Zanka

Korona virüs salgını sürecinde 1 Haziran’dan itibaren kısıtlamalar büyük ölçüde kalkıyor. Ancak evlilik hazırlıkları yapan çiftlerin beklediği haber gelmedi. Düğünlerin ne olacağı hala belirsizliğini koruyor. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu, kalabalık düğünlerin büyük bir risk olabileceğinin altını çizdi. “Mutluluğu paylaşalım derken bir kâbusun içinde kendimizi bulabiliriz” diyen Özlü, önerilerini de anlattı… İstanbul Toplantı ve Düğün Salonu İşletmeleri Esnaf Odası Başkanı Âdem Sönmez ise ekonomik açıdan sıkıntı içinde olduklarını belirtti ve birçok sektörün de olumsuz etkilendiğine dikkat çekti. Sönmez, sosyal mesafe için halaysız düğünü de gündeme getirdi…

Düğün salonları virüs tedbirleri kapsamında yaklaşık 3 aydır kapalı. Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte evlenemeyen çiftler müjdeli bir haberi endişe ile beklerken, salonların ne zaman açılacağını bilemeyen işletme sahipleri ise daha da endişeli. İşletmeciler en azından ön rezervasyon alabilmek için açılış tarihinin belirlenmesini istiyor.

Uzmanlar ise sosyal mesafe kuralına dikkat çekiyor ve oluşabilecek risklerin büyüklüğüne dikkat çekiyor. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, riski şöyle anlattı:

“Düğün salonlarının ne zaman açılacağına yönelik net bir tarih vermek mümkün değil. Bunu belirleyecek makam biz değiliz. Ama şu bir gerçek, kapalı mekânlarda, düğünler de dahil, kongre ve toplantılar yakın zamanda pek olacak gibi durmuyor. Ortam yeteri kadar güvenli değil.

Düğünlerimiz, gelenek-görenek icabı, çok kalabalık olur. Sosyal mesafe ortadan kalkar. Böylesi bir salgında eski rutine uygun düğünler yapamayız. Düğüne başka şehirlerden de katılım olacaktır, bu da ayrı bir risk.

Diyelim istenmeyen bir durum yaşandı. Bu 500 kişinin birden karantinaya alınması demek. Mutluluğu paylaşalım derken bir kâbusun içinde kendimizi bulabiliriz.”

“YENİ FORMATLAR GELİŞTİRİLSİN”

Prof. Dr. Özlü önerilerini ise sosyal mesafe ve açık alana dikkat çekerek şöyle sıraladı:

“Önerim, sadeleştirerek, aile içerisinde daha az kalabalıkla düğün yapılması ya da açık hava mekânlarının kullanılması. Tedbirler alınır, sosyal mesafe korunursa açık havada düğün yapmanın sakıncası olmaz.

Düğün salonu işletmecileri, organizasyon şirketleri misafirlerini nasıl riske etmeyeceklerini düşünerek, yeni formatlar geliştirsinler.

Mesela, gelecek misafirlere davetiye ile düğüne nereden girilip çıkılacağı, nasıl davranılacağı gibi kuralların yazılı olduğu bir liste gönderilebilir. Gelenler de ona uygun davranır. Takı merasimi, tebrikleşme uzaktan halledilir.

Belediyeler de elini taşın altına koyup, düğün yapılabilecek açık, güvenli alanlar oluşturabilir.”

ÖN REZERVASYON İÇİN TARİH DUYURULSUN

İstanbul Toplantı ve Düğün Salonu İşletmeleri Esnaf Odası Başkanı Âdem Sönmez ise sektördeki ekonomik sıkıntılara dikkat çekti ve belirsizlikle ilgili sitem etti.

“3 aylık süreçte personel maaşları, faturalar ve kira dahil gider çok ama gelir yoktu. Ekonomik anlamda sıkıntı içindeyiz” diyen Sönmez, ne zaman yeniden açılabileceklerine dair bir tarihin gündeme dahi gelmediğini ve düğün salonlarının ön rezervasyon ile çalıştığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Gelin ile damat ‘Bugün salonu tuttuk’ deyip yarın düğün yapamayacaklarına göre bunun davetiyesi, çeyizi, kuaförü, alışverişi var, bizim şimdiden ne zaman hizmet vermeye başlayacağımızı bilmemiz lazım ki ona göre tarih verelim, hazırlık yapalım, mesleki eğitimleri tamamlayalım, kendi ekonomimizi ayarlayalım.”

SEKTÖRLER BİZİ BEKLİYOR

Düğünlerin belirsizliği sadece işletmecileri etkilemiyor. Kuyum, mobilya, beyaz eşya, kuaför, fotoğrafçı dahil düğün sektörünün Türkiye ekonomisine katkısının yüzde 15 olduğunu söyleyen Sönmez, “Kapalıçarşı pazartesi günü itibariyle açılacak ama biz düğün yapamıyoruz, kuyumculuk sektörünü ayağa kaldıracak olan da biziz. 1 yıl boyunca beklenilen düğün sezonu geldi çattı ancak hâlâ belirsizlik hâkim. Bu da hem çiftler hem de sektör için büyük sıkıntı” dedi.

“HALAY ŞART DEĞİL”

Alınacak tedbirleri anlatan Sönmez, sosyal mesafe kurallarına uyulacağını belirtti ve düğünlerin olmazsa olmazı diye düşünülen halayın, aslında şart olmadığını şu sözlerle dile getirdi:

“Salonlar mutlaka dezenfekte edilecek. Bu insani bir sorumluluk. Girişte maske dağıtılacak, ateş ölçülecek. Oturma planları önceden hazırlanacak, misafirler ona göre yerleştirilecek. Masa-sandalyelerin aralıkları en az 2 metre olacak. Kontrolü sağlayacak görevliler olacak.

Masalardaki suplalar kaldırılacak, malzemeler tek kullanımlık olacak. İkramlar kişiye özel hazırlanacak.

Düğünlerde illa halay çekilecek diye bir kural yok. Çok güzel oyun havalarımız var, Ankara misketi, Erik Dalı, zeybek... Yine eğlenilecek ama temas olmayacak.”



Bu içeriğe emoji ile tepki ver