Zanka


Genel gelişim gösteren ve özel gereksinimleri olan çoğu çocukların eğitime karşı tepkili olduğunu görüyoruz, duyuyoruz. Zaman zaman okula gitmemek için hastalık bahanesi (yalanı) ile karşı karşıya kalıyoruz. Çocuklarınızın  bugün çok hastayım anne dediği vakitleriniz kaç defa vuku buldu, bir hatırlayın lütfen.


Hafta sonlarının hayatın en önemli günü olduğunu kabul eden öğrenciler var. Çoğu öğrenci nefret ederek ve gitmek zorunda olduğu için okula gidiyor. Pandemi süreci öncesi durum böyleydi. Pandemi sonrası, okulu ve sosyalleşmeyi özleyen çocuklar olacağı gibi eğitim uzaktan da halledilebilir bir şeymiş diyecek bazıları. Bunları da duyacaksınız çocuklarınızdan hazırlıklı olun.

Okula hevesle geri dönecek öğrencilerin motivasyonlarının kaybolmaması için öğretmenlere destek oluşturulmalı. Yetişkinler olarak önce öğretmenlerin çocukların değişen duygu durumlarına doğru bakış açısı geliştirmeleri çok önemli.

Bu anlamda özel gereksinimleri olan çocukların eğitimcilerinin birçoğunun branş dışı eğitimciler olduğunu tekrar hatırlarsak, onlar için bu konuda ciddi çalışmalar gerekiyor. Uzun süredir eğitimden uzak kalmış özel gereksinimli bireylerin alışkanlıklarında ciddi değişiklikler oldu. Yeni eğitim dönemine de muhtemelen daha sancılı bir giriş yapacaklar. Eğitimin - eğitimcinin yetersizliği üstüne bir de yeni dönem sorunsalı ile karşı karşıya aileler. Her zamanki gibi yine bütün çare bulmalara onlar koşacaklar.

Klasik rutin cümleler kaldığı yerden devam edecek. Yeni dönemde davranış problemleri artış gösteren öğrenciler için, eğitimciler ve yönetim kadrosu; " uzun süre geçtiği için böyle, zamanla tekrar eski haline dönecektir" diyecek. Bunun nasıl olacağı ve hangi yöntemleri kullanacakları konusunda da çoğu aile  pansuman tedbir cümlelerini duyacak sıkça...


Hep sorgulamamışızdır, "neden okuldan nefret ediyor bu  çocuk ? "

Bir çocuğun okuldan neden nefret edeceğini ve bu konu hakkında öğrenmek bilgi sahibi olmak için bilinçli olmak konusunda az sayıda idealist öğretmen sayımız mevcut. Çoğunluk bir zamanlar öğrenciyken öğrendiği bu duyguyu unutmuş durumda maalesef ki !
Buna alanını seven ve sevmeyerek yapan öğretmen durumunu dikkate alarak bakmak da yarar var. Her zaman dile getiririm, yineleyeyim; " çok sık kullanılan ama az eyleme geçirilen bir sözcüktür empati sözcüğü" empati yapmadığımız sürece birçok anlamda olumsuzluklarımız olmaya devam edecektir ne yazık ki !

Çocuklar arasında ayrım olmaz. Bu sebeple yazıya girişte gerek özel gereksinimli, gerek genel gelişim gösteren çocuklar olsun ayrım gözetmeksizin giriş yaptım. Eğitim her çocuğun hakkıdır ve bütün çocukların önümüzdeki süreçleri için endişelerim bakidir.
Bir çocuğun okulu sevip sevmemesi öğretmenine bağlıdır. Bu konuda bizim geçmişten kalan büyük sancılarımız var. Demem o ki bütün çocuklar için bu konuya dikkat çekelim ve çocukların yeni adaptasyon süreçlerine şimdiden hazırlıklar yapılmasını isteyelim

Özel gereksinimleri olan çocukların rehabilitasyon eğitimleri başlıyor ve bu konuda yeterlilik görmüyorum, aksine " öğrencim ile tekrar nasıl sorunsuz ders işleyeceğim " derdine düşen öğretmenlere şahit olmaktayım. Bu satırlar ihtiyaçtan çıkmıştır. Bir öğretmenin yeni dönem için endişesi de gayet yerindedir ve ivedilikle yardım almaya gerekli gördüğü konu üzerinde desteklendirilmelidir.

Özel gereksinimleri olan bir çocuğa sahip bir anne olarak yeni rehabilitasyon sürecine, rutin alışkanlıklarımızı ( Deniz'in alışkanlıklarını) eskiye dönüştürmeden çocuğu bir anda rehabilitasyon merkezine yollamayı düşünmüyorum. Bireysel destek eğitimimizi biz devam ettiriyoruz da kendi çabalarının yetersizliğinden gerçekleştiremeyen çoğu aile var. Önemsenmeyen o kadar konumuz var ki bu konuda da yalnız kalacağız biliyorum.

Hayat bir bütündür. Gerçek öğrenme zor olduğu kadar da keyiflidir. Zor olanı keyifli hâle getirmek için bizler de bütün olmaya gayret edelim. Bütün çocuklar için... Sevgilerimle...



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
9