Zanka

Mustafa Solak

Twitter


Mustafa Solak

Çanakkale zaferini bulutlara, evliyalara bağlayarak Atatürk’ün rolünü küçümseyenlere yanıtı, Çanakkale cephesinin komutanlarının, yöneticilerin, gazetelerin ve düşmanın sözleri üzerinden verelim.

    Atatürk’ün tümeninin (19. Tümen) bağlı olduğu 3. Kolordu’nun Kurmay Başkanı Fahrettin Altay: “Mustafa Kemal, 10 Ağustos’ta yalnız İstanbul’un değil, bütün bir memleketin işgalini önlemişti. Artık ümitleri kalmayan İngilizler, iki ay sonra Gelibolu Yarımadasını boşaltıp çekilip gitmeye mecbur kalıyorlardı.[1]

4. Ordunun Kurmay Başkanı Ali Fuad Erden: “Çanakkale’de en buhranlı anda, en lüzumlu adam bulundu. Harbin seyrini çeldi.”

İngiliz General Aspinal Oglander: “Liman von Sanders’in bugün Türkiye’yi idare etmekte olan ve o zaman bir tümen komutanlığında bulunan mukadderatın adamından aldığı kuvvet ve ilhamın yüksek kıymetine paha biçmek imkânsızdır. Anzak Kolordusunun 25 Nisan’da ilk ihraç gününde hedefini zaptetmeye muvaffak olamayışının en birinci âmili bu subayın bizzat mevcudiyeti ve vaziyete hâkim olmasıdır. Tarihte, bir tümen komutanının üç muhtelif yerde vaziyete nüfuz ederek yalnız bir muharebenin gidişine değil, aynı zamanda bir seferin akıbetine ve belki bir milletin mukadderatına tesir yapacak vaziyet ihdas etmesine nadiren tesadüf edilir.”[2]

Falih Rıfkı Atay, Orgeneral Ali Fuad Erden’in İngiliz Denizcilik Bakanı Sir Winston Churchill’in Atatürk için “kaderin adamı” dediğini aktarır.[3]

Çanakkale Cephesi’nde savaşan Arapların hikâyelerinin Arap basınında çıkmasını sağlayarak, bölgedeki yerli halk arasında sürdürülen Osmanlıların savaşı kaybettiğine ilişkin İngiliz propagandasına yanıt vermek için cephede Atatürk’ü de ziyaret eden heyetin başkanı Uryanizade Ali Vahid Efendi şöyle demiştir:

“Bu grubun kahramanı Mustafa Kemal Bey’e bu büyük kumandana bütün İslamlar ve müttefiklerimiz medyun-u şükrandır. Anafartalar’ın en nazik bir zamanında Mustafa Kemal Bey’in aldığı tertibat ve tertip ettiği bir hücum sayesinde Boğaz büyük bir tehlikeden kurtulmuştur.”[4]

Çanakkale Savaşı komutanlarından Ali İhsan Sabis Paşa 5. Ordu Komutanı Liman Von Sanders’in Gelibolu yarımadasına düşmanın asker çıkarması ihtimalini zayıf ve düşmanın esasen Bozcaada karşısındaki sahillere çıkarma yapacağı tahmininden dolayı Gelibolu yarımadasındaki kuvvetlerin büyük bir kısmını Anadolu tarafına nakletmek istediğini belirtir. Bunun, “bereket versin ki” diyerek Mustafa Kemal Paşa tarafından önlendiğini şu sözlerle anlatır:

“19uncu fırka (tümen) kumandanı olan Mustafa Kemal, kendi fırkasıyla Anadolu'ya geçmek emrini almış iken, düşman o esnada Arıburnu’na asker ihracına başladığından 19uncu fırka kumandanı kendiliğinden pek takdire şayan bir karar vererek bu tehlikeli düşmana dönmüş, karşıya geçmek hakkındaki ordu emrini, yani Liman Paşanın emrini yapmamış; bu suretle mağrur Alman Generalinin hatasının önü alınmış ve Çanakkale müdafaası harikası vücuda gelmiştir. Eğer Gelibolu yarımadasındaki kuvvetler evvelce Anadolu'ya geçirilmemiş olsaydı düşmanın Arıburnu'nda tutunmasına bile imkan kalmaz ve ilk günü hepsi denize dökülürdü.”[5]

Tasviri Efkâr gazetesinin 29 Ekim 1915 tarihli sayısında Atatürk’ün resminin altında şunlar yazılmıştır:

“Çanakkale kara savaşlarında olağanüstü yararlılıkları görülen ve savunmadaki kudret ve becerisiyle gerçekten şan ve şeref kazanarak Bo­ğazları ve Hilafet makamını kurtaran kumandanlarımızdan yaratı­lıştan yiğitlik, kahramanlık ve harikalar timsali Albay Mustafa Kemal Beyefendi.”[6]

Çanakkale Savaşı’na katılmış H. Cemal adlı bir subay, 1915 yılında yazdığı “Ulu Cenk” isimli kitabında Atatürk için “Çanakkale’ye bir zafer heykeli dikmek şerefi ile Türkler şeref kazana­caklarsa o heykelin, Çanakkale’yi kurtaran Mustafa Kemal Bey olması lazımdır. Başkası olamaz. Bu hak kimseye verilemez”[7] demiştir.

