Zanka

Talha Barış Yapıcı

Twitter Instagram


Talha Barış Yapıcı

Romalı Olmak

Roma’da yaşayan Romalının, bıraktığı ilk intiba militarist ve ulusçu olması. Roma dendiğinde de akla ilk olarak ulus devlet geliyor. Ancak işin aslı tam olarak böyle değil. Romalının Roma’ya aidiyeti konusunda bugünkü ABD örneğini verebiliriz. Yerlilerin ve dünyanın hemen hemen her yerinden gelmiş göçmenlerin birlikte yaşadığı geniş bir coğrafya burası. Burada beraber yaşayan Asyalı ve Afrikalı; fenotipleri veya kökenleri itibariyle alakasız iki bireyin sorulduğu zaman “Amerikalıyım” demesi dünün Romalılığı hakkında bize bilgi veriyor. Roma’nın ele geçirdiği tüm yerleşimlerde yaşayan farklı ırktan yerlilerin aidiyet noktasında kendilerini sözgelimi Efesli, Troyalı olarak değil Romalı olarak tanımlaması bu kimliğin güzel inşa edildiğini bizlere gösteriyor. Mary Beard, konuyla ilgili özet niteliğindeki şu sözleri söylüyor: “Roma ya da İtalya ile bir alâkası olmadığı hâlde Roma vatandaşı olunabileceği fikrini ortaya çıkardı ve durum yüzlerce yıl sonra Roma İmparatorluğu’ndaki her özgür kişinin Roma vatandaşı olmasına neden olacak bir süreci başlattı.”

Osmanlı’da da bir üst kimlik olarak Osmanlı vatandaşlığı vardı. Üç ayrı kıtada hüküm süren Osmanlı’ya dair Osmanlı tarihçilerinin iddiası fethettiği yerlerdeki yerel halkı asimile olmaya zorlamaması idi. İstanbul’un fethinde Hıristiyan halkın kılıç zoruyla Müslüman yapılmaması örneğini verebiliriz. Roma’da Cezayir örneğinde olduğu gibi fethedilen yerde ikamet eden halka dillerini, dinlerini değiştirmeleri konusunda ısrarcı olmadıklarını görüyoruz.

Peki halkı nasıl ikna ediyorlar? Elbette onlara imtiyazlı Roma vatandaşlığı vererek. Bu da Türklerin Müslümanlaşma süreciyle benzer bir durum. Türklerin İslamiyet’e geçiş sürecinde de zorlama söz konusu değil ama tebaanın para veya mal karşılığında din değiştirmesi ile karşılaşıyoruz.

Böylesine ayrıcalıklı bir millete mensubiyetin elbette bazı şartları vardı. Örneğin Roma ordusuna uzun bir süre hizmet edenlere vatandaşlık veriliyordu. Artık Romalı olmuş ama kökeni başka bir millete ait askerin ailesine de vatandaşlık verilebiliyordu. Dikkatimi çeken kısım ise bu kişi eğer evli değilse ancak vatandaşlık aldıktan sonra evlenmeye karar verdiyse eşi olacak kişi de Romalı sayılıyordu. Bu durum bugün EU vatandaşlığı almak gibi suistimale açık bir durumdu. Eğer evlenen Avrupa vatandaşının evlendiği kişi de Avrupa vatandaşı olacaksa sahte evlilikler artabilirdi. Roma’da aynı bu sebeple Romalı olan kişinin yalnızca tek eşli olması şartıyla eşine vatandaşlık veriliyordu. Sosyal hayatta Romalı olan ancak aslen İtalyan ya da Romalı olmayanlar idari ve askeri görevlerde de bulunmuşlardı. Ancak bu Roma’nın sınırları yıkmış küresel bir devlet olduğu anlamını taşımıyordu. İmparator Claudius olarak bildiğimiz Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus’a ait ülkedeki neredeyse sığınmacıların kökenleri hakkında ayrıntılı bilgi alabileceğimiz bir yazıt Lyon’da mevcut.

 

Elbette bu dönemde herkes Romalı olmak istemiyordu. Bugün Büyük Britanya için bir simge olan Londra’nın meşhur simgesi Big Ben’in yanında yer alan heykeliyle Boudica, Romalılarla savaşmış ve birçok Roma yerleşimini yerle bir etmişti. Boudica bir halk kahramanıydı ve Britanyalılar, Romalı olmak istemiyordu. Öyle ki onlar Aphrodisias’ta bir heykelde İmparator Claudius’un elinde çaresizlik içinde olan bir kadın şeklinde tasvir edilmişti. Bu heykelde aciz olarak bir ulus temsil ediliyordu. Ancak bu heykelin kadın suretinde yapılmış olması Roma’nın ataerkil yapısına dair bize bir delil daha sunuyor.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver