Zanka

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz” demesine verdiği “Dark’ın son sezonunu bitirmeden Netflix’i kapatırsan vallahi gücenirim Sayın Erdoğan” yanıtıyla çok konuşulan Meral Akşener, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Akşener, "Bu şirketlerin Türkiye’de ofis kurması, bize ait özel bilgilerin yurt dışına çıkmaması için elbette tedbir almaları gerekiyor. Ama ahlaksızlığın önlenmesinin yolu tavırdan geçer" dedi…

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sözcü TV'de gazeteci Nevşin Mengü'nün sorularını yanıtladı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

* Esra Albayrak’a yapılan hakaret hepimize yapıldı aslında. Başak Hanım’a Esra Hanım’a hepimiz zıpladık. Ama Nevşin Hanım’a Meral Hanım’a Canan Kaftancıoğlu’na yapılan hakaretlere herkes göz çevirdi.

* Bana yapılan tüm hakaret ve iftiraları mahkemeye verdim ama mahkemeler hep beraat verdi.

* 7 Haziran’da eşimi aldattığım dair bir iftira atıldı bana. Bir kadın hakim beraat ettirdi.

* Bana bu iftiraları atanlar Sayın Erdoğan'ın iktidarın program yapmaya devam ediyor. Bunların devam ediyor olması o hâkime hanımın da korkmasına neden oluyor.

* Bin yaşındaki Meclis Başkanı bana Meral Kılıçdaroğlu dedi, mahkemeye verdim, beraat etti. Bugün o beyefendinin kızına, eşine biri böyle bir ifade kullansa beraat mi edecek? Bugün Sayın Esra hanıma yapılan şey ne kadar yanlışsa daha önce bize yapılanlar da yanlıştı.

* Emniyetimizin Sayın Soylu’nun başında bulunduğu İçişleri Bakanlığı döneminde çok iyi olduğu belirtilen arkadaşın çalıştığı emniyet bir IP numarasını bulamadı. Bunlardan bir ders çıkarılması lazım. Önce kendi trol ordularının lanetlenmesi gerekiyor.

* Bu şirketlerin Türkiye’de ofis kurması, bize ait özel bilgilerin yurt dışına çıkmaması için elbette tedbir almaları gerekiyor. Ama ahlaksızlığın önlenmesinin yolu tavırdan geçer.

FOTOSHOPLU GÖRSEL

* Özür dilemesinin kıymeti yok. Uzlaşma talebim yok. Ben kendisini mahkemeye verdim çıkacak sonucu göreceğiz. Balık baştan kokuyor, asıl mesele hukukun guguk yapılması.

*Siz böyle bir tavır koyduğunuz zaman sistem ona göre yürür. Bu sistem asla bir tavır ortaya koymadı. Size hakaret eden cami derneği üyesi ceza aldı mı? Hayır."

“MADIMAK VE BAŞBAĞLAR İÇİN ÖNERGE VERECEĞİZ”

* Biz Madımak ve Başbağlar’ın birlikte görülmesi gerektiğine inanıyoruz. Önümüzdeki hafta her ikisini de soru önergesi olarak sunacağız. Benim Madımakla ilgili o dönem yazdıklarım ortada. Elbette bu yaşananlar katliam. Benim acım daha büyük, senin acın daha büyük diye bir şey yok.

* İçişleri Bakanı olduğum dönemde bu olayları araştırmaya çalıştım. Ben bakan oldum bir ay sonra 28 Şubat devreye girdi. Bir başka mecraya gitti her iş. Belge bilgi elimde olmadığı için bir şey diyemiyorum.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇEKİLMEMİZ DOĞRU DEĞİL"

* Kadına şiddetle ilgili ilk genelgeyi yazan kişiyim ben. O dönemin polisleri aile terapisti gibi aileleri barıştırmaya çalışırdı. Ben polislerin olaya müdahil olmadan hastane ve mahkemeye sevk etmesini istedim. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini doğru bulmuyorum. Metnin tamamını okumuş biri olarak söylüyorum bunu.

* 1997’de polis karakollarına bu genelgeyi yazmış bir içişleri bakanı olarak bunun dışında davranmam mümkün mü? İnsan hakları üzerinden bakılmış orada ama ağzını açanları çirkin suçlamalar yapılıyor orada.

