Zanka

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kasım 2020 raporunu yayımladı. Rapora göre geride bıraktığımız ay içerisinde 29 kadın cinayeti işlendi, 10 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu…

2020’nin Kasım ayında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre; 29 kadın cinayeti işlendi, 10 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 29 kadından 15’inin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 1’i ekonomik, 13’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.

Platformdan yapılan açıklamada “15 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor” denildi.

Açıklama şöyle devam etti:

“Kadınların mücadelesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması tartışması kapandı. Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 10 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. Verileri açıklamakla sorumlu olan Bakanlık ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. İstanbul Sözleşmesi’ne göre devletin istatistikleri açıklama yükümlülüğü vardır. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz.”

Raporda yer alan diğer veriler ise şu şekilde:

29 KADINDAN 10’U EŞİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ

* Kasım ayında öldürülen 29 kadının 10’u evli olduğu erkek, 5’i birlikte olduğu erkek, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek, 4’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si akraba, 2’si babası, 1’i kardeşi, 1’i oğlu, 2’si tanıdık birisi tarafından öldürülmüştür.

* 1 kadının ölümüne sebep olan kişilerin yakınlık durumu tespit edilememiştir.

 KADINLAR EN ÇOK EVLERİNDE ÖLDÜRÜLDÜ

 * Kadınların 20’si evinde, 4’ü sokak ortasında, 3’ü iş yerinde, 1’i de arazide öldürülmüştür. 1’inin öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 69’u evlerinde öldürüldü.

 KADINLAR EN ÇOK ATEŞLİ SİLAHLARLA ÖLDÜRÜLDÜ

 * 18’i ateşli silahlarla, 8’i kesici aletle, 3’ü de boğularak öldürüldü.

 KADINLARIN ÇALIŞMA DURUMU HALA TESPİT EDİLEMİYOR

 * Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.

* Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 338 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Ağustos 2020'de 10 milyon 079 bin oldu.

* TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir.

* Ulaşılabilen veriye göre kadınların 5’i bir işyerinde çalışıyor ve 24 kadının çalışma durumu bilinememektedir.

 “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ UYGULATACAĞIZ”

 “Bu ay 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü nedeniyle Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar şiddeti, cezasızlığı ve kadın cinayetlerini durdurmak için meydanlardaydı. Üniversite Kadın Meclisleri ve İşçi Kadın Meclisleri de meydanlardaydı. Kadın Meclisleri evlerden okullara, okullardan fabrikalara, fabrikalardan sokaklara adım adım örgütlenmeye; sadece 25 Kasım’larda değil her gün her saniye eşit ve özgür yaşam hakkımız için mücadeleye devam ediyor.

Her ay hazırladığımız raporlarda söylediğimiz, dava takibi yaptığımız mahkemelerde gördüğümüz, başvuru karşılama komitemizi arayan kadınlardan duyduğumuz, sokakta, okulda, evde yaşayarak tecrübe ettiğimiz bir sonuç var: bu ülkede İstanbul Sözleşmesi etkin ve bütünlüklü olarak uygulanmıyor. Mücadelenin ve dayanışmanın en yoğun olduğu bu ay, bir türlü sorumluluğu üstüne almayan İçişleri Bakanlığı’da açıklamalarda ve paylaşımlarda bulundu. Biz kadınlar artık “bu ay hiç kadın cinayeti olmadı” haberleri okumak isterken, Ekim ayında bir önceki yıla göre %14 azalma olduğunu büyük harflerle yazarak sadece 4 kadın azalmış olması başarı gibi gösterilmeye çalışıldı. Verileri manipüle ederek kadınların hayatlarını daha da değersiz kıldığınızı hatırlatmak isteriz. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığı açıklamada "Nereden çıktı bu kadına şiddet, kadın cinayeti? Erkeklere sesleniyorum; kendinize gelin" dedi. Şiddet olmasın diye bakanlıkların seferberlik ilan ettiğini iddia etti. Katıldığı başka bir programda “Eline yazdığı iki tane dövizle tüm kadın meselesini çözdüğünü zanneden” diyerek kadın cinayetlerine karşı mücadele eden kadınlara bir takım ithamlarda bulundu. Kadınlara “yapacağınız bir iş var aileye sarılmak, tweet atarak, slogan atarak bu iş olmaz” dedi. O zaman her ay olduğu gibi devletin sorumluluğunu tekrar hatırlatalım: bu iş 6284 sayılı kanunun ve İstanbul Sözleşmesi’nin tüm kurum ve kuruluşlar tarafından etkin ve bütünlüklü olarak uygulanmasıyla olur. Ama görüyoruz ki öldürülen kadınların çantalarından koruma veya uzaklaştırma kararları çıkıyor, kadınlar defalarca karakola şikayet ettiği ama hakkında bir işlem yapılmayan erkekler tarafından öldürülüyor, kadınlar sokakta hiç tanımadıkları bir erkek tarafından öldürülüyorlar, kadın cinayeti failleri hala bu ülkede kravat taktı diye indirim alıyor. 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi bütünlüklü uygulanıyor olsaydı kadınlar öldürülmüyor, bizler de her ay onlarca kadın için sosyal medyada adalet arıyor olmazdık. İçişleri Bakanlığı yıllar süren mücadelemiz sonucunda bu ay ilk defa detaylı kadın cinayeti raporu yayınladı. Raporun tüm şeffaflığıyla her ay kamuoyuyla paylaşılmasını takip edecek, 6284 ve İstanbul Sözleşmesi uygulanana kadar mücadelemize devam edeceğiz.

Bu ay AKP’li Özlem Zengin de kadın cinayetlerini tespit etmenin zor olduğunu söyledi. Yıllardır her ay kadın cinayeti raporu çıkarıyoruz. Raporların en sonunda da bulabileceğiniz kavramı, tanımı, kapsamı, çerçevesi ve kadın cinayetlerini durdurmaya yönelik mücadele gücü ve azmi olan kadınlar bu zorluğun üstesinden nasıl gelineceğini sokaklarda sloganlarıyla, meydanlarda dövizleriyle, sosyal medyada tweetleriyle, duvarlarda afişleriyle, mahkeme salonlarında avukatlarıyla tek tek anlatıyorlar. Örgütlü, politik ve kolektif mücadelemize katılmak isteyen bütün kadınları katılım formumuzu doldurmaya davet ediyoruz. Kadın cinayetlerini tespit etmek ve durdurmak imkansız değil, kadın cinayetleri de toplumsal cinsiyet temelli şiddet de önlenebilir.

Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir.”



Bu içeriğe emoji ile tepki ver