Zanka

Mehmet Aycan

Twitter Instagram


Mehmet Aycan

                                 "Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz"
                                                                                                         Süleyman Demirel

                                                        GİRİŞ

   Merhaba. Merhabalar olsun. Sıcak bir İstanbul gündüzü. Sıcağa aldırmadan dışarıda yüksek binalara bakıyorum. Hayır romantik değilim. Sadece düşünüyordum. Güzel ülkemizin güzel insanlarının hep hayal ettikleri küçük şirin Ege kasabasını bırakıp bu binaların arasında ne işim var, diye. Sonra şunu dedim: "Bir meselem var."
   Bu bir var olma meselesidir. Kendimi ikna meselesidir. Aslında her şey meseledir, hayatın hakkını vermek isteyene. İşte size, bir sürü mesele.

Mesele 1: Sıradanlığın Sıra dışılığı

   Bir zamanlar en büyük meselem sıra dışı bir insan olmaktı. Yaptığım hareketlerle, söylediğim sözlerle, inanmadığım ideallere bağlanmakla, gülmelerim ve ağlamalarımla bile farklı olmaktı.
   Büyüyünce anladım; bu dünyada sıradan olmak sıra dışılıktı zaten.
   Fazla mutlu ya da fazla mutsuz insanlar. Yeni dijital dünyada, herkes çok mutlu, herkes gezgin, kimse kültürel etkinlikleri kaçırmıyor, herkesin söyleyecek büyük sözleri var. Ya da en dibe batmış insanlar gibiler. Mutsuzluktan şair olmuşlar ya da sohbetlere eşlik eden içeceği kutsallaştıracak kadar sıra dışılar.
   Soruyorum size; Tüm bu insanların arasında sıradan olmak, sıra dışılık değil midir?

Mesele 2: Affetmenin Erdemi

   Bir yerde okumuştum: "Anlamak, affetmektir"
   Birini, bir şeyi affetmek istiyorsanız; onu anlamalısınız. Peki affetmek istiyor muyuz? Ben artık istemiyorum! Çünkü anlamıyorum...
   Bir kediye ya da bir köpeğe zarar veren birini nasıl anlayayım?
   Bir insana tecavüz eden birini neden anlayayım?
   Bütün bir insanlığı aç bırakıp altın köşklerde yaşayanları kim anlıyor?
   Affetmek erdemdir, kabul, ben öyle bir erdem istemiyorum!

Mesele 3: En Güzel Hikaye

   Bir arkadaşımla parkta ucuz şarap içiyorduk, sanırım epey ucuzdu ama lezzetliydi, belki de lezzetli olan o andı. Şöyle demişti arkadaşım bana:
- En güzel hikayeler hep yarım kalmış hikayelerdir. Çünkü sonunu hep sen tamamlarsın.



Meseleler bitmez, şimdilik bu yazı biter. Tekrar görüşmek üzere, sevgiyle kalın.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
262