Selamlar kitap tutkunları…
Bu hafta 1998 Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Jose Saramago ile buluşalım istedim.
Saramago düz yazılarında nokta ve virgülden başka noktalama işareti kullanmayan, anlatım dilinin sadeliğinin yanı sıra muzipçe sayılabilecek bir tarzı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim bir yazar.
Bilinmeyen Adanın Öyküsü; büyüklere masal tarzında denebilecek türden bir kitap. Anlaşılırlığının yanı sıra içindeki imgelerle bir yanınızı çocukluğunuzda okuduğunuz öyküleri zihninizde canlandırdığız da ki zamana götürüp size nostaljik bir keyif sunuyor. Bir yanınız bu keyfi sürerken diğer yanınız, kralın karşısına çıkmak için sabırla bekleyen, denizcikle hiç alakası olmadığı halde bilinmeyen bir ada bulmak için, ondan bir tekne isteyen adamın, keşfedilmemiş benlinin merkezine çıktığı yolculuğa tanıklık ediyor.
Bilinmeyen adaların kalmadığına inanılan bir dönemde bu cesarete sahip bir adamın, kendi hayatını da değiştirebileceğine inanan bir kadının öyküsü…
Sizlerle kitabı okurken altını çizmeden edemediğim birkaç bölüm paylaşmak isterim…
- "bilmiyor musun ki, kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin."
- "belli ki adamın gözleri bilinmeyen adadan başka bir şeyi görmüyor, diye düşünmüş kadın, işte göz yanılması, insanın yanı başında duran insanı görmemesi böyle olur."
- "rüya hünerli bir sihirbazdır, varlıkların boyutlarını ve birbirlerine olan uzaklıklarını değiştirir, yan yana uyuyan kişileri ayırır, birbirine uzaktaki kişileri kavuşturur, kadın birkaç metre ötesinde uyuyor olsa da adam ona nasıl ulaşacağını bilemez, oysa ne kolaydır iskele tarafından sancak tarafına geçmek."
İçinde bulacağınız göndermelerle cesaret ve umut kıvılcımlarını yakalayacağınıza hiç şüphem yok.
Bence hayat boyu herkes kendi bilinmeyen adasını arar kişinin ihtiyaç duyduğu şey ne aradığını bilmesinden ziyade, arama cesareti gösterebilmesidir. Jose Saramago’nun bu eseri bir kıvılcımsa, nefesinizin bu kıvılcıma har olmasını temenni ederim.
Sevgiyle Kalın…