Zanka

Son zamanlarda hayat pahalılığı daha da arttı, enflasyon halkın belini büktü. Pandemi koşulları birçok kişiyi ya işsiz bıraktı ya da iş yapamaz hale getirdi. Bir süre önce 9 seviyesinin üzerini gören dolarda ise düşüş sürüyor. Peki dolar düşerken, fiyatlar neden düşmüyor? Gazeteciler Çetin Ünsalan ve Selçuk Geçer, asıl sorulması gereken sorunun “Dolar gerçekten düşüyor mu?” sorusu olduğu söyleyerek anlattı…

Zanka TV’de yayınlanan 3Gen programında ekonominin gerçekleri masaya yatırılmaya devam ediyor.

Merkez Bankası politikaları ve enflasyonun rakamlara yansıyan ile gerçekte olan farkını değerlendiren Gazeteciler Çetin Ünsalan ve Selçuk Geçer, dolar kurunun geldiği noktaya dair de yorumlarda bulundu.

Selçuk Geçer, dolar kuruna ilişkin şu uyarıları yaptı:

“2020’de ne olduysa 2021’de de aynısı olacak. 2020’ye 5.80’le başladık 8.50’yle kapattık. Kimse hikaye okumasın bana. Zaten 8.50’ye geldiğinde vereceği zararı vermişti kur. Yine aynı senaryo oynanıyor; yabancıya gel paranı yüksekten bozdur, düşükten alacağının garantisini veriyorum, gerekirse Merkez Bankası rezervlerini mahvederek, faiz ortamını resmen yıkıp geçerek ben sana bunun garantisini veriyorum yeter ki ben bir süre dövizi düşürüp ekonomi güzelmiş havası yaratayım.

Niye faiz indirin diyorlar, çünkü konut sektörü canlandırılacak hesapta. Gençler, dostlar, ağabeyler, ablalar… İnşaat sektörünü kurtarmak gibi bir dertleri yok, 3-5 tane adamları para kazansın yeter onlar için. Onların ellerindeki mallar kamulaşsın yeter onlar için.”

İzleyicilerden gelen “Dolar düşüyor ama fiyatlar düşmüyor, neden?” sorusuna Ünsalan, şöyle yanıt verdi:

“Aslında ‘dolar gerçekten düşüyor mu?’ sorusunun yanıtını aramamız lazım. Türkiye ekonomisine paça olarak baktığımızda, doları olan ya da dolarla işi olanlar açısından o gösterge dolarlar düşüyor olabilir ama ekonominin maliyetindeki iş düşmüyor. İhracatçılar üzerinden de demin anlattım, Avro’yu düşürdün 8 buçuğa ama onun hayatındaki 9,5 gerçeği değişmedi. O 9 buçuktan maliyetlendirerek mal sattı. Oradan zaten kafadan zarar etti. Zarar edene sen diyorsun ki kur düştü fiyatları aşağı çek. Adam zaten zarar etti problem bu. Bunun yeneni yok. Bir stadın içerisindeki vatandaş olarak hepimizi düşünürsek, biz tribündekiler olarak skor ne olursa olsun vatandaşlar olarak yenilen taraftayız.”

Selçuk Geçer’in “Yenen var, yenen hep rakip takım” demesi üzerine ise Ünsalan, “Ondan pek emin değilim. Sürekli golü benim takımdaki adamlar benim oraya atıyor, rakip mi kazanıyor benimkiler mi kaybediyor onu bilmiyorum” dedi.

“Şike varsa?” diye soran Geçer’e, Ünsalan’ın yanıtı da dikkat çekici oldu:

“Aziz Yıldırım ‘Ne şikesi kardeşim, memleket elden gidiyor’ demişti. Tam da o noktadayız aslında. İşin rengi kaçmış vaziyette. Bütçe açığımız bir yandan artıyor, dolar düştü diyorsunuz maliyetler artıyor, enflasyon olduğundan daha düşük yansıtılıyor ama bunun neredeyse iki katı kamu zamlarıyla muhatap oluyorsunuz, ama sizin geliriniz artacağı zaman ne yazık ki açıklanan enflasyon üzerinden muhatap oluyorsunuz.”

GERÇEK ENFLASYON NEDEN AÇIKLANMIYOR?

TÜİK’in açıkladığı enflasyonla, sokaktaki enflasyon arasındaki farkı vatandaşlar acı bir şekilde biliyor. Peki enflasyon neden gerçeği yansıtmıyor? Sorunun cevabını Ünsalan, şu ifadelerle anlattı:

“Geçtiğimiz günlerde bu iş alevlendi; ‘enflasyon neden gerçeği yansıtmıyor?’ diye. Nasıl gerçeği yansıtsın ki? Şu andaki enflasyon yüzde 15 diyelim, yüzde 26 da üretici enflasyonu var. Sadece buradan bile yüzde 11 sizin fiyatlarınıza yansıtılamamış bir üretim maliyeti söz konusu. Şimdi yüzde 15 değil de bir an için, çok iyimser olmayacağım yüzde 35-40’lar gerçek enflasyonu yansıtacaklarını düşünmüyorum, yüzde 20 olarak açıkladılar diyelim enflasyonu. E şimdi buradan faizi 22’den 23’ten aşağıya veremezler. Yani, günün sonunda kendi sanal maliyetini yönetebilmek için kamu yönetimi, vatandaşını ve şirketlerini kurban ediyor. Bu çok açık. Ne yazık ki durum bu.

PROGRAMI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ...



Bu içeriğe emoji ile tepki ver