Zanka

Türker Ertürk

Twitter Instagram


Türker Ertürk

Söylemek ile yapmak arasında okyanus vardır. Milliyim demekle milli olunmuyor. Dürüstüm ve ahlaklıyım demekle dürüst ve ahlaklı olunmadığı gibi. Bir şeyin söylemi çoksa aslı yok demektir. Çevrenizde iyi bir gözlem yaparsanız; en çok dürüstlük muhabbeti yapanların ahlaken en düşük seviyede olduklarını göreceksiniz. Ziya Paşa boşuna söylememiş; “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” diye.

İktidar; 21 yıldır cumhuriyetin tüm milli değerlerini aşındırdı, tahrip etti, yok etti! Ekonomik değerlerimizi de özelleştirme adı altında sattı, talan ettirdi ve yabancılaştırdı. İktidarın kendisine layık gördüğü ve propagandasını yaptırdığı “yerli ve milli” sloganı ise aslında sadece bir şehir efsanesidir. Bu kapsamda, geçtiğimiz günlerde size TCG Anadolu’yu anlatmıştım. Bu yazımda ise seçimlere ramak kala, bir anda şapkadan tavşan gibi çıkarılan Yeni Altay Tankını anlatacağım.

Bugün O Tanklar Envanterimizde Olacaktı

İktidar, Altay Tankının üretimi projesini; tankın prototiplerini başarı ile üreten, tüm zorlu testlerden geçiren, seri üretim aşamasına kadar getiren, yaklaşık olarak 1 milyar dolar masraf eden, üretim için kendi tesislerine sahip ve yüzde 100’ü yerli ve milli sermayeli olan OTOKAR’a değil, yarısı yabancı sermayeye ait olan, yani tamamen yerli ve milli olmayan BMC’ye verdi. 2018’de BMC ile sözleşme yapıldı ve iddiaya göre seri üretim 2020’de başlayacaktı. Ama ne gezer!

Soruyorum; peki bu yüzden BMC’ye ceza kesildi mi? Tazminat talep edildi mi? Şimdi, 2023’deyiz ve seçime az kala tankın prototipini ürettiklerini söylüyorlar. Halbuki OTOKAR prototipleri zaten 2017 yılında yapmış, gerekli tüm testlerden başarı ile geçirmiş ve üretim aşamasına 6 yıl önce getirmişti. O zaman üretime başlansaydı; bugün o tanklar üretilmiş ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine çoktan girmiş olacaktı.

 

Beceriksizliğe ve Yanlış Kararlara Mazeret Uyduruluyor

OTOKAR tarafından prototipleri üretilmiş ve seri üretim aşamasına gelinmiş olan Altay Tankının motoru dünyanın en iyilerinden olan Almanya menşeli MTU, transmisyon sistemi (güç aktarımı) de yine Alman menşeli RENK idi. Hem de ihraç lisanslı olarak. Yani bu tankları Alman motor ve transmisyon sistemi ile birlikte ihraç edebilecektik. Ama Almanlar tank projesinin iktidarın tercihi ile Katar ortaklı BMC’ye verildiğini öğrenince motoru ve transmisyonu vermekten vazgeçip ihraç lisansını da iptal ettiler. Ancak bu iptalin, Türkiye’ye karşı uygulanan genel silah ambargosu kapsamında alındığı iddiası doğru değil. Öyle olsaydı; bu durumdan halen Alman dizayn ve malzeme desteği ile inşa edilen denizaltılarımız da etkilenirdi. Sanırım; bu şekilde beceriksizliğe ve siyasi içerikli yanlış kararların neden olduğu sorunlara mazeret uyduruluyor.

BMC’ye ihale verildi verilmesine ama, şirketin bu tankları üretecek tesisleri ve makine teçhizatı yoktu. Bu yüzden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK)Tank Palet Fabrikası, BMC’ye devredildi. Bu yapılan, aynı Erdoğan'ın damadı ve eski Maliye ve Hazine Bakanı da olan Berat Albayrak döneminde yerli ve milli yapılacağı iddiasıyla önceki ihalesi iptal edilerek Darphane'ye devredilen, sigara ve içki bandrollerinin basımı işinin matbaası olmayan DNS firmasına verilmesine benziyor ama bu durum çok daha vahim. Çünkü Tank Palet Fabrikası TSK bünyesinde iken; birliklerden gelen arızalı motor, şanzıman, palet ve diğer harp silah ve vasıtaları burada ücretsiz olarak onarılıp birliklerine geri gönderilirdi. Şimdi ise bu arızalar mevcut tesislerdeki makine tezgah ve her türlü alt yapı ile onarılıyor, test ediliyor ve ücreti TSK’ya, yani bize fatura ediliyor.

