Askeri, siyasi, sanat, sinema gibi konularda dünyaya yön verebilecek kadar söz sahibi olan Birleşik Devletler, neden Güney Amerika’da, Avrupa’da, Afrika’da bu kadar sevilen futbolda ön planda değil? Dünya genelinde en çok sevilen sporlardan biri olan futbol neden Amerikalılar için Basketbol, Beyzbol, Buz Hokeyi ve kendilerinin futbol bizimse Amerikan Futbol’u dediğimiz sporların gerisinde? Bu sebepleri irdelemeye başlayalım.
Soccer adını koydukları futbola bakacak olursak Major League Soccer adında düzenledikleri bir soccer(bildiğimiz futbol) ligleri var. Milli takımları var ve Dünya Kupası gibi organizasyonlara katılıyorlar. Hatta 2009 FIFA Konfederasyon Kupası Yarı Final karşılaşmasında 35 maçlık yenilmeme serisi olan ve Brezilya’nın 36 maç olarak elinde tuttuğu yenilmeme serisini rekorunu egale etmesine bir maç kalan İspanya’yı mağlup etmeyi bile başarmışlardı. Söz konusu İspanya’nın 2008 ve 2012 Avrupa Şampiyonası 2010 Dünya Kupası şampiyonu olduğunu hatırlatalım. Kadınlar Dünya Kupası’nda ise 4 kez şampiyon oldular ve kadın futbolunda zirvedeler. Erkeklerde ise FIFA ülkeler sıralamasında 22. sıradalar. Bizim gibi futbolla yatıp kalkan ülkelerden daha yukarıda olmasına rağmen ülkemizdeki gibi sevilmemesinin ilk sebebi spora bakış açıları. Show olarak görüyorlar sporu, bir eğlence aracı. Üst düzey profesyonel futbol maçlarında show olması pek mümkün değildir. Bir ara sosyal medyamızda da esprisi dönen 0-0 biten Cagliari Lecce maçı gibi maçlar pek önemli değildir. Ya da Atletico Madrid gibi savunmaya dayalı ve izleyenleri nispeten sıkan bir oyunu sevemezler. Ya da Yunanistan gibi sonuç odaklı bir başarıyı pek kabullenemezler. Onlar için spor, gösteri ve eğlencedir. Ulusal basketbol ligleri olan ve dünyanın basketbolda 1 numaralı organizasyonu olan NBA’de gösteri amacıyla düzenlenen All-Star maçlarının en iyi performans gösteren oyuncusuna verilen MVP ödülü bile önemli bir saygınlıktır. Spora bakış açıları insanların güzel vakit geçirebildikleri bir eğlence aracıdır. 45’er dakikalık 2 devreden kesintisiz oynanan bir karşılaşmanın yaratacağı estetik az olacağından onlar için pek ifade etmiyor.
Bir diğer etken ise kuşkusuz futbolda sadece 1 tane ara olmasıdır. Amerikalı spor yöneticileri için spor demek molalardaki ve aralardaki showlar ve reklamlardan gelen yayın gelirleri demektir. Örneğin FIBA kurallarına göre oynanan maçlarda koçların ilk devre 2 ikinci devre 3 tane olmak üzere toplam 5 mola hakkı varken NBA’de bu durum takım başına 7’dir. Ayrıca molalar 1 dakikadan uzun sürer. Özellikle NBA’de Pazar günleri öğle vaktinde oynanan ve ulusal kanaldan yayınlanan bir maçta molara 3,5 ile 4 dakika bandına çıkabiliyor. Yine NBA’de normal sezonda 1230 tane maç oynanıyor. 1230 tane maçın getireceği stadyum ve yayın gelirlerini düşündüğümüz zaman futbolun asla ulaşamayacağı bir durum meydana geliyor. Amerikan Futbol Ligi NFL finali Super Bowl’da yayıncı kuruluş FOX Sports’un 30 saniyelik reklam için aldığı tutarın 5,6 Milyon Dolar olduğu belirtiliyor. Futbolun daha kısa devrelerle daha sık molalı ve futbolun estetik yanlarının ortaya çıkabildiği bir versiyonu profesyonel anlamda yaratılırsa belki Birleşik Devletler’de yatırımı artabilir. Ama mevcut şartlarda 1000 yıl geçse de futbolun orada bir basketbol, etkisi yapabilmesi oldukça düşük bir ihtimal olarak kalacaktır.
Bu arada yıllar önce ülkemizde bazı basın organlarında Beşiktaş’ın 1950 yılında Amerika Erkek Milli Futbol Takımı’nı 5-0 yendiği ve onları futboldan soğuttuğu haberi yalandır, gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu haberde tek doğru Beşiktaş’ın 5-0 kazanmasıdır. Ama onları futboldan soğutmamıştır. Maalesef ülke basınımızda yabancı kaynaklardan alınan haberler pek doğru çevrilmediği ve aman abi sallasak kim anlar anlayışı olduğu için böyle bir haber yapılmıştır.
Hem eğlence anlayışları hem de yayın ve stadyum gelirleri Amerikalıları hiçbir zaman tatmin etmeyeceği için futbolun, Basketbol, Beyzbol, Buz Hokeyi ve Amerikan Futbolu seviyesine gelmesi pek mümkün gözükmüyor. Onlar, bu 4 spordan ve getirdiklerinden oldukça memnun gözüküyorlar. Açıkçası futboldan uzak dursunlar. Geceleri NBA için uykusuz kalmak zaten yetiyor, bir de başımıza “Soccer” çıkmasın.