“Minber Gazetesi” 19 Kasım 1918’ de şunu yazar:

“İtiraf edelim ki vatanın emsalini yetiştirmekte cömertlik gösterme­diği birkaç müstesna zekâdan biri, hatta birincisi… Mustafa Kemal Paşa’dır. Milletin ve memleketin en ziyade hayırhah evladından oldu­ğu halde en az takdire mazhar olan yine kendisidir… Anafartalar’ın yegâne müdafii ve İstanbul’un kurtarıcısı münhasıran kendisi olmasına rağmen bu hakikati pek çok zaman ifşa etmedi. Ve bu suretle bütün muvaffakiyetin şan ve şerefleri çapulcuların inhisarcı hisselerine kay­dedildi… Herhalde istiklal-i vatan Mustafa Kemal Paşa’dan büyük hizmetler beklemekte haklıdır.”[8]

Veliaht Vahidettin, 15 Aralık 1917’de Almanya seyahatinde kendisine refakat Atatürk’e “Arıburnu’nda ve Anafartalar’da yaptığınız bütün icraat ve ka­zandığınız muvaffakiyetler tamamen malûmumdur. İstanbul’u ve her şeyi kurtarmış bir komutanımızsınız, beraber seyahat etmekte olduğum için çok memnunum ve bundan şeref duyuyorum”[9] demiştir.

Albayrak gazetesi, 14 Temmuz 1919’da şunu yazmıştır:

“Anafartalar’da, milli şerefi, tarihin bugünkü nesilden beklemekte olduğu mukaddes vazifeyi yükselten ve yücelten bu muhterem komutanı bugün de Milli Mücadele’nin başında görmek mesut bir görüntüdür.”[10]

    Atatürk’ün tümeninin bağlı olduğu 5. Ordu’nun komutanı Alman Liman von Sanders: “Büyük iş başardınız! General Hamilton kazanmış olsaydı, İstanbul yolu açılmış olacaktı. Olay tarihe büyük bir İngiliz zaferi olarak geçecekti…Siz, yetersiz bir güçle bu büyük zaferi tersine çevirdiniz. Bu zafer, tarihe sizin adınızla geçti!”

Çanakkale çıkarmasını planlayan İngiliz Denizcilik Bakanı  Winston Churchill: “Şu anda mağlûbiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm. Daha düne kadar Çanakkale bizimdir’ diyordum çünkü bu savaşı kazanmak için askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız... Mustafa Kemal’i... Bağrımda İngiliz gururu olmasa, Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.”


[1] Fahrettin Altay, 10 Yıl Savaş (1912-1922) ve Sonrası, İnsel Yayınları, 1970, İstanbul, s.110.

[2] C.F. Aspinall-Oglander, Çeviren Deniz. Öyzb. M. Hulusi, Büyük Harbin Tarihi Çanakkale Gelibolu Askerî Harekâtı, Genelkurmay Yayınları, Askerî Matbaa, 1940, Cilt II, s. 471.

[3] Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Sena Matbaası, İstanbul, 1980, s.92.

[4] Yüzbaşı Sarkis Torosyan Çanakkale’den Filistin Cephesi’ne, Yay. Haz. Ayhan Aktar, İletişim Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2012, s.26.

[5] Ali İhsan Sabis, Harp Hatıralarım Birinci Cihan Harbi, 1.Cilt, Nehir Yayınları, İstanbul, 1990, s.83.

[6] Sadi Borak, Atatürk’ün İstanbul’daki Çalışmaları (1889-16 Mayıs 1919), Kırmızı Beyaz Yayınları, İstanbul, 2004, s.91.

[7] H. Cemal, Ulu Cenk, Tercüman yayını,1982, s.37-43’ten aktaran İsmet Görgülü, Kurtarıcının Doğduğu Yer Çanakkale, Türkiye Barolar Birliği Yayınları: 239, Ankara, 2014, s.60.

[8] Sadi Somuncuoğlu, “Neden Çanakkale Zafer, Balkan Hezimet?”, Yeniçağ Gazetesi, 19 Mart 2011.

[9] Atatürk’ün Anıları, Yay. Haz. İsmet Görgülü, Bilgi Yayınevi, İstanbul, 1997, s.74. 

[10] Utkan Kocatürk, Kaynakçalı Atatürk Gün­lüğü, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1999, s.160.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver