Vatandaş olarak çok şey mi istiyoruz? En başta masal anlatılan çocuklar gibi oyalamaya kalkmasınlar bizi.
Her bir siyasi farklı rakamlar verdi. O rakamlar ki "Birkaç eşya, birkaç ıvır zıvır değil” içimizi cayır cayır yakan toprağa verdiğimiz gencecik insanlardı.
Boyunlarının borcu. Çıksın desinler ki:
“Biz gerçekte şu şu sebeple oradayız. Bunları şunları başaramadık, hesap ettiğimiz tutmadı fakat hatamızı düzelteceğiz, politikamızı yenileyeceğiz, düze çıkacağız.”
“Bundan böyle Mehmetçiği şehitler tepesine değil, baba ocağına, ana kucağına, eşinin çocuğunun yanına göndereceğiz. Askerimizin canı her şeyden kıymetlidir, biz onun kanı üzerinden asla siyaset yapmayız, yapmayacağız, layığı sağ salim yuvasına dönmesidir.”
***
Bu milletin para piyasaları kadar değeri yok mu? Kur yükselince, ekonomi durgunlaşınca çıkıp yastık altındaki altınınızı, dolarınızı bozdurun, Ey Merkez Bankası, faizleri düşür, diye sabah akşam konuşuyorsunuz, piyasalara moral vermeye çalışıyorsunuz da onlarca gencecik insan ölünce niçin açıklama yapmıyorsunuz?
Niçin üzerini örtmeye çalışıyorsunuz? Hiç mi güçlük çekmedik hiç mi zorluk görmedik? Çıkın bize neler olup bittiğini açık yüreklilikle anlatın. Bundan sonra neyi niçin yapacağınızı da anlatın.
İşte o zaman birlik beraberlik çağrısı yapmaya hakkınız olur. Bilmediğimiz şeyi nasıl destekler nasıl tek yumruk oluruz?
Yok, biz sonu meçhul bir bataklığa saplandık, oy kaybederiz, zayıf görünürüz, hata yaptığımız meydana çıkar, ABD canımıza okur korkusuyla sözümüzden dönemiyoruz diyorsanız, sadece kendinizi değil bizi de yakarsınız. Samimiyet ve dürüstlüğün önünde kimse duramaz, siyasette unutulan, prim yapmayan bu hasletler tüm kapıları açar.
Biz dün iktidar yaptığımızı yarın toprağın altına gömmeyi de bilmedik mi? Ne siz çobansınız ne de biz sürü, o günler hilafet- padişahlık zamanında kaldı.
Batıyı cezalandırmak üzere koz olarak kullandığınız Suriyeliler de sürü değil. Siz kendi vatandaşınızın bir başka ülkede siyasi hamle yapılmak üzere araç olarak kullanılmasını ister misiniz? Aç susuz dayak yemesini, gözüne gaz sıkılıp açık denizde boğulmaya çalışılmasını ister misiniz?
Dün kardeşiz, ümmetiz, misafirimiz dediklerinize bugün nasıl sıkılıp bir kenara fırlattığınız eşya muamelesi yaparsınız? Cinsi, ırkı, dini, mezhebi, rengi ne olursa olsun hiçbir insanı politika üretebilmek için cansız bir meta gibi kullanamazsınız.
Demokrasi tek yol tek çözüm. Antik çağda yaşamıyoruz. Sine-i millete dönün. Bunu gözünüz almıyorsa referandum yapın, en azından başınız dik olur. Birileri bizi ambargoyla, şunla bunla cezalandırmaya kalkacak olsa bile, “Biz demokrasiyiz, insanımız bunu istedi.” der, dünya kamuoyu karşında başınız dik, haklı ve gururlu olursunuz. İtibarımızı hiçe sayan anlaşmalar yapmak, bir Trump’ın bir Putin’in masasına oturmak zorunda kalmazsınız.
