Zanka

Bütün samimi duygularımla itiraf edeyim, bir ilahiyatçının yazdığı kitap kolay kolay okunmaz, üstelik okuyana sıkıntı verr, gına getirir. Bu iddiamın ana gerekçesi, din alanında kaleme alınan yapıtların genelinin ağır ağdalı ifadelerden oluşması, Arapça kökenli sözcüklerin yoğunlukla kullanılması, din psikolojisine endeksli anlatım örgüsünün tercih edilmesi ve sayfa aralarına sıkıştırılan kaynak isimlerinin alışılmadık özellikle zihinleri rahatsız etmesidir.

Evet, din temalı kitapları ben bile okurken sıkılırım, en fazla 25’nci veya 30’ncu sayfalarında pes eder, elimden bırakırım.

Fakat artık bu olumsuz ruh durumuna izin vermeyecek kitap piyasada boy gösteriyor.

Tekin Yayınevinden bu cuma günü çıkan, yani daha dumanı üstünde tabirini kullanabileceğimiz yeni kitabım İSLAMIN KOZMİK ODASI bir anda piyasada deprem meydana getirdi.

Açıkçası her yazar elbette ki büyük ümitlerle ve yoğun mesai ile yarattığı eserinin kamuoyunda olumlu not almasını ve yoğun satışla ödüllendirilmesini arzu eder ama ne yalan söyleyeyim, kitabıma bu kadar erken bir teveccühün oluşacağını pek tahmin edemezdim.

İSLAMIN KOZMİK ODASI piyasaya çıktığı gün bazı kitap satış siteleri tarafından öne çıkarıldı, “Yeni Çıkan Kitaplar” podyumuna oturmasından iki gün sonra yani bugün “Çok Satan Kitaplar” kategorisine girdi. Yine birçok satış sitesinde şimdiden büyük ilgiyle karşılandığı bilgisine ulaştım.

ARTI tv’de sayın Mustafa Sağlamer’in programında kitabı tanıtmıştım ama Halk tv’de sayın Cüneyt Akman da Zamanın Ruhu adlı programının başında kitabımı “şiddetle tavsiye” etmesi beni oldukça sevindirdi.

Peki, bu kısa süreye sıkışan ilgi ve alakanın nedeni neydi? Söyleyeyim…

İSLAMIN KOZMİK ODASI adlı kitabı tam iki buçuk yıldır hem İslamcılar hem de demokratik tavırlı gruplar dört gözle bekliyordu, çünkü içerisinde herkesi ama herkesi içine alan kültürel hikâye vardı. Toplumun son elli yılda nereden ve hangi değerlerden nereye geldiğinin kronolojik ve duygusal çözümlenmesi bir uzman ilahiyatçıdan, ayrıca din sahasında deneyimli bir kişiden öğrenilmesi gerekiyordu.

Ben “Araştırmacı gazetecilik” titrine saygı duyarım ve değerli bir vasıf olduğunu bilirim, ancak dinin kılcal damarlarını sadece gizli dinsel organizasyonlara (tarikat ve cemaatler vb) girenler bilir ve yorumlayabilir. Bana göre din ezoteriğinde “Din Araştırmacısı” etiketi komik ve zavallı bir tanımlamadır.

Şimdi, geçen yazıma ek olarak bu kitapta neler olduğunu birkaç maddede yazayım isterseniz.

1-Bana ait, sarıklı, şalvarlı, ihramlı, cübbeli fotoğraflar. E tabii, İslamcıların karanlık dehlizlerini ve mafyatik gizliliklerini yazarken benim mazimdeki görsel belgeleri saklamak olmazdı.

2-Tapınak şövalyeliğine adanmış İslamcı siyasetin İstanbul’daki masonik yuvası.

3-Cemaat ve tarikatlar niçin Amerika’ya sermaye aktarımı yapar?

4-Kitabımı niye en başta Atatürk’e ithaf etme nedenlerim.

5-İmam Hatiplerin ve İmam Hatiplilerin hiç bilinmeyen ve büyük tartışmalara neden olacak özellikleri.

6-Menzil tarikatında yaşadığım tuhaf olaylar.

7-İnanç bir insanda nasıl başlar ve hangi süreçlerle evrime uğrar?

8-İslami illuminatinin temelleri nelerdir ve bu proje nasıl işliyor?

Tüm bunları ve dinci magazinin dillendirilmeyen diğer KOZMİK ODA bilgilerini merak ediyorsanız, İSLAMIN KOZMİK ODASI adlı kitabı okuyacağınızı ve tartışacağınızı tahmin ediyorum.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
11