Zanka

Naci Ağbal’ın görevden alınmasıyla sert dalgalanmalar yaşayan dolar kuru haftaya sert dalgalanmalarla başlamıştı. Son olarak 8 liranın üzerine çıkan kurun nereye kadar yükseleceği sorusu ise herkesin aklındaki ilk sorulardan biri. Demokratik Değişim Hareketi Sözcüsü Rubil Gökdemir, çarpıcı bir iddiada bulunarak doların 9.50’yi göreceğini ileri sürdü. Gökdemir iddiasının temelini anlatırken, yine çarpıcı verilerle Kasım ayında seçim olacağını öngördüğünü de söyledi…

Zanka TV’de yayınlanan Ekonomi Politik programında, Demokratik Değişim Hareketi Sözcüsü Rubil Gökdemir önemli verilerle birlikte dikkat çeken iddialarda bulundu.

Merkez Bankası’nın görevden alınan Naci Ağbal’ın başkanlık ettiği son toplantı olan ve 200 baz puan faiz artışına gidilen 18 Mart 2021 Para Politikası Kurulu Kararı’ndaki çarpıcı noktaları anlatan Rubil Gökdemir, dolar kurunun 9.50 seviyesine ulaşacağını ve iddiasının temeline ilişkin de şunları söyledi:

“Merkez Bankası Başkanı görevden alınarak artık sıkı para politikasından vazgeçildiği, neredeyse ilan ve tescil edildi.

Eğer; sıkı para politikası, enflasyonu önleme politikası ve 2023 yılına kadar sürecek bir sıkı para politikasının devamı isteniyor olsaydı, 18 Mart günü 200 baz puan faiz artırıp dolar kurunu 7.22’ye indirdikten sonra, bir gün sonra Merkez Bankası Başkanı’nı görevden alarak faiz artışının etkisini sıfırlayan ve dolar/TL kurunu 8.0’ın üzerine çıkaran bir ülkede ekonomik analiz yapmanın bir anlamı var mıdır diye soruyorum. Bunu kendi adıma da, sizler adına da soruyorum.”

“İTİRAF ETMESELER BİLE SIKI PARA POLİTİKASININ SONUNA GELDİĞİNİ BİLİYORUZ”

Merkez Bankası’nın eski baş ekonomistlerinden Prof. Dr. Hakan Kara’nın gazetelerde yer alan “Son yıllarda ekonomide yaptığımız yanlışların faturasını ödemeye başladığımız bir döneme giriyoruz. Son günlerde yaşadıklarımız daha başlangıç” değerlendirmesini hatırlatan Gökdemir, şöyle devam etti:

“Hakan Kara bu tespitlerde bulunurken, hala bir ekonomist gözüyle bakıyor. Ama mesele ekonomik değerlendirme, ekonomik tercih konusu, uzun vadeli ekonomiyi sağlam bir temellere oturtma konusu olmaktan çoktan çıkmıştır. Peki çıktıysak hangi alana girdik? Artık siyasetin alanına girdik.

Düşünün ki 200 baz puan faiz artırmışsınız, bu sayede doları 7.22’ye indirmişsiniz, ertesi gece Merkez Bankası Başkanı’nı görevden alarak Uzakdoğu’dan başlayacak şekilde bir kur sarmalına girmiş olmanın sonuçlarını öngörmediler mi? Emin olun ki öngördüler.

Mahcup olmayacağımı biliyorum. Hayali rakamlarda, tahminlerde bulunmadım. Nitekim, normal şartlar altında sıkı para politikası devam ettiği sürece Nisan ayına kadar kurun 7.60 seviyelerinde olacağını hem savundum hem temenni ettim. Çünkü daha fazlasını bu ekonomi dengeleri kaldırmaz diye düşünerek. Niye? Enflasyonu azaltacağız, kuru kontrol altına alacağız, döviz rezervlerimizi güçlendireceğiz, cari açığımızı kapatma yoluna gideceğiz, dış ticaret açığını azaltmak yoluna gideceğiz, talebi azaltıp enflasyonu dizginleyeceğiz gibi bilinen yöntemler hayata geçeceği düşüncesiyle, Nisan sonuna kadar 7.60 öngörüm vardı. Ama bir de şerhim vardı, normal şartlar altında. Şimdi gördüğünüz üzere Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması ve ‘faiz sebeptir enflasyon sonuçtur’ tezine inanan bir yeni Merkez Bankası Başkanımız olduğu için, bu tarihten sonra şu an inkar etseler, itiraf etmeseler bile sıkı para politikasının sonuna geldiğini biliyoruz.”

KASIM AYINDA SEÇİM İDDİASI

Rubil Gökdemir’in bir başka çarpıcı iddiası da Kasım ayında seçime gidileceğine yönelik oldu. Bunun sebebine ilişkin ise şu açıklamalarda bulundu:

* 2010 yılından sonra bankacılık kredi hacmini incelediğimizde bütün seçimlerden 8 ay önce sıkı para politikasını bir kenara bırakın, kredileri genişletmek yoluyla seçime hazırlanmışız.

* 2021 yılında döviz kuru 7.20’lerde 7.50’lerde olursa, dış ticaret açığımızın cari açığımızın daha da artacağını sizler de hesaplayabileceğiniz için diyorum ki, artık düşük faiz yüksek kur dönemine geçiyoruz. Benim hesaplamalarıma göre 6 ay ila 8 ay katlanılabilir bu duruma. Yani; gevşek para politikası, kredi genişlemesi, finansal genişleme, para miktarının ucuz maliyetli bir şekilde halka ulaşması, sübvanse edilmiş krediler, 28 milyon sosyal yardıma muhtaç hale getirilmiş insanlara ikinci defa bin-iki bin TL yardım yapılabilmesi, işsizlik sigortası fonunda erimiş olsa bile hala 108 milyar TL var onun kısa çalışma ödeneği ücretsiz izin uygulamalarıyla 6 ay ila 8 ay arasında daha kullanılması mümkündür.

* Merkez Bankası’nın parasal genişlemesiyle 200-300 milyar TL’lik bir parasal genişleme de mümkündür ama bunların uygulanabileceği tarih dilimini, 6 ay ila 8 ay arasında hesapladım.

Peki bu tezlerin teyidi için hangi belirtilere bakılmalı? Nisan ayında Merkez Bankası faiz indirirse bu ne anlama gelir? Hepsi ve daha fazlası programda yanıt buldu…

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
1