Zanka

Türkiye, Kanal İstanbul konusunda ikiye bölünmüş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan projeyi hayata geçirme konusunda ısrarlı, başta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere muhalefet ise büyük tepki gösteriyor. Bilim adamlarının çoğunluğu da Kanal İstanbul’un tehlikelerini sık sık anlatıp, uyarılarda bulunuyor. İBB, Kanal İstanbul Çalıştayı’nda uzmanları bir araya getiriyor…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı’na, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı.

Programın açılış töreninde konuşan ve “Bizim Kanal İstanbul'la ilgili tavrımız siyasi değil, hayatidir” diyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

“Biz, her alanda hükümetle iş birliği ve uyum içerisinde çalışmaya hazırız ve istekliyiz. Zihnimizde hiçbir soru işareti yok. Yalnız bizim tek bir şartımız var: Hiç kimse, ‘Ben bilirim, ben yaparım' demesin. Hiç kimse, halka sesini yükseltmesin. Topraklarımızda bu sesler var zaten. Mevlana'yı dinlesin. Bakın ne demiş hazreti Mevlana: ‘Sözünü yükselt; sesini değil. Yağmurdur çiçekleri büyüten; gök gürültüsü değil'. Onun için; hepimiz, halkın, uzmanların ve bilim insanlarının sözlerine gönülden kulak verelim.

Kanal İstanbul, İstanbul'un coğrafyasını değiştirecek, doğal hayatın ve şehir hayatının bütün boyutlarını ciddi biçimde etkileyecek bir proje. Bu projeyi gündeme getirenlerin, buna neden mecbur olduğumuzu anlatmak ve toplumu ikna etmek zorunlulukları vardır.

Anlamaya, öğrenmeye ve sorgulamaya çalışacağız. Kanal İstanbul'un yaratabileceği bütün riskleri bileceğiz ve sonra her birimiz kendimize şu soruyu soracağız: Bütün bu riskleri almaya değer mi?

Kanal İstanbul'a gerçekten mecbur muyuz? Bize anlatılanlar doğru mu? Bu şehrin ve bu ülkenin bunca sorunu varken, sıkıntıları, dertleri bunun sırası mı şimdi? Bizim Kanal İstanbul'la ilgili tavrımız siyasi değil, hayatidir. Çünkü bu proje, bu şehrin tüm tarihi boyunca karşılaşabileceği en büyük risklerden biridir.

Ortak aklı bulma ve hakim kılma konusunda istekli, candan ve samimi olalım. Bugünkü çalıştay, bu anlayışın ve çabanın bir ürünüdür. Bugünkü çalıştay, ortak akla ve ortak karara ulaşma çabasının bir ürünüdür. Bugünkü çalıştay, bu aziz şehrin, medeniyetlere beşiklik yapmış bu kadim coğrafyanın gelecek adına korunması çabasının bir ürünüdür. Bugünkü çalıştay, millete emretmek yerine, millete fikrini sorma çabasının bir ürünüdür.

“BU KANAL İŞİ NEREDEN ÇIKTI? SEBEBİ SENSİN BAŞKAN…”

Kanal İstanbul'un her yönüyle değerlendirildiği 'Kanal İstanbul Çalıştayı'nda konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Kanal İstanbul projesinin, Ekrem İmamoğlu’nu seçen İstanbullulara ders verme eylemi olduğunu dile getiren Akşener, şunları söyledi:

“Bugün niçin birden bire önümüze getirildi anlamak mümkün değil. Herhangi bir bilim insanıyla tartışılmış mı? Hayır. 9 yıl boyunca uyutulmuş da niye bugün ortaya konmuş? Hayır. Türkiye'ye büyük kazançlar sağlayacak mı? Hayır. İstanbulluyu ferahlatacak mı? Hayır. Ecdat ecdat diyenler açısından Fatih Sultan Mehmet'in emaneti açısından bırakılan vasiyete uygun mu? Hayır.

31 Mart'ta Ekrem Başkanı seçtiniz beyefendinin sinirini bozdunuz. 23 Haziran'da bütün İstanbullu yeniden seçti iki kere sinirini bozdunuz. Bu bir İstanbulluya ders verme eylemidir. Bu Kanal İşi nereden çıktı? Sebebi sensin başkan. Kazanmasaydın olmayacaktı.

Bu bir yönetim anlayışıdır. Yani ne demek istiyorum? Üzgünüm ama sayın Erdoğan bu ülkenin babası sayıyor kendini. Bir böyle bir ruh hali olamaz.

Seçilmiş seçimli monarşinin hüküm sürdüğü, sarayların hüküm sürdüğü, ben istiyorum kavramının ortaya çıktığı, Erdoğan babamız bizler de onların sinirini bozan insanlarız.

Bu İstanbulluyu cezalandırmaktır. Bu ben bu ülkenin her şeyiyim diyen bir bakış açısının tezahürüdür. Bu güç benim elimde canım isterse herkesin kafasına o çekici vururum demenin tezahürüdür.

İstanbullu bu ben istedim yapacaksınız tavrına hayır diyecek, kaya gibi duracak. Ben imza vermeye gittim o sırada duran insanların olgunluğu İstanbullu bu ne olduğu belirsiz projeye hayır diyecek ve geçit vermeyecek. Ben buna inanıyorum. İstanbullu bu cezalandırmanın karşılığını oyuyla karşılık verecek.”

“PUTİN Mİ SÖYLEYECEK BU YANLIŞTIR DİYE?”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’in ardından kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kanal İstanbul projesi tartışmaları ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu:

“Türkiye açısından büyük sorunlar doğuracak bir olayı tartışıyoruz. Bir kişinin dayatması üzerine tartışıyoruz.

Ailelerin öncelikleri vardır. Bir toplumun öncelikleri vardır. Bir devletin öncelikleri vardır. Bunlar planlamayla olur. Planı kim yapar o toplumun insanları, mühendisleri, ekonomistleri ayni liyakat erbabı olan kişiler bir toplumun önceliklerini belirlerler. Peki bu projenin önceliklerini kim belirliyor? Hayır ben bunu yapacağım diyenler belirliyor. Kusura bakma yapamazsın.

Bu ameliyat mutlaka yapılacaktır diyen adamın önce doktor olması lazım. Hani uzmanı olsa bu işi biliyor deriz. O işi de bilmiyor. Bilmemesi de gayet doğaldır. Çünkü o işin eğitimini almadı. 21. YY.'da gelişmenin tanımı da değişti. 21. YY.'da bir ülke gelişmiş mi gelişmemiş mi ölçü şu; küçük ayrıntılarda iş bölümüne gitmiş ülke gelişmiştir. Her şeyi ben bilirim mantığıyla yola çıkılan bir ülkede az gelişmiş konuşulur doğal olarak.

Bu projenin önceliği rant, para hırsı. Konuşmamın başında önceliklerden bahsettim. Bakın arkadaşlar 21. YY'ın Türkiye'sinde kişi başına aylık geliri, 673 liranın altında olan kişi sayısı 8 milyon 647 bin kişi. Ve biz bu kanalı yapmaya çalışıyoruz.

2019'un ilk 9 ayında elektrik borcunu ödeyemediği için elektriği kesilen hane sayısı, 3 milyon 365 bin 784. Doğalgaz sayısını ödeyemeyen de 710 binden fazla kişi. İşsiz sayımız 8 milyon 400 bini aştı. Bana söyler misiniz? Aklı olan düşünsün Türkiye'nin öncelikleri ne?

Erdoğan şöyle bir cümle kullandı Kanal İstanbul’a karşı çıkıyorsanız bizi ikna edeceksiniz. Güzel bir cümle aslında bildiğim kadarıyla İBB Başkanımız beyefendiyi davet etti. Ben de dinleyeceğim siz de dinleyin. Belki bilim insanları sizi ikna ederler. Ama gelmedi.

Libya olayı dolayısıyla asker gönderme kararı alırken dedi ki niye asker gönderiyoruz. BM’ye çağrıda bulundular, BM Libya’ya barış gücü göndersin. Bu soru Erdoğan’a sorulduğunda televizyonda şöyle söylüyor. Kılıçdaroğlu böyle dedi ne düşünüyorsunuz. İnanın bu adam uluslararası hukuku bilmiyor diyor. Putin geldi. Oturdular beraber BM’ye çağrıda bulundular. Beni dinlemiyorsun benim söylediğimi yanlış kabul ediyorsun.

Putin söylediğinde çıkıyorsun dediğimi söylüyorsun. Akıl var mantık var Putin mi söyleyecek bu yanlıştır diye. TÜBİTAK bizim saygın kuruluşlarımızdan biridir. Bu kurumun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verdiği bir rapor var.

14 madde halinde bu projenin ne kadar yanlış olduğunu sayıyorlar. 6 sayfa altında da 6 bilim insanının imzası var. Bana inanmayabilirsin. Ama sana bağlı bir kurum. TÜBİTAK dediğimiz Türkiye’nin gözbebeği bir kurum. Tavsiyem eğer bulamazsan ben sana o raporu göndereceğim. Ama inanmıyorsan Putin’e göndereyim o sana göndersin. Siz bu raporu görmüyor musunuz? Allah aşkına.”

ÇALIŞTAYDAKİ AÇIKLAMALARIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ... 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver