Zanka

Son dakika… Emekli amirallerin bildirisine ilişki değerlendirme toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tartışmanın sebebi kesinlikle ifade özgürlüğü meselesi değildir. Buradakilerin bir kısmı çeşitli mecralarda dile getirmektedir. Hiçbirine yaptıkları açıklamalardan dolayı her hangi bir soruşturma açılmış değildir. Ama bir gece yarısı, 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması asla kabul edilemez. Buna ifade özgürlüğü denemez" dedi. Erdoğan ayrıca, Montrö'den çekilme ile bir çalışma olmadığının altını çizdi ancak açık kapı bıraktı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekli amirallerin yayımladığı Montrö Bildirisi’nin ardından konuya ilişkin bir değerlendirme toplantısı yapma kararı aldı.

Bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 15.20'de başlayan toplantı, 2 saat 10 dakika sürdü.

Toplantıya; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, MİT Başkanı Hakan Fidan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Deniz Kuvvetleri Komutanı Adnan Özbal, Cumhurbaşkanlığı Hukukla Mevzuat Genel Müdürü Hakkı Susmaz katıldı.

Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklama yapmak üzere kameraların karşısına geçti.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

* Az önce yaptığımız toplantıda 2 gündür ülkemizi meşgul eden meselenin tartışmalarını ayrıntılarıyla değerlendirdik.

* Bir gece yarısı yapılan bu eylem yönetimi tartışmaları itibariyle kesinlikle art niyetli bir girişimdir. Hiçbir emekli kamu görevlisinin de topluca bu teşebbüs etme hakkı yoktur.

* Biz bu amirallerin, diplomatların son dönemde Kıbrıs'tan Karabağ'a kadar verdiğimiz mücadelede bir araya gelerek ülkemiz için destek bildirisi yayınladığını görmedik. Yine bunların, 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletimizin yanında yer aldığını görmedik.

“BUNA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DENEMEZ”

* Tartışmanın sebebi kesinlikle ifade özgürlüğü meselesi değildir.

* Buradakilerin bir kısmı çeşitli mecralarda dile getirmektedir. Hiçbirine yaptıkları açıklamalardan dolayı her hangi bir soruşturma açılmış değildir. Ama bir gece yarısı, 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması asla kabul edilemez. Buna ifade özgürlüğü denemez.

* Yayınlanan bildirinin milletimiz nezdinde bu kadar sert tepki gösterilmesinin nedenini de çok daha büyük kampanyanın olmasıdır.

* Sözde aydın kesimler bir süredir yasamayı, yürütmeyi, yargıyı hedef almaktadır.

* Üstelik bunların birçoğu da dikili bir taşı olmayan kişilerdir. Biz bildiri yayınlanır yayınlanmaz, siyasetçilerin duruşlarını güçlü bir şekilde beklerdik. Eğer böyle yapmış olsalardı, milli iradeye teşekkür için huzurlarınızda olacaktım.

* Demokrasi karşıtı tüm bildirilerin özellikle arkasında yer alan zihniyet, bu defa saffını aynı istikamette belirtmiştir.

* Ana muhalefet partisini bir kez daha demokrasiden yana tutum almaya çağırıyoruz. Buna karşı milli iradeden yana tavır koyan herkese şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

* Bugün de yaşananların muhasebesini milletimizle yapmak üzere bir araya geldik. Türkiye'de demokrasiye her saldırı bu tarz bildirilerin ardından gelmiştir. Merhum Menderes'e böyle yapmışlardır. 12 Eylül'den önceki hükümetleri aynı yöntemle sindirmeye çalışmışlardır.

* Kendi hükümetimizde bu yaklaşımlara en ağır şekilde tepki koyduğumuz için devamını getirememişlerdir. Milli iradeye açık tehditler karşısında en etkin şekilde tavır alınmadığı sürece milletimiz en yakın tarihimizden iyi biliyor. Bu sebeple yayınlanan bildiriye karşı tüm tavrımızı ortaya koyuyoruz. Milletimiz, kimin demokrasinin yanında durduğunu, kimin darbecilerin koltuğunun altına girdiğini görüyor. İnşallah, 2023 seçimlerinde bu yaşananları milletimizin takdirine sunacağız.

“DAHA İYİSİNİ BULANA KADAR BU SÖZLEŞMEYE DEVAM EDİYORUZ”

* Yapılan açıklamada 2 temel iddia ortaya konmaktadır. 1. Montrö anlaşmanın tartışmaya açılmasıdır. 2. basında yer alan bazı görüntülerdir.

* Boğazların statüsüyle ilgili sorunların çözümü sonraki yıllara bırakılmıştır. 1936 yılında boğazlarla ilgisi olmayan devletler Montrö sözleşmesini imzaladık. Dönemin şartlarında önemli bir kazanımdır.

* Boğazlardaki gemi trafiğinin yer yer seyir trafiğini tehdit edecek olması da meselenin ayrı boyutudur.

* Daha iyisi için imkan bulana kadar bu sözleşmeye devam ediyoruz.

* Bu sözleşmeyle ilgili diplomaside medyada birçok görüş ortaya konulmuştur. Bugün de sözleşme tüm boyutlarıyla tartışmaya devam etmektedir.

* Hiç kimse akademideki medyadaki tartışmalar sebebiyle kimsenin yakasına yapışmamış, meseleyi farklı mecralara çekmeye çalışmamıştır. Fakat önceki gece yayınlanan bu bildiri bu kapsam dışındadır. Bu bizim egemenlik mücadelemizdir.

“MONTRÖ'DEN ÇIKMAKLA İLGİLİ BİR ÇALIŞMAMIZ YOKTUR”

* Montrö dönemin şartlarında kazanımdır, bağlılığımızı sürdürüyoruz.

* Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağ da temelden yanlıştır. Türkiye İstanbul boğazındaki ağır deniz yükünü Kanal İstanbul'la hafifletirken tamamen kendi egemenliğindeki alternatife kavuşmuş olacaktır. Şu anda İstanbul Boğazı'nda egemen miyiz? Maalesef. Bir başka ifade ile Kanal İstanbul Boğaz'daki egemenlik haklarımızı güçlendirecektir.

* Böyle bir projeye karşı çıkanlar en büyük Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarıdır. Cumhurbaşkanı ve ülkenin en büyük partisinin genel başkanı olarak vazifem Türkiye'nin hak ve menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapmamdır.

* Montrö'den çıkmakla ilgili bir çalışmamız yoktur. Fakat gelecekte böyle bir sonuç çıkarsa önümüze gelen her şeyi detaylıca değerlendirmekten de kaçınmayız.

“BUNUN MÜNFRETİ BİR HADİSE OLDUĞU AÇIKTIR”

* Geçmişte cübbeleriyle siyasileri hedef alanları demokrasi adına eleştirmiştir. Biz geçmişte milli iradeyi çiğneyen askerlerin yaptıklarını demokrasi adına doğru bulmadığımızı açıkça ifade etmiştik. Bugün de aynı noktadayız.

* TSK'nın disiplin anlayışına bağdaşmayacak fotoğraf veren askere de olumlu bakmadık. Bunun münferit bir hadise olduğu açıktır.

* Söz konusu görüntünün yayınlandığı gün silahlı kuvvetlerimiz kendi içinde detaylı bir soruşturma yapmış ve sonuca bağlamıştır.

* Geçmişte darbe imalarını 'genç subaylar' rahatsız diye ifade edenlerin işi emekli amirallere havale ettiğini anlıyoruz. Sadece bu tartışma bile başlı başına Türkiye'nin darbe dönemleri anayasasından, yeni ve sivil anayasaya geçişinin işaretidir.

“BU İŞİN MERKEZİNDE ANA MUHALEFET PARTİSİNİN TA KENDİSİ VAR”

* Ana muhalefet partisinin başını çektiği kesimin bu tartışmaların ekonomik sıkıntıların üstünü kapamak için çıktığını bahane etmektedir.

* Salgın döneminde yaptığımız başarının sonuçlarını yarın milletimizle paylaşacağım.

* Şu anda bu 104 kişinin içerisinde bizzat CHP içinde üye olan, ailesi olanlar var. Siz bunları yakın zamanda medyada göreceksiniz. Bu işin merkezinde ana muhalefet partisinin ta kendisi var.

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
391291