“TORUNUMUN EŞCİNSEL OLMASINI İSTEMEM”

* Ben Meral Akşener olarak torunumun eşcinsel olmasını istemem. Beğenirsiniz beğenmezsiniz. Ama bunu tercih eden birinin de bu tercihi için dayak yemesini istemem. İşin özünü kaçırırsanız İstanbul Sözleşmesi gider sonra dayak yer kalırsınız.

"PANDEMİDEN SONRA BİR TSUNAMİ GELİYOR"

* Pandemiden sonra bir tsunami geliyor. Orta sınıf git gide kayboluyor. Asgari ücretle iş bulup çalışabilenlerin durumu daha iyi. Yanlış anlaşılmasın, asgari ücret açlık sınırının altında ama bugün işsiz kalanların yanında nispeten daha iyi durumda. Fakirliğe doğru GSMH olarak aşağı doğru gidiyor Türkiye.

* Sosyal medyada espri yapmak bu çocukları anladığınız anlamına gelmiyor. Kendi adıma konuşuyorum.

“HDP MESELESİ PARTİ İÇİNDE BİR TARTIŞMA KONUSU DEĞİL”

* Ben akademisyenim çok iyi bir akademisyendim. Türkiye'nin vatandaşına soru soruyorsunuz HDP'yi nerede konumlandırıyorsunuz diye, Cumhur İttifakı'nın çok üstünde bir kanaat çıkıyor PKK'nın yanında diye. Bunu HDP'nin yöneticilerine sormak lazım niye böyle algılanıyorsunuz kardeşim diye. AKP'nin takımı bana FETÖ'cü dediler. Her seferinde sorulduğunda hayır dedim. HDP'liler çıkıp dese ki biz PKK'nın ne yanında ne yöresinde yerimiz yoktur deseler biz bundan ancak memnuniyet kurarız. Bizim partimiz demokrasiyi içselleştirmeye çalışan biri. Sayın Subaşı şahsi görüşlerini ifade ediyor. HDP meselesi parti içinde bir tartışma konusu değil. Bu sorunun muhatapları biz değiliz.

* Eğer ben bu politikayı biliyorsam HDP'nin diyelim ki bu ittifak sistemi içinde yer alması HDP'nin 9'un sütüne çıkmasına engel oluyor neden? Dindar Kürtler gider AKP'ye oy verir. Peki, dışarıda olduğu zaman bu sistemin dışında olduğunda yüzde 1 Türk oyu yoktur.

* 24 Haziran'da ben Selahattin Demirtaş için bir soru soruldu hukuki bir cevap verdim. Maden suçlu bu kişi cumhurbaşkanlığı adaylığına yol açmayacaksınız ya da izin verecekseniz bizim gibilerle eşit bir kampanya yürütmesine izin verilmeli dediğimde PKK'lı dediler. Ama aynı bir TV programında Pervin Buldan çıktı beni faili meçhulcü ilan etti. Bir karar versinler. Nitekim Soylu 31 Mart'a giderken Üsküdar meydanında beni Kandil'le kağıt imzaladı diye ilan etti.

* Böyle bir sistemin içinde mücadele ediyorsanız o zaman önceliklerini belirleyeceksiniz. 28 Şubat'ın Meral Akşener'ini bir tarafta kafir ilan edebiliyorsunuz. O kadar günah ki. Ben ki kendini dindar tamamlayan, dinin ahlakını sonuna kadar uygulamaya çalışan bir insanım.

AYASOFYA TARTIŞMASI

* Ben Ayasofya’yı açacağım diye yola çıktıysam açarım. Açılması lazım mı, o ayrı bir durum. Biz oralara gelene kadar Türkiye'nin nefes alması lazım. Sayın Erdoğan, sürekli toplumu kutuplaştıracak adımlar atar. Buna muhalefet hep düştü. Ben buna yün yumağı diyorum. Ben bile düştüm buna ama ders çıkardım. Şimdi Sayın Erdoğan'ın Ayasofya'yı kimseye sormasına ihtiyaç yok. Sanıyorum bir profesör milletvekili dışında karşı çıkan yok. Bunu o yün yumağına attı, kimse o yün yumağına dolaşmayınca şimdi kendi dolanıyor. Ben olsam o söz ağzımdan çıktıysa yapardım. Ama yapamayacak.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver