Zanka

Mehmet Aycan

Twitter Instagram


Mehmet Aycan

                              "Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz"
                                                                                 Süleyman Demirel

MESELE 16: Kısa Bir Hikaye: Ölüm'ün Oğlu

 Geçen hafta babamı öldürdüm. Acı çekmesini, çan çekişmesini izledim. Ben onu çok severdim. Ondan başka kimsem de yoktu hayatta. Babam beni sevmezdi. Bilirdim. Onun tüm sevdiklerini benim öldürdüğümü düşünüyordu.

    Geçen hafta üç gün yoktu evde. Çok sevdiği bir balığı vardı. En azından benden daha çok seviyordu onu. Giderken bana emanet etmişti. Beslemeyi unuttum. Yemin ederim. Sadece unuttum. Balık öldü. Döndüğünde çok kızdı bana. Uğursuzsun dedi. Çevrendeki herkesi sen öldürdün dedi. Gülümsedim. Masanın üzerindeki bıçağı aldım. Tam yirmi yedi kere bıçakladım onu. Yaşadığım her sene için bir bıçak darbesi. Hiç ağlamadım. Keşke dedim, keşke böyle olmasaydı. Böyle oldu.

   Babamı vahşi hislerle katletmem bir anda tüm ülkenin konusu oldu. Bana Ölüm'ün Oğlu dediler. Belki de haklıydılar. Ama ben böyle olmasını istemedim ki... Yine de hikayemi anlatacağım size.

   Annemi hiç tanımadım. Beni doğururken ölmüş. Doktorlar bir iki saniye de olsa beni gördüğünü söylüyorlar. Ben onu hiç görmedim. Babam annemi çok severmiş. Beni hiç sevmedi.

   Babamın ve annemin boşluğunu babaannem doldurdu. Bir an bile peşimden ayrılmaz, oğlunun eksik ettiği tüm şefkati, bana sonsuz sabrıyla verirdi. Dokuz yaşındaydım. Babaannem ile beraber uyurduk. Bir gece tuhaf sesler çıkardı. Beni güldürmek için yaptığını zannettim. Ölüyormuş. Engel olamadım. Babam benden iyice uzaklaştı.

   Ablam beni çok severdi. Ben de onu çok severdim. Beyninde kitle çıktı. Daha on dokuz yaşındaydı. İki sene mücadele edebildik. Ben on beş yaşımdaydım. Babam, ablamın cenazesinde herkese sarılarak ağladı. Bana sarılmadı. Bir daha da hiç sarılmadık.

   Yine de ona inancımı kaybetmedim hiç. Gitmedim yanından. Kendine bir şey yapmasından korktum. Onu seviyordum. Beni sevmemesine ise kızmıyordum. Kırılmıyordum. Onu anlamak istiyordum. Ben ne kadar insan kaybettiysem o da o kadar kaybetmişti. Belki, belki bir gün beni sever umuduyla yaşadım, onu da yaşattım. Fakat benim onda yaşamadığımı, ölen herkesin anılarının yaşadığını ama karşısında kanlı canlı duran benim onda yaşamadığımı anladığım an, her bir bıçak darbesi , onu ne kadar çok sevdiğimi haykırıyordu.

   Sizlerden, babamdan ya da uğursuzluğumun değdiği insanlardan af dilemek için yazmıyorum bunları. Çünkü ben hayatta en çok sevdiğim insanı öldürdüm. Evet, ben babamı öldürdüm. Yirmi yedi sene, her gece ağladım. Babamı öldürdüm. Hiç ağlamadım.




Bu içeriğe emoji ile tepki ver