 

Hangi Transmisyonu Kullanıyorsunuz?

Bir de gördük ki; proje bu defa da “Yeni Altay Tankı” olarak adlandırılmış. Aynı “Hakiki Koç” gibi! Belli ki bu adlandırmanın nedeni; yeni üretilecek tankların 2017’de TSK’ya teslim edilen ve seri üretim aşamasına gelinen 5 adet Altay Tankı ile olan teknik, hukuki ve mali bağını koparmak ve “Biz yeni bir şey yaptık” diyebilmektir. “Yeni Altay” olarak adlandırılan ve anlatılan bu tankın yeni olarak değerlendirilmesine neden olabilecek elle tutulur hiçbir husus yoktur. Yeni Altay; tedarikinde güçlük çekilen bazı alt sistemlerin yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan (Güney Kore motoru gibi) tedariki neticesinde daha düşük performansa sahip parçalarla bir araya getirilmesinden oluşan bir tanktır.

Güney Kore, kendisine ait K2 Black Panther tanklarının 2013’de ürettikleri ilk 250’sinde performansını yeterli görmediği kendi motorlarını değil, Alman MTU motorunu kullanmış. 2017’den itibaren ürettiklerine ise performansını biraz geliştirdikleri ve MTU kadar yüksek performanslı olmasa da “bizimdir ve yerlidir” diyerek kendi ürettikleri motorları koymuşlar. Transmisyon (güç aktarımı) konusunda ise istenen başarıyı gösteremediklerinden hala Alman üretimi RENK transmisyonunu kullanıyorlar.

Soruyorum; Yeni Altay Tankında biz hangi transmisyonu kullanıyoruz? Yoksa seçim gösterisi için OTOKAR’ın ürettiği tanktan sökülen RENK’i mi? Ya da yerli ve milli bir transmisyon üretildi de biz mi bilmiyoruz?

 

52 Ton İçin Yeterli Olmayan, 63 Ton İçin Nasıl Yeterli Olacak?

Güney Kore tankı K2 Black Panther, 52 metrik ton ve 6 yol tekeri var. Güney Kore motoru ise Alman MTU’ya göre düşük bir performansa sahip. Testlerde de Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın performans ve güvenirlik isterlerini tam olarak karşılayamadı. Güney Kore ise bu düşük performansa katlanılabileceğini kabul ederek ikinci grup tanklarda bu motoru kullanmıştır.

Altay Tankı ise 63 metrik tondur ve 7 yol tekeri vardır. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın bu tanktan beklediği performans, koruma ve hareket kabiliyeti isterleri NATO tankları seviyesindedir ve Güney Kore Kara Kuvvetleri’nin performans isterlerinden daha fazladır.

Soruyorum; 52 Tonluk K2 Black Panther Tankının performans, hareket kabiliyeti ve güvenirlik açısından Güney Kore Kara Kuvvetleri’nin dahi isterlerini karşılayamayan bu motor, 63 tonluk Altay Tankının performans isterlerini nasıl karşılayacak?

TSK ve Savunma Sanayi İç Siyasetin Malzemesi Yapılamaz!

Eski ile olan hukuki bağı koparmak önemli. Çünkü 5 adet Altay Tankını üreten ve 2017’de teslim eden şirket; “Bu yeni değil, bizim size teslim ettiğimizi söktünüz, tersine mühendislik yaparak kopya ettiniz” diyerek dava açabilir. Daha da önemlisi; artık yeni statüsünde olduğundan, eski sözleşme fiyatı yerine YENİ ve İHALESİZ bir fiyat seviyesine gelinmesi maksadının güdüldüğünü değerlendirmekteyim. Yani işin perde arkası; YENİ ALTAY eşittir YENİ FİYAT

Sonuç olarak benim bunları yazmaktaki amacım; TSK’nın çağın teknolojisine ve yüksek performansa sahip harp silah ve araçlarıyla donatılması, bunun asgari maliyetle olması ve milli bütçemize büyük yükler getirmemesidir. Ama iktidarda bu endişeyi ve iyi niyeti görmüyorum. Ayrıca iktidar, hepimiz için var olan ve onur kaynağımız olan TSK’yı ve savunma sanayi projelerini seçim propagandası için malzeme yapmakta ve kullanmaktadır. Bu çok yanlıştır!



Bu içeriğe emoji ile tepki ver