Hiç tanımadığınız birine "Abi" dediniz mi? Biz dedik... Barış Manço vefat edeli tam 23 yıl oldu. Müzisyen, şarkıcı, besteci, aranjör, söz yazarı, oyuncu, sunucu, koleksiyoner, ressam, gezgin... Benim için kesinlikle iyi bir televizyoncu. Kendi devrinin ötesinde bir gönül insanı...
1988 yılında TRT'de çocuk ve aileye yönelik bir eğitim kültür ve eğlence programı olarak başlayan "7'den 77'ye", Türkiye' de şimdiye kadar ulaşılamamış bir izleyici rekoruna imza attı. Türkiye'de en uzun ve en başarılı televizyon yayıncılığını yaptı.
Farklı şartlarda, yerlerde ve tarzlarda büyümüş çocukların ortak değeri Barış Manço. On puanlarla bizi uğurlarken kendimize güvenmemizi sağlayan çocukluğumuzun kahramanı... Üstelik herkesin elinde neden sadece "on puan" var diye sormadık bile! "Barış" isminin hakkını veren gerçek bir öğretmen...
Kendisini el işaretleriyle hatırlamamızın ise çok özel bir sebebi var. Barış Manço, işitme engelliler için işaret dilini öğrenmiş dünyadaki ilk sanatçıdır.
Zamanının çok ötesindeki müzik yeteneği, nice şairlerin yazamayacağı şarkı sözleri, topluma kazandırmaya çalıştığı değerler ve çocuklarla olan ilişkisiyle onun gibisi gelmedi. Çocuklarla konuşurken eğilmeyi bile ondan öğrenmedik mi?
1999 yılında yayınlanan bir söyleşisinde "Türkiye'nin içerisinde bulunduğu buhranlardan, siyasi gerilimlerden ve sevgisizlik, çatışma ortamından duyduğu rahatsızlıkları anlatmış ve artık albüm yapmayacağım." demişti. Aradan yıllar geçti, peki ne değişti?
Hepimiz söz verdik ekran karşısında Barış Abi'ye. Sözlerimizi tutamadık, şarkı sözlerindeki öğütlerine uyamadık ki böyle oldu dünya. Kaç kişi "Yaz dostum" şarkısı dinleyip de elindekini paylaştı? Kim "Veren Allah alır canı" sözlerinden dünyayı sorguladı? Hangimiz dünya faniymiş gibi yaşıyor? Sokaktan geçen o sesle dünya başımıza yıkılacak kadar naif aşklar yaşadık mı? Ama biz umut etmeyi ve asla pes etmemeyi "Dönence" ile öğrendik. Bir yerlerde güneş doğacak, biliyoruz...
Barış Abi'nin en sevdiğim şarkısından bir bölümle yazımı sonlandırmak istiyorum. Zamansız sanatçı demiştim ya, tam da öyle...
Diyeceğim o ki kişi yetinmeli / Yaşam dediğin kısacık bir çizgi / Namus şeref onur hepsi güzel ama /En önemlisi helal alın teri
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen / Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen / Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama / Gün gelir sapın ucuna olursun kazma
En güzel pilav Dimyat'ta pişer / Yanında hoşaf ne güzel gider / Sen yan gelip yatar karnın guruldarken / Evdeki bulgur herkese yeter.