Zanka

Çin’de ekonomik kriz yaşandığına dair TRT’nin önce servis ettiği ardından sildiği haberi değerlendiren Hamza Yardımcıoğlu, “Eğer Çin’de böyle bir şey oluyorsa bu bankacılık krizidir. Devasa bir şeyden bahsediyor ya. Dalga dalga bütün dünyaya yayılır, bütün finans sistemini yerle bir eder” diye uyardı…

Zanka TV’de yayınlanan Ferit Atay’ın sunduğu SorguluYorum programında, dünyadaki ekonomik kriz gündemi değerlendirilmeye devam ediyor.

Ferit Atay ve konukları Cem Özüak ile Hamza Yardımcıoğlu’nun gündeminde bu hafta; Çin’deki kriz, dolar piyasası, petrol, altın, gümüşteki düşüş, FED’in faiz kararının etkileri vardı.

“ÇİN’DE BÖYLE BİR ŞEY OLUYORSA BU BANKACILIK KRİZİDİR, BÜTÜN FİNANS SİSTEMİNİ YERLE BİR EDER”

Hamza Yardımcıoğlu, Çin’de çıkan kriz iddiaları hakkında şöyle konuştu:

* Çin’de 10 Temmuz’da bazı görüntüler gelmeye başladı, önümüze düştü. Bank of China’da mevduat sahiplerinin paralarının ödenmeyeceğini daha doğrusu bir süreliğine hesaplarının dondurulduğunu açıkladı.

* Buna şöyle bir gerekçe getirdiler; kendi bankacılık dijital sistemimizle alakalı bir takım düzenlemeler, güncellemeler yapıyoruz. Bu yüzden hesaplar dondurulmuştur diye absürt bir gerekçe ortaya attılar, tabi kimseyi ikna etmedi bu. Sonra insanlar bankanın önüne doluştu hesaplarındaki paraları çekemeyecekleri için. Aradan birkaç gün içerisinde altı bankanın hesapları dondurduğu açıklandı. Tabii bunun tek bir bankanın uydurduğu mazeret gibi olmadığı, başka bir şey olduğu anlaşıldı.

* Zaten bu ilk dondurulan bankayla ilgili araştırmalar falan tutuklanmalar bile yapıldı, içeride bir işler dönüyor. En sonuncusunda birkaç gün gelip baktığımızda bu tankların sokağa inip, bankaları halktan korumasıyla ilgili mevzunun gündeme gelmesinin sebebi şu; büyük bir emlak krizi yaşanıyor.

* Dondurulmuş binlerce, on binlerce inşaatlar var. Bu inşaatlar aylardır devam etmiyor ve bankalar bu inşaatlarla alakalı ipotekli kredileri kredi çeken kişilerden talep ediyor ve onlar da diyor ki; kardeşim bu inşaatlar durmuş, inşaat sektörü felç hale gelmiş. Neden para ödeyeyim? Durumu ortaya çıkıyor. Bu sefer bankalarla, kerdi çekenler arasında bir restleşme, zıtlaşma oldu ve bunun üzerine bankalar dediler ki; biz hesapları donduruyoruz. Gerekçeler sürekli değişiyor ama değişmeyen bir tek şey var o da hesapların dondurulduğu. İşte bu da altı banka üzerinden gündeme geliyordu.

* En son bugüne geldiğimizde çok enteresan haberler düştü medyaya. Ben ilk gördüğüm zaman çok şaşırdım. Haberin söylediği şey de şuydu; 40 tane banka Çin’de iflas ettiğini açıkladı. Ben bunu gördüğümde çok şaşırdım. Bütün dünyayı yıkabilecek bir şey aslında bu. Bu haber Türkiye üzerinden yapılmış. Bu haberi kim yapıyor biliyor musunuz? TRT yapıyor. Dünya medyasına girip baktım, bununla ilgili tek bir haber yok. TRT’de haberin kaynağına bakayım dedim haber silinmiş.

* Burada benim aklıma iki tane ihtimal geliyor. TRT dediğiniz devlet televizyonu. Bunu iki sebeple kaldırmış olabilir; ya bu haberi yaptılar, dediler ki yanlış tercüme yaptık. Zaten TRT’nin hali ortada. TRT bir çiftlik yani. Ya da ikinci ihtimal şu; bir yerden haberin kaynağını aldılar, yine hatalı olabilir. Çünkü bankalar ilan etmiyor iflas ettiğini. Gerçekten böyle bir iflas durumu olabilir. Çünkü bütün bu yaşananlar, arak arkaya gelenler bir şeyler var, o belli. Birisi bununla ilgili bir duyum aldı, bunu haber yaptı. Sonra belki bak bir ihtimal üzerinden gidiyorum. Bir şey geldi hemen bu haberi ortadan kaldırın. Çünkü bu haberin herkes üzerinde oluşturacağı psikoloji nedir biliyor musun? Bütün dünyada aynı etkiyi yapar. İnsanları paniğe sevk eder, banka mevduatlarını hemen çekmek ister insanlar. Eğer Çin’de böyle bir şey oluyorsa bu bankacılık krizidir. Devasa bir şeyden bahsediyor ya. Dalga dalga bütün dünyaya yayılır, bütün finans sistemini yerle bir eder.

* Böyle bir şey olursa Türkiye felç olur. Türkiye’nin bir de dövizle ilgili sıkıntısı var. TL ile ilgili insanlar kendilerini güvence altında hissetseler bile, dövizlerle alakalı devlet bir güvence veremez. Çünkü Merkez Bankası dolar basamaz, euro basamaz ama TL basar basar öder. Değerini öldürür, yine öder. O yüzden iki ihtimal üzerinde duruyorum. Ya haber yanlıştı, yanlış olduğunu anlayınca sildiler. İkinci ihtimal de; gerçekten doğruydu bu haber, bir istihbarat üzerinden yayın yapıldı ve sonra bir talep geldi, hemen bu haber çekildi. Aklıma değişik başka şeyler gelmiyor da değil.

FAİZ ARTIŞLARINA RAĞMEN KÜRESEL ENFLASYON

Peki dünyada ne oluyor? Finansal sistem nereye gidiyor? Bizim ülkemizi vurur mu? Nasıl vurur?

Hamza Yardımcıoğlu’nun bu sorulara cevabı şu şekilde:

* Bir kere şu anda hem Amerika’da hem Avrupa’da Merkez Bankalarının, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz artışları karşımızda. FED’inki de 27 Temmuz’da karşımıza çıkacak. Bunlar dünyayı bir resesyonun içine doğru itiyor. Diğer yandan bunlar neye karşı yapılıyor? Yüksek enflasyona karşı yapılıyor ama buna da etkisi olmuyor. Çünkü faiz şu anki haliyle artırılmış olsa bile ne kadar fark var real negatifte? %7’nin üzerinde 7.2’ler 7.3’ler gibi real negatif faiz durumu var. O yüzden faiz artışları da enflasyon üzerinde yeterli olmuyor.

* Her seferinde bakıyoruz ki beklenti olarak açıklanan enflasyon rakamlarının hem tüketici anlamında hem üretici anlamında çok daha üzerinde, bu faiz artışlarına rağmen, enflasyon rakamlarının geldiğini izliyoruz. Bunun da durulamayacağı ortada, aşikar. Bunu durdurmak için attıkları her adım dünyayı içine çektiği resesyonu daha da derinleştiren bir hala alıyor. Bu da Türkiye gibi gelişen ekonomiler üzerinde döviz baskısı yarattı ve bu kur şokuna doğru her gün bir adım daha yaklaştırdığı bir ortamdayız.

* Bugün dolar TL kuruna baktığımızda 17.77’lere geldi. 17.65’lerden sonra aslında bir trend kırılımı gerçekleşmişti ve önünde şu an bir direnç noktası da kalmadı. Yaşanabilecek kur şoku, şu anki gidişat 18’in üzerine doğru hareket ediyor ve 18’e çıktıktan sonra nerede duracağını kimse kestiremiyor. 22 liraların da çok üzerine gidebilecek potansiyelde olduğunu biliyoruz ve Merkez Bankası’nın bunu baskılamak için elinde her hangi bir araç olmadığını da biliyoruz.

* Merkez Banka’nın elinde tek bir şans kalıyor o da doğrudan faiz artışı. Buradaki faiz artışı da böyle %40’lar %50’ler gibi devasa bir rakam olursa ancak etkili olabilecek bir şey. Ve bu da Türkiye’deki ekonomiyi çökertecek, şirketlerin arka arkaya iflaslarının patlamasını sağlayacak bir şey olduğu için Türkiye burada eli kolu bağlı durumda kalıyor. Hiperenflasyonun derinleşmesine izin verip veya ekonomiyi iyice büyük bir krizin içine sokmak gibi bir tercih noktasında kalıyor. Yani gidişat dünyanın hiçbir yerinde yani ne Türkiye’de ne de diğer gelişmiş ekonomilerde iyi değil, içinden çıkılabilecek bir halde değil. Defalarca söyledik zaten köprüden önceki son çıkışı biz çoktan geçtik arkadaşlar. Bunun geri dönüşü yok ve bu durum içerinde piyasalardaki genel trend makro trendlerin hepsinde aşağı yönlü olmasına rağmen arada böyle kısa vadelerde yukarı doğru, aşağı yukarı hareketlere baktığınız zaman biraz geri çekilip orta vadeye baktığınız zaman hiçbir tanesi yükselmiyor. Hepsi birden aşağı gidiyor.

*  İnsanlar burada paralarını nasıl koruyabileceklerinin kaygısı içindeler haklı olarak ama bütün bu sürecin sonunda bizi getirebileceği nokta dünya açısından şöyle bir şey olacak; piyasalar evet aşağı doğru gitmeye devam edecek ama manipülatif şekilde baskı altında tutulan, altın, gümüş, kripto paralar, emtialar. Petrol bile bunun örneği aslında. 120 dolarlardan 100 dolara çekilmiş olması, bunun vadeli işlemlerde baskılanıyor olması vesaire bir sürü başka şeyler de var. Amerika Birleşik Devletleri’nin ellerindeki petrol rezervlerini bile satışa çıkarması gibi bir sürü. Baskılamak için manipülatif her şeyi yapıyorlar. Ama bunların sürmeyeceğini de biliyoruz.

* Dünyanın içine girdiği resesyon görünür olduğu zaman, ben girdiğimizi düşünüyorum ve bu görünür olduğu zaman artık bunun daha da baskıların sürdürülebilirliği de ortadan kalktığı zaman şu anki Merkez Bankaları’nın para politikalarının hepsi tersine dönecek. O terse döndüğü anda o genişlemeci rotaya tekrardan girdiği andan itibaren, bu manipülatif şekilde baskılanmış piyasalar bu sefere yukarıya doğru gitmeye başlayacak. Asıl güvenli limanlar orası olacak. İnsanların kendilerini koruyabileceği yerler buralardır. Şu an herkes bir aldatmacanın, kandırmacanın içine çekiliyor.

*  Bunun aslında dünyada kimsenin beklemediği, bekliyor olsa bile Çok daha ötesinde bir şey var. Bunun en üzerinde tartışılmayacak somut örneği de az önce söylemiş olduğumuz gibi Çin’de tankların sokağa inmesidir. Bankaları korumak için tankları aşağı indiriyorsun. Dünyadaki sistem öyle bir hale gelmiş ki başka bir dünya ülkesinde, başka bir hükümet de bunu böyle yapacaktır. Devletlerin görevi halklarını korumaktır. Kimden korumaktır? Hırsızdan korumaktır, soyguncudan korumak, dolandırıcıdan korumak, criminal tiplerden korumaktır. Ama bugün bakıyoruz; bankacılık sistemi, finans sistemi criminal bir hal almış.

* Düşünsene birisi, bana para ver ben paranı muhafaza edeceğim diyor. Sen de paranı güvenip emanet ediyorsun, vermiyor. Bu dolandırıcılık, sahtekarlık değil mi? O adamı normalde hapse atmazlar mı? Çin’in yaptığı şu anda budur. Bu dolandırıcı tipleri kendi halkından koruyor. Varacağı nokta da örnek olsun. Ben kendi adıma söyleyeyim bu sisteme güvenmiyorum.

