Zanka

Son dakika… Bakan Çavuşoğlu, AB’ye ve Fransa'ya sert çıktı…

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, AB Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell ile Ankara'da gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Türkiye'nin AB üyeliği, Doğu Akdeniz, Fransa'nın Türkiye'ye karşı tutumu, Libya gibi birçok başlığın konuşulduğu geniş kapsamlı basın toplantısında Bakan Çavuşoğlu, sert ifadeler kullandı.

İşte Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

* Türkiye ile AB üyeleri arasındaki ilişkiler daha çok önem kazanıyor. Elbette AB'den beklentilerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Şansölye Merkel ile bu yönde gerçekleştirdiği telekonferanslar hakkında malumatımız var. Son derece verimli geçtiğini söyleyebiliriz. AB'nin taahhüdü olan gümrük birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi ortak beklentimiz ve hepimizin yararınadır.

* Almanya dönem başkanlığını üstlendiği diye tüm meseleler çözülecek değildir. Şu anda aramızda arzu etmediğimiz sorunlar var. Ve üstesinden birlikte gelmemiz gerekir. Objektif kriterler çerçevesinde Türkiye'ye yaklaşmasını arzu ediyoruz. 

* İlişkilerimizi rehin alan Rum kesimi ve Yunanistan var. Bu AB ve Türkiye için haksızlık. Son zamanlarda da açık söyleyeyim Fransa var. Bu siyasi konularla teknik konuları ayırt etmemiz lazım.

DOĞU AKDENİZ

* Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda bir tıkanma görüyoruz. Bunun da sebebi biz değiliz. Türkiye bir garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının haklarını korumakla mükellef. Biz hep başından beri diyoruz ki Türkiye olarak ve Kıbrıs Türkleri olarak, KKTC olarak paylaşmaya varız, diyalog başlatmaya hazırız.

* Yeter ki burada hakkaniyet ölçüsünde paylaşmayı bilelim, öğrenelim. Başka da bir derdimiz yok. Bu konularda neler yapabileceğimizi Sayın Borrell ile konuştuk.

* Baştan dürüst açık konuşalım ki, birbirimizi aldatmış olmayalım. Sorunları da o zaman daha iyi çözebiliriz. Bizim aramızda bir göç mutabakatı var. 2016'dan bu yana hangi taraf yükümlülüğünü yerine getirmiş ya da getirememiş... Objektif bakan herkes bunu çok rahatlıkla söyler. Bugün farklı dinamiklerle karşı karşıyayız. Yarın pandeminin etkisiyle çok farklı sınamalarla karşı karşıya kalacağız. Özellikle kaçak göçmen bakımından.

* Yüz milyonlarca insan açlık sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalacak. Bunu uluslararası kuruluşlar da BM de söylüyor. Bundan hepimiz etkileneceğiz. Pandemi gelir geçer ama sorun biraz daha devam edecek önümüzdeki süreçte. Ortak hareket etmemiz lazım. Her şeyi Türkiye'den beklemek ve AB'ye gelince yükümlülüğü yerine getirmemek sorunu çözmez, daha da derinleşir. Dolayısıyla Türkiye'ye verilen taahhütlerin de yerine gelmesi lazım.

“HOŞUNUZA GİTSE DE GİTMESE DE BU SÖZÜNÜZÜ YERİNE GETİRMEK ZORUNDASINIZ”

* Gümrük birliği anlaşmasının modernizasyonu önemli. AB pek hoşlanmıyor ama vize serbestisi AB'nin bir sözüdür. Hoşunuza gitse de gitmese de bu sözünüzü yerine getirmek zorundasınız. 67'sini yerine getirmişiz. Bunu yapmayan ülkelere esneklik gösteriliyor, Türkiye'ye gelince daha fazla şart doğru değil.

* AB'nin sözünü yerine getirmemiz gerekiyor. Biz olumlu adımlar görmek istiyoruz.

“BUNUN KARŞILIĞINI VERMEK ZORUNDA KALACAĞIZ”

* Türkiye epeydir zirvelere davet edilmiyor.

* Aldığı kararları da tersine çevirmesi lazım AB'nin. Önümüzdeki günlerde komisyon toplantısında, Türkiye'nin yine malum ülkeler yüzünden Fransa dahil, yine gündemde olacağını görüyoruz. Biz gereken iyi niyeti gösteriyoruz. Ama AB Türkiye'ye yönelik kararlar alırsa, bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız.

* AB'den beklentimiz sorunun tarafı olmak yerine çözümün tarafı olmasıdır. Gerek Akdeniz, gerekse Kıbrıs konularında üyelik dayanışması anlayışı yerine dürüst bir ara bulucu olarak yaklaşırsa AB, sorunların çözümüne katkı sağlayabilir. Bu beklentimizi de Borrell'e samimi bir şekilde söyledik.

LİBYA KONUSU: FRANSA DÜRÜST DAVRANMADI

* Uluslararası konularda geldiğimiz zaman bugün Libya konusunda bazı AB üyesi ülkeler, Hafter'i tutuyor. meşru olmayan darbeci bir kişinin; Fransa çok açık net. Silah yardımı yapıyor, desteği veriyor. Şimdi sahada kaybedince agresifleşerek bunun acısını da Türkiye'den çıkartmaya çalışıyor. En son Doğu Akdeniz'de taciz iddiasında bulundu. Bunun doğru olmadığını biz ispatladık.

* NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz çok açık söylüyoruz. Fransa burada dürüst davranmadı. Fransa'nın açık ve net şekilde Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor. AB ve NATO'dan da özür dilemesi lazım onları da yanılttığı için.

"ÇÖZÜLECEK ÇOK SORUNUMUZ VAR"

Joseph Borrell'in açıklamalarından satır başları ise şu şekilde:

* Çözecek çok sorunumuz var. Doğu Akdeniz'deki durum, Libya ve Suriye ve genel anlamda AB-Türkiye ilişkilerinin durumu. En iyi döneminden geçiyor bu ilişkiler diyemeyiz. Birlikte çalışmamız gerek.

* Türkiye AB için yakın bir komşu değil, bazı üye ülkelere; Yunanistan'a Portekiz'den daha yakın bir komşu. Kilit bir ortak Türkiye ve aday bir ülke. Sık sık çok kapsamlı bir şekilde Türkiye'yi tartışıyoruz. Bu da bu ilişkiye ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi.

* Avrupa için Doğu Akdeniz kilit bir bölge. Ve ileriye yönelik hareket edebilmek için, güven oluşturabilmek için, iyi komşuluk ilişkileri ve güvenlik açısından da gerçekten çok önemli.

* Tek taraflı yaklaşımla yapılamaz, işbirliği ve diyalog gerekir. Daha fazla işbirliğine ihtiyacımız var. Milli Savunma Bakanı ile de görüşeceğiz. Türkiye ve Libya'daki ihtilaf konusunu da ele aldık. Berlin Konferansına katılan tüm katılımcıların pozisyonunu ele aldık.

* Şunu söylemek isterim. Türkiye'nin seyahat kısıtlamaları konusundaki endişelerini anlıyorum. Türkiye'nin bu listede olmadığını söylediniz ama özellikle gerekli olmayan seyahatlere yönelik bir takım kısıtlarımız var. Komisyonun bu konularla ilgili bilgileri bu kararları objektif kriterlere dayanarak alıyor. Tabi ki bu mekanik bir süreç değil. Niteliksel değerlendirmenin de yapılması gerekiyor. Hiçbir şey nihai değil. Her iki haftada bir bakılıyor, değişen sağlık durumu ele alınıyor. Tamamen bir seyahat yasağı yok.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver