Zanka

Danyal Kürek

Twitter


Danyal Kürek

Bir hikâyeyi yaratıcılığın en üst seviyesinde beyazperdeye yansıtan sıradışı yönetmenleri sizin için tanıtıyoruz.

Quentin Tarantino 1963

Yönetmen olmadan evvel video kiralama dükkanında çalışırdı. Filmler hakkında ansiklopedik bir hafızaya sahiptir. Tarantino filmlerinin en önemli özelliği diyalogları ve müzik kullanımıdır. Şiddeti absürdleşmiş ve abartılı bir şekilde beyazperdeye yansıtır. Film setinde cep telefonunun kullanılmasından nefret eder ve çekim başlamadan evvel tüm film ekibinin telefonlarını toplatır. Bir filmde çıplak ayak sahnesi görürseniz, bu büyük bir olasılıkla bir Tarantino yapımıdır. Popülerliği azalmış oyunculara projelerinde yer vererek kariyerlerine yeni bir ivme kazandırır. Altın Kızlar dizisindeki figüranlık rölunden kazandığı parayla ilk film projesini gerçekleşmiştir. Filmlerindeki anlatım tarzıyla sinema sektörüne yeni bir anlayış katmıştır.

Stanley Kubrick 1928-1999

Obsesifliğe varan tarzıyla film çekerdi. Aynı sahneyi yaklaşık yüz kere tekrarlatıp, oyuncuları deli ederdi. Film çekimleri çok uzun ve ağır ilerlerdi. Napolyon hakkındaki film üzerinde yaklaşık beş sene araştırma yaptıktan sonra, bu projeyi çekmekten vazgeçmiştir. Farklı türlerde filmler çekmeyi başarabilen nadir bir yönetmendi (Komedi, Savaş, Aşk, Korku). Kubrick’in yapımlarında uzun ve geniş açılı sahneler sık rastlanan bir unsurdur, bu teknikle oyuncuların ruh halini daha belirgin yansıtmaktadır. Klasik müzik kullanımı Kubrick filmlerinde belirgin bir özelliktir. “Film çekmek Lunaparkta çarpışan arabanın içinde Savaş ve Barış kitabını yazmaya benzer” sözü Kubrick’e aittir. Bazı komplo teoricileri Amerikalıların 1969 yılındaki Ay’a çıkışını Kubrick tarafından stüdyoda çekildiğini iddia etmektedir.

Martin Scorsese 1942

İtalyan asıllı Amerikalı yönetmen. Mafyayı konu alan filmler çeker. Çoğunlukla başrolde Robert DeNiro veya Leonardo DiCaprio’yu görürüz. New York’un İtalyan mahallesinde yetişen Scorsese, projelerinin ilhamını bu mahalleden almıştır. Gerçek hikayeleri ve biyografi temalı projeleri tercih eden bir yönetmendir. Çekim sırasında doğaçlama ve spontane oluşan durumları filmin içine eklemeyi filmin tuzu biberi olarak görür ve bu yüzden oyunculara serbest alan bırakan bir rejisör olarak bilinir.

Alfred Hitchcock 1899-1980

Filmlerinde korkuyu, heyecanı ve gerilimi had safhaya tırmandırmayı ustaca becerebilen bir yönetmendi. Yapımlarında çoğu zaman içinden çıkılmayacak durumlarla karşı karşıya kalan karakterlerin durumları işlenir. MacGuffin tekniğini tercih etmektedir (Önemsiz gibi görünen ama hikâyenin devamlılığına yardımcı olan bir obje, kişi veya gizli bir formül). Her filminde ufak bir rolde yer alır (Otobüsü kaçıran adam, köpekleri gezdiren adam gibi). Projelerini tamamen kontrol altına alan ve filmin kurgusunu en ince ayrıntısına kadar planlayan bir yönetmendi.

Sergio Leone 1929-1989

Spagetti Western’in en önemli temsilcilerinden. Dolar üçlemesi olarak bilinen başyapıtları çevirmiştir.  Sınıf arkadaşı Ennio Morricone’nın besteleri filmlerine efsanevi bir hava katmıştır. Net alan derinlik tekniğini kullanmayı tercih eden bir yönetmendi (Öndeki obje odaklanmış ve arka plan bulanık olarak görünen sahneler). Oyuncuları havaya sokmak için sette filmin müziğini çaldırırdı. Aşırı kilolarından dolayı kalp krizi geçirip 60 yaşında hayatını kaybetti.

Steven Spielberg 1946

Sinema tarihinde en çok hasılat elde eden yönetmen ve yapımcıdır. Jaws, İndiana Jones ve E.T gibi klasikleri çekmiştir. Ukrayna asıllı Yahudidir. Sınıf arkadaşları onunla alay ederdi çünkü disleksi bozukluğundan dolayı okuma ve yazmayı iyi beceremiyordu. Forbes dergisine göre kişisel serveti 3 milyar dolar civarındadır. Schindler’in Listesi filmi için Alman Cumhurbaşkanı tarafından liyakat nişanı verilmiştir.

David Lynch 1946

Sürreal ve korku filmlerini çeken bir yönetmendir. Amerikan orta sınıf toplumunu konu alan yapımları mevcuttur. Aynı zamanda ressam kişiliğiyle bilinir. “Ressamlığın yanında hareket ve ses olması lazım“ fikriyle yola çıkarak, film çekmeye karar vermiştir. Mullholland Çıkmazı diye sinema tarihinin belki en karmaşık ve zor anlaşılabilen yapımına imza atmıştır. “Sinemada başkaların filmlerini izlemek beni gergin bir duruma sokuyor ve patlamış mısırı hazmedemiyorum” sözü David Lynch’e aittir.

Milos Forman 1932-2018

Çekyalı yönetmen. Annesi ve babası nazi kamplarında hayatlarını kaybetmişlerdir. Erken yaşta öksüz kalan Forman akrabaları tarafından yetiştirildi. Çekoslovakya’da çektiği filmler komünist rejimi tarafından çoğu kez sansüre ve yasaklanmaya uğramıştır. Özgür şartlarda çalışma imkânı elde etmek için ABD’ye göç etmiştir. Çektiği Guguk Kuşu filmi hakkında “Bu film Çekoslovakya’da geçirdiğim hayattır, ve hemşire Ratched benim için komünist partisini temsil ediyor“ sözlerini sarf etmiştir.

Wes Anderson 1969

Reklam filmleri çekerek işe başlamıstır. Felsefe mezunudur. Her sahneyi bir tablo gibi tasarlar. Filmlerinde renk kullanımı belirgindir ve karakterlerin ruh haline göre kullanılır. Sahneleri simetrik olarak tasarlar. Anderson’un yapımlarını sadece bir film olarak görmemek lazım, adeta bir sanat eseridir. Oyuncu kadrosunu genellikle geniş tutan bir yönetmendir.

Roman Polanski 1933

Polonya asıllı Fransız yönetmen. Kendi hayatı filmlere konu olacak kadar çalkantılı ve felaketlerle doludur. Annesi nazi toplama kampında hayatını kaybetmiştir. Polanski Yahudi soykırımından saklanarak ve kimliğini değiştirerek kurtulmuştur.  Eşi Sharon Tate Manson çetesi tarafından vahşice katledilmiştir. 13 yaşındaki bir kıza tecavüz etmekle suçlanan yönetmen, 1977 yılında Fransa’ya yerleşip bir daha ABD’ye ayak basmadı. Piyanist filmi için Oscar ödülünü kazanan Polanski, ödül törenine katılmamıştır. Filmlerini genellikle Avrupa’da çekmektedir.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
4