Zanka

Talha Barış Yapıcı

Twitter Instagram


Talha Barış Yapıcı

Osmanlı devlet yönetiminde Türk kökenli aileler ile devşirmelerin yönetime etkisi çoğu zaman kıyası yapılan ve taraftarların kendilerince yorumladığı bir meseledir. Bu konuda Fatih dönemi için özellikle ele alacağımız aile, II. Mehmed’in 15 yıl boyunca sadrazamlığını yapan sonrasında ise idam edilen meşhur Halil Paşa’nın da mensubu olduğu Çandarlı ailesidir.[1] İstanbul’un fethi sonrası Türk ailelerin devlet yönetimindeki etkisi azalmış Çandarlı ailesi mensupları tasfiye edilmiştir. Yerlerine diğer milletlere mensup ‘devşirmeler’ getirilmiştir.

Hizmetkâr manasına gelen “kul” adını alan devşirmeler uzun yıllar Fatih devri devlet kademesindeki varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak mevzu bahis devşirmelerin devlet yönetiminde bulunmaları çok daha öncelerine, Osman Bey dönemine kadar gitmektedir.[2] Devşirme kelimesine Osmanlı tarihinde en çok denk geldiğimiz yer şüphesiz yeniçerilerdir. I. Murad zamanından beri teşkilatlı olarak var olan devşirme Yeniçeriler, Osmanlı devlet ve askeri tarihinde büyük yer kaplamaktadır. II. Murad devrinde ise neredeyse yönetimin her kademesine yerleşen devşirmeler ile kul sistemi kurumsallaşmış bir yapı haline gelmiştir. Öyle ki dünyaca meşhur Dracula efsanesinin tarihi gerçekliğindeki Romanya prensi III. Vlad, Fatih döneminde devşirilerek Osmanlı saraylarında büyütülmüş biridir.

Gelelim Osmanlı’nın kuruluşundan İstanbul’un fethine kadar yönetimde büyük pay sahibi olan Çandarlı ailesine: Hukukçuların, eğitimcilerin, din adamlarının içinde olduğu Osmanlı toplum yapısının ilmiye sınıfından olan kalifiye sülale, zaman içerisinde sınıf sınıf yükselmiştir. Devletin kuruluşundan itibaren teşkilatlanmasına büyük katkılar sağlamış bir ailedir. Sonraki dönemde literatüre “Çandarlı Vezir Ailesi” olarak geçecektir.[3]

Fatih Sultan Mehmed’in baş veziri Çandarlı Halil Paşa ile Fatih arasında sürekli bir itilaf söz konusu olmasına rağmen Fatih onu uzun bir dönem boyunca görevinden azletmedi. Bunun sebebi -şahsi kanaatim- kendisinin özelinde Osmanlı hanedanlığına Çandarlı sülalesinin yaptığı hizmetlerdir. Halil Paşa’nın diğer sınıflar üzerinde olduğu gibi devşirmeler üzerinde de hakimiyeti vardı. Bu hakimiyet alanından hem devşirmeler hem de Fatih rahatsızdı. Nitekim İstanbul’un fethi sonrası Halil Paşa ve ekibi görevlerinden alındı. Askerî, sosyal, siyasal her alanda bir komple yenileşmeye giden II. Mehmed Çandarlı sülalesinden boşalan makamlara devşirmeleri tayin ettirdi. Kullar, Fatih öncesinde başkaldırılarıyla, isyanlarıyla meşhurdular.

Sürekli bir iç karışıklığa neden olma potansiyeline sahip kullar, çoğu padişah için de tehlike arz etmekte idi. İleriki dönemde de göreceğimiz üzere devşirme askerler pek çok kez devlete isyan bayrağını kaldırmıştır. Kendi döneminde iç karışıklıkla uğraşmaktan ziyade unvanıyla müsemma fethetme odaklı bir politika izlediği için bu güruhu kontrol altına almanın yalnızca onlara önemli meşgaleler vermekle olabileceği düşüncesi kendisinde hasıl olmuş olabilir. Fatih’in devri Türk kökenli ailelerin yönetimden tasfiye edildiği, devşirme kulların ise altın dönemlerini yaşadıkları bir devir olmuştur.

 

 

 

[1] Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul, C.1 s.518

[2] TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, C.26 s.348-350

[3] İ.H. Uzunçarşılı, Çandarlı Vezir Ailesi, T.T.K. Basımevi, Ankara, 1974



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
21