“DEVLET DÖVİZE ULAŞMAKTA ÇOK ZORLANIRSA SERMAYE KONTROLLERİNİ ARTTIRABİLİR”

Atay’ın, “Türkiye’de benzer bir olay, bankalar bir sorun, bir kriz, vatandaşın döviz hesabıyla ilgili skandal bir karar olabilir mi?” sorusuna Cem Özüak şöyle yanıt verdi:

*  Şimdi olayı iki farklı açıdan değerlendirmek lazım. Birincisi; banka batarsa ne olur? İkincisi; devlet paraya el koyar mı? Çin’deki duruma bakıyorum. Devletin paraya el koyduğu herhangi bir para yok. Batan bankalar var ve paraları ödeyemiyor. Bu açıdan değerlendirecek olursak eğer dünyanın teknik anlamda en iyi bankacılık sistemlerinden birine sahibiz. Teknik anlamda bu şekilde.

* BDDK’nın kararı mudileri koruyor. Zaten bir devlet garantisi var. Yani sizin paranızı yatırdığınız banka batsa dahi 200 bin liraya kadar kısmı devlet garantisi altında ama bu sadece bireysel müşteriler için geçerli. Yani bir şirket hesabınız varsa eğer onun için geçerli değil. Ama sorunun devamına geldiğimizde biliyoruz ki Türkiye’de şu anda döviz problemi var yani bizim problemimiz ne? Bir; ödemeler dengesi ile ilgili problemiz var. İki; dövize ulaşımla ilgili sıkıntımız var. Bunu gerçi şu an tam olarak idrak edemiyoruz çünkü yaz aylarındayız. Hem ihracat var, hem de döviz geliri var ama buna rağmen dış ticaret açığı fazla olduğu için ve zorlu bir kış bizi beklediği için eğer ödemeler dengesindeki kriz büyürse ve devlet dövize ulaşmakta çok zorlanırsa sermaye kontrollerini arttırabilir.

* Şu anda biliyorsunuz adım adım gelen sermaye kontrolleri dizisi var. bu bir sonraki durumda ne olur? Önce şirketlerin ondan sonra da şahısların dövizlerine devlet el koyabilir. Bu daha önce de yapıldı. Kanun çıkartılır, meclis onaylar yapılır. Hatta BDDK kararı ile bile yapılır. Şu an zaten ülkede adalet mekanizmasının nasıl işlediğini bilen yok. Bu aşamaya gelirse muhtemelen şöyle bir şey olur ki adım adım oraya doğru gidiyoruz. Ama bu aşamaya geldiğinde diyelim ki sizin bankada on bin dolarınız var, devlet o dolara şöyle el koyuyor. Ben senin dolarını o günkü kur kaç para diyelim ki 25 lira, 25 lira karşılığında senden doları alıyorum ve sana 250 bin Türk lirasını veriyorum dediğinde sen paranı Türk Lirası olarak almış oluyorsun. Ama doların devletin eline geçmiş oluyor.

* Şu anda biliyorsunuz adım adım gelen sermaye kontrolleri dizisi var. bu bir sonraki durumda ne olur? Önce şirketlerin ondan sonra da şahısların dövizlerine devlet el koyabilir. Bu daha önce de yapıldı. Kanun çıkartılır, meclis onaylar yapılır. Hatta BDDK kararı ile bile yapılır. Şu an zaten ülkede adalet mekanizmasının nasıl işlediğini bilen yok. Bu aşamaya gelirse muhtemelen şöyle bir şey olur ki adım adım oraya doğru gidiyoruz. Ama bu aşamaya geldiğinde diyelim ki sizin bankada on bin dolarınız var, devlet o dolara şöyle el koyuyor. Ben senin dolarını o günkü kur kaç para diyelim ki 25 lira, 25 lira karşılığında senden doları alıyorum ve sana 250 bin Türk lirasını veriyorum dediğinde sen paranı Türk Lirası olarak almış oluyorsun. Ama doların devletin eline geçmiş oluyor.

* Sabit kur rejimini de açıklayayım; belirli dönemlerde devlet bir kur belirler mesela der ki, Temmuz ayına gelindiğinde kur 17 lira, Ağustos ayına gelindiğinde yeni bir kur belirler devlet 17.50 kuruş. O saatten sonra kimsenin dolarla ilgili bir derdi kalmaz, kimsenin elinde dolar olmadığı için para politikasında köklü bir değişiklik olur ama bu maalesef CDS puanlarına kadar ülkenin içinde bulunduğu bütün durumları etkiler.

