirayı sanatçılara dağıtacak CHP'li yönetim, konserler için 50 milyon lira bütçe ayırdı." Sanata ve kültüre hizmet "İstanbullulara değil de uzaylılara mı acaba" dedim ve Barış Savaş imzalı haberi(!) okudum.

Sevgili Barış, üzülerek söylüyorum, yazdığı haberin farkında değil.. Yapılan iş, yıllardan beri İstanbul'da uygulanan bir formalite..

Belediye, başta CRR, İstanbul halkına kültür ve sanat hizmeti vereceği her yerin bütçesini, Kültür Daire Başkanlığı'na bu sistemle verir.. Bir ihale açar. Bu ihaleye sadece İstanbul Belediyesi'nin Kültür Daire Başkanlığı girer. İhale onun üzerine kalır. O da aldığı para ile Cemal Reşit Rey salonunun yıllık programını yapar. İzlediğimiz o muhteşem kültür ve sanat olaylarını İstanbul halkının ayağına getirir ve çok makul fiyatlarla izlememizi sağlar..

Sistemi Ekrem İmamoğlu icat etmedi Barış.. Kucağında buldu. Ondan evvelki Başkan Kadir Topbaş, 17 yıl, CRR'nin programlarının bütçesini, bu "İhale" sistemi ile sağladı.

CHP'li belediye iddia ettiğin gibi "İstanbullulara hizmet için harcanması gereken 50 milyon lirayı, sanatçılara verdiyse, Belediyeye git, Topbaş'lı 17 yılın hesabını iste ve AK Parti, sanata kaç milyar lira harcamış öğren.. Ben konu işin Kültür Sanat yanı olunca Topbaş'la hep iftihar ettim.

"Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur" diyen "Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiyesi"nde sanata ayrılan paraya "Çöpe atılma" muamelesi yapılır mı, Barış?.

Senin haberinin yer aldığı gazetemizin Günaydın ekinde, "Opera ve Bale sanatçılarına yeni yıl hediyesi" başlıklı bir haber vardı. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan, bu yıl 1026 sanatçının kadroya alınacağını açıklamıştı.1026 yeni sanatçı asgari ücretten hesapla, yılda kaç milyon eder?.

Gazete ayni gazete.. Devlet sanata milyonlar ayırırsa "Müjde", Belediye ayni işi yaparsa, "Parayı çöpe atma" diyoruz.. Çünkü politikayı sanata ve magazine kadar soktuk..

Daha mı örnek?.

Antalya Belediyesi Şehir Tiyatroları'ndan adam çıkarırsa SABAH; Devlet Tiyatrosu adam çıkarırsa Sözcü ayni manşeti atıyorlar.

"Sanata ihanet!."

Ama SABAH'ta Devlet Tiyatrosu haberi yok. Sözcü de Antalya Şehir Tiyatrosu'nu yazmıyor..

Yani, her şeyi öğrenmek isteyen okur ya ikisini de alacak.. Ya da..

O zaman, Barış?. O zaman?”

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ…



Bu içeriğe emoji ile tepki ver