Zanka

Türkiye’de işsizlik her geçen gün artmaya devam ediyor. TÜİK de bu kez işsizliğin arttığını söyleyen veriler ortaya koydu. Peki verilerde yüzde 28’in üzerinde bir payı olan ‘atıl işsizlik’ aslında bir algı mı? İşsizlik rakamlarını değerlendiren gazeteciler Selçuk Geçer ve Çetin Ünsalan, çarpıcı noktalara dikkat çekti. “Ben atıl işsizliğin yüzde 30’un altında olduğu kanaatinde değilim” diyen Selçuk Geçer, dünya sefalet endeksinde de Türkiye’nin konumuna dikkat çekti. Çetin Ünsalan ise tabloya tersten yani çalışanların, çalıştığı sektörler üzerinden baktı ve gelecek dönemdeki riskleri ortaya koydu…

Zanka TV’de yayınlanan 3Gen programı, ekonominin nabzını tutmaya devam ediyor. Gazeteciler Selçuk Geçer ve Çetin Ünsalan bu hafta, açıklanan işsizlik verileri üzerinden çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Selçuk Geçer, konuya ilişkin şunları söyledi:

* İşsizlik 13.4, artık kimse buna bakmıyor. Ben de bakmıyorum. Nereye bakıyoruz? Atıl işsizlik dediği, yeni uyduruldu bu, genişletilmiş işsizliğin adını atıl işsizlik koydular, yüzde 29’dan yüzde 28.3’e düşmüş. İnandırıcı mı? Değil, ne değişti de düştü? Ben atıl işsizliğin yüzde 30’un altında olduğu kanaatinde değilim.

* Genç işsizlik korkunç. Yüzde 26.9, yüzde 27 desen üç gençten birisi işsiz.

* Totalde bu bize şunu gösteriyor; Türkiye, işsizliği tamamen “saldım çayıra Mevla’m kayıra” pozisyonuna getirmiş durumda. Umursamıyorlar, önemsemiyorlar ve işsizlik her geçen gün büyümeye devam ediyor. Bir dönem umursamıyorlardı, önemsemiyorlardı, artık kontrolden çıktı.

“TÜRKİYE, SEFALET ENDEKSİNDE DÖRDÜNCÜ SIRAYA YÜKSELMİŞ”

* Dünya sefalet endeksini gördüm. Sefalet endeksi uluslararası bir kuruluş tarafından yapılıyor, çok önemsenen endekslerden birisi haline geldi. 40 ülke var bu endeksin içerisinde olan. Çoğu gelişmekte olan ülke, sıkıntılı ülkeler genel itibariyle alt alta konuluyor. Bu endekste en üstte olmak faydalı bir şey değil. Türkiye, sefalet endeksinde dördüncü sıraya yükselmiş. Üstümüzde sadece Arjantin, Nijerya ve Güney Afrika var. Bu üç ülke artı biz, diğer ülkelere baya baya fark atmış durumdayız.

* Türkiye’nin o üstteki ülkelerle ayrışmış bir durumu var, çifte etkiyle yoksullaşıyor diyorlar Türkiye için. Bunlardan birisi işsizlik, bir de enflasyon.

ÜNSALAN: ATIL İŞSİZLİK BİR İMAJ ÇALIŞMASI

Çetin Ünsalan ise işsizlik verilerindeki ‘atıl işsizlik’ başlığının aslında ne anlama geldiğini şöyle anlattı:

* Orada daha kritik bir nokta var. Fitch’in uyarısıyla alt alta baktığında, borçlar üzerinden bankacılık sektörü üzerine de sıkıntılar var. Sadece sefil olsak iyi, sefil ve borçluyuz. Bu bence fakirlikten daha kötü bir şeydir.

* İşsizlik meselesine gelince, atıl meselesinde öyle bir kurnazlık var ki; atıl demek aslında imkanı var ama tembellik demektir atalet. Sanki böyle iş aramaktan vazgeçenler veya ümidini yitirenleri de işin içine dahil ederek, bunlar sanki bilinçli bir şekilde bunu tercih ediyormuş o yüzden de bizim yüzde 29’lara varan atıl iş gücümüz, çalışmaya hazır ama çalışmayan iş gücümüz varmış gibi bir imaj çalışması bu.  

“DAĞ GİBİ BİR İŞSİZ POTANSİYELİ DAHA VAR”

* Rakamlara tersten baktım, çalışanlar nerede çalışıyormuş diye baktım. Hizmetler sektörü yüzde 55.8, tarım 17’lerde, sanayi 20’lerde, inşaat 6’da. Bu konuşulması gereken bir şey.

* Niye? Bir; Türkiye’de şu anda üretim yapanlar ve ihracat yapanlar, hasbelkader durumları iyi olmamakla birlikte çarkları çevirmeyi başardı. Fakat hizmetler sektörü özellikle esnaf, tamamen felç olmuş vaziyette. Türkiye’de her iki çalışandan biri hizmetler sektöründeyse ve hizmetler sektörün çökmüş vaziyetteyse, senin önünde dağ gibi bir işsiz potansiyeli daha var demektir.

* İki; yüzde 17 tarım. Tarım ülkesisin! Yüzde 20 sanayi, iyi kötü bir sanayin var, yüzde 6 inşaat ve sen bütün finansal tercihlerini bu sorunlu dönemde bile, potansiyel işsiz öngörüsüne baktığında bağıra çağıra hizmetler sektöründen bir işsizlik akını gelirken sen hala konut sektörünü, inşaat sektörünü kurtarmaya yönelik atraksiyonlar içerisindesin.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ



Bu içeriğe emoji ile tepki ver