* Vatandaşın paralarıyla borçlar ödenir mi? Evet ödenebilir yani şu anda 600 milyar dolar civarında bir borcu var ülkenin. 10 ay içerinde ödenmesi gereken para 180 milyar dolar. Bankalardaki döviz mevduatı 250 milyar dolar. Evet karşılıyor yani. Köprüden önceki son çıkış gibi, batmadan önceki son kaçış. O borç bu borcu karşılar ama bu noktada son aşama haline geliyor. Yani vatandaşın oyu nereye gider seçimde, haziran ayına kadar böyle bir şey olur mu?

*  Bakın bugün cuma. Eskiden ne yapılıyordu? Her cuma dolar patır patır düşürülüyordu. En azından pazartesiye kadar havası alınıyordu. Bu operasyonlar da birkaç haftadır yapılmıyor fark ettiysen. Artık atımlık mermi kalmadı. Şu an 6 milyar dolar var. Bir ülkenin, Türkiye çapında bir ülkenin Merkez Bankası’nda bu kadar az para olmaması lazım. 128 milyar dolar artı son dönemde 50 milyar dolar uçtu gitti. Sırf şu doları baskılama uğruna. Bu kadar kötü durumda değildik.

* Bu ülkenin bir sanayisi var, endüstrisi var, turizmi var, iş gücü var. Bu ülkenin insanları çalışkan. Biz bunları hak etmiyoruz. Bütün bunların başlangıcı 2018 yılı. Berat Bey’in başa gelmesiyle birlikte başlayan süreç, Eylül ayında nasla beraber devam etmiştir.

“AKP’NİN TÜRKİYE İÇİN BİR MİLLİ GÜVENLİK TEHDİDİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

Hamza Yardımcıoğlu ise şöyle yanıt verdi:

* Türkiye’nin böyle bir yola tevessül etmesi, böyle bir devlet gaspına bu devlet eliyle yapılan gasptır. Türkiye’de sermaye kontrolleri kaosu başlatır, iç savaşı çatışmaları başlatır. Aynı bizim gördüğümüz Ortadoğu’da nasılsa Türkiye’de de bunlar karşımıza çıkar. Hiç istemeyeceğimiz noktaya varır.

*  Bu gidişatı ben hiç iyi görmüyorum. Şuan Türkiye’nin başında bulunan AKP’nin Türkiye için bir milli güvenlik tehdidi olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin bir an önce, en kısa zamanda içinde bulunduğu sistem itibariyle, demokratik koşullar altında AKP rejimini sırtından atmalıdır, defetmelidir. Bunun yerine gelecek olan rejimden de çok fazla bir beklenti içerisinde değilim, çünkü sistemin kendisi çürük. Çözüm sorunun kaynağından gelmez.

“BU KAFAYLA DEVAM EDERSE ONLARI MUMLA ARAYACAK HALE GELEBİLİRİZ”

Atay’ın, “Enflasyon sorunu yokmuş gibi, hiçbir problem yokmuş gibi faizi arttırmıyoruz müdahale etmiyoruz. Bunun sebebi nedir? Ve ilerideki süreçte dolar/TL’ye de, Türk Lirasına etkisi ne olur?” sorusuna Cem Özüak şöyle yanıt verdi:

*  Biz aslında son derece mantıksız yapılan şeylere mantıklı açıklamalar getirmeye çalışıyoruz. Belki biz de burada hata yapıyoruz. Çünkü arka planda bir mantık yok. Muhtemelen bu bir akıl tutulması olabilir, bu yaşananlar. Yaklaşık 7 aydır %14’de sabit kalan bir faiz var. Hükümetin iddiası nedir? Faizi düşürmek. Faiz düşerse ekonominin de düzeleceği hatta faiz lobisine karşı açılan bir savaş var.

* Şimdi 7 aydır aynı olan bu faiz neden %15’e çıkmıyor, ya da neden %13’e inmiyor? Bir an için kendimi faiz bankası başkanının yerine koyuyorum. %15’e çıkartsa kovulma ihtimali var, yukarısı nas diyor, faiz politikasına devam edeceğiz diyor. Önceki Merkez Bankası başkanları bunu denediler, artırdılar. Artırır artırmaz hemen ardından görevden alındılar, daha doğrusu görevden aflarını istediler. Peki neden 13’e düşürmüyor? %13’e düşürürse bu bir intihar olacak bunu biliyor.

* Burada bir bürokrat yaklaşımı yapılıyor. Ne şiş yansın ne kebap biz 14’de sabit bırakalım. Ama bu 14’de alınan kararla Merkez Banka’sı farkında olmadan faizi düşürmüştür. Neden? ABD Merkez Banka’sı ile kıyaslamalar yaparken yıllar sonra ilk defa faiz yükseltti. Bu şuna benziyor; herkes koşarken siz yürümeye devam ediyorsanız, siz geriye doğru gidiyorsunuz demektir.

* Bu kafayla devam ederse Zimbabve falan diyoruz ya onları mumla arayacak hale gelebiliriz, durum o kadar vahim. Bu sıradan, herhangi bir ekonomistin dahi görebileceği, çok basit hataları üst üste yapıyoruz, arada halk kaynıyor. Sadece ekonomi batmıyor. Birileri, yani birileri dediğim milyonlarca insan gitgide fakirleşiyor.

“MERKEZ BANKASI PARAYI BASIYOR, BANKACILIK SİSTEMİ DE BUNA DAHİL OLUYOR, ADAM KEYFİNE GÖRE PARA BASIYOR”

Avrupa Merkez Bankası’nın 50 baz puan faiz artırmasını Hamza Yardımcıoğlu şöyle değerlendirdi:

* Avrupa Merkez Bankası’nın faiz arttırmasının sebebi Amerika’dan gelen en son enflasyon verilerinden sonra FED’in faiz artışının 75 baz puandan 100 baz puana çıkma beklentisi. Aynı esnada dolar endeksinin 109’lara kadar tırmanmasıydı, 110’a dayanmasıydı. Dolar/euro paritesi bire denkleşmişken Avrupa Merkez Bankası tek çare olarak faiz artırışını gördü ve bununla birlikte Euro/Dolar paritesi tekrar böyle yavaş yavaş geriye salınmaya başladı ve aradaki makasın tekrar açıklanmaya başladığını gördük.

* Türkiye’ye gelindiğinde, Türkiye’de 50 baz puan 100 baz puanlar artık geçti. Burada etkili olacak baz puanları beş bin altı bin falan öyle bir şeye ihtiyacı var ama dediğim gibi böyle bir şey Türkiye’yi yıkıma uğratır. Bana göre faiz Ali Cengiz oyunlarıdır. Ben hep şuna karşıyım; bir para otoritesinin paranın arzıyla alakalı ve bu arzlar üzerinde belirli ayarlayıcılar olan faizlerle karar alabilmesini ben kabul edemiyorum. Ne hakla ya? Merkez Banka’sı parayı basıyor, bankacılık sistemi de buna dahil oluyor, adam keyfine göre para basıyor.

ALTIN, GÜMÜŞ VE KRİPTO PARA BEKLENTİLERİ

Son olarak Atay’ın “ Altın son bir yılın en düşük seviyelerine inmişti. 1680 dolarları görmüştü ama 1700 dolarları gördü. Herkes Altın FED kararını bekler, yükselmez gibi bir algı vardı ama şu anda öyle değil yükseliyor gibi duruyor. Bu geçici mi? Yoksa bu beklenen altın patlamasının sinyali mi?” sorusuna Hamza Yardımcıoğlu’nun cevabı şu şekilde oldu:

“İki bin dolarların çok üzerine çıkacak. Ama oraya gelmeden önce bir aşağı dalga gelmesini bekliyorum ben. Altında, gümüşte, kripto paralarda tekrar bir aşağı düşüş bekliyorum. Altında 1660’lara, gümüşte 18’lerin altına, kripto paralarda belki 18’in de altına inip ondan sonrasını uzaya fırlatma noktası olarak görüyorum ben. Bunların düşmesini bekliyorum ben.”

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
1