Zanka

Mustafa Solak

Twitter


Mustafa Solak

17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Yasa kadın-erkek eşitliğinin ve böylece demokratikleşmenin, çağdaşlaşmanın önemli adımlarından biridir. Medeni Yasanın getirdiği önemli haklar şöyleydi:

  • Resmi nikâh zorunlu hale getirildi.
  • Tek eşli evlilik zorunlu hale getirildi.
  • Mirasta kız ve erkek çocukların eşit pay almaları sağlandı.
  • Tek taraflı olarak erkeklerin olan boşanma hakkı eşit koşullarla kadınlara da tanındı.
  • Kadınlara istedikleri işte çalışabilme hakkı tanındı.

Şimdi ise MEB ve Diyanet’in söylemlerinde kızlarımızın ve kadınlarımızın Medeni Kanunla verilen hakları alınmak istenerek emeklerinin, cinselliklerinin sömürülmesine, erkeğin kölesi konumuna sokulmasına dair şu durumlarla karşılaşıyoruz:

a) İmam hatip liselerinde okutulan Fıkıh kitabına göre Talak kocanın tek taraflı irade beyanıyla eşini boşamasıdır. Kocaya mahkeme önüne çıkmadan boşama hakkı getiriliyor.

b) Bir kadın bir erkekten fazla kişiyle, aynı anda evlenemez ama koca, aynı anda kadınlar aralarında teyze, hala ve kız kardeşi değilse çok eşli olabilir.

c)  Eski eşe geriş dönüş yolu ise “Fıkıh Okumaları” kitabında Bakara suresinin 228-229. ayetlerine dayanılarak açıklanmaktadır:

“Bir erkek, üç kere boşadığı hanımı ile artık evlenemez. Buna göre bir erkeğin üç talak ile boşadığı kadın, başka bir erkek ile normal bir şekilde evlenip bu ikinci kocasından normal bir şekilde boşanması veya bu ikinci kocasının ölmesi hâlinde eski kocası ile tekrar evlenebilir.”

d) Yeni koca, annesi ile zifafa girmediyse, kadının kızıyla yani, adamın üvey kızıyla evlenmesinde günah olmadığı belirtilmektedir.

e) Buluğa ermiş herkesin evlenebilir. Peki buluğ yaşı 6 mı, 10 mu, 12 mi, nedir?

f) Beylerin hanımların emrine girmesi, kadınların sosyal konum açısından ön plana çıkarılması kıyamet alametiymiş!

g) Koca, annesi ile zifafa girmediyse, kadının kızıyla yani, adamın üvey kızıyla evlenmesinde günah olmadığı belirtilmektedir.

h) “Mecelle başta olmak üzere günümüze kadar İslam dünyasında yapılan kanunlaştırma çalışmalarına örnekler verilecektir” ifadesiyle Mecelle’ye yol alınıyor

ı) Diyanet’in https://kurul.diyanet.gov.tr/Konu-Cevap-Ara/166/aile-hayati-evlilik--nikah-  sayfasında Ehl-i kitaptan biri ile evlenilebilir mi? Müslüman kadın gayrimüslim bir erkekle evlenebilir mi? Boşama yetkisinin eşe veya başkasına devredilmesi mümkün müdür?  Zifaf olmadan boşamanın hükmü nedir? Öfkeli iken yapılan boşama geçerli midir? Gibi yüzlerce soru ve yanıtı vardır.

Müftüye nikah yetkisine olduğu gibi daha sistemli ve sıkıntılı olan müfredata ve ders kitaplarına karşı mücadeleyi büyütmeliyiz. Mesele sadece kadınlar değil milletimiz, milli devletimiz ve geleceğimizdir.

Cumhurbaşkanı erkek-kadın eşitliğini tartışmanın anlamsız olduğunu söylese de kadının kocasına itaatine ilişkin 11. sınıf “Hz. Muhammed´in Hayatı” ders kitabı sayfa 122’de Nisâ suresi 34. ayet şu şekilde verilmiştir:

“Erkekler, kadınlar üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dır. Saliha kadınlar itaatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (yani kimse görmese de namuslarını) muhafaza ederler...’”

Hadi yöneticiler bundan sorumlu ya müfredata ders kitaplarına, MEB ve Diyanet söylemlerine karşı yeterince mücadele etmeyen parti, sendika, kadın örgütlerine ne demeli?

Müfredat ve ders kitaplarının Anayasaya, kadın-erkek eşitliğine aykırılı dolayısıyla dava açanlar bir elin beş parmağını bulmuyor. Daha da önemlisi toplumsal mücadele verilmiyor. Birkaç yakınan vekil ve dernek, sendika yönetici var ama şunu yapabiliyor muyuz?

Laikliğe, kadın –erkek mesafeli kesimlerin parti, dernek, sendika, oda, meslek kuruluşlarıyla müfredat, ders kitapları üzerine konuşuyor muyuz?

“Algıladığınız din yukarıda sıraladıklarımız olamazsa beraber mücadele edelim” deyip ikna edilebiliriz veya aramızdaki mesafe azalarak iletişimimiz artabilir. Okul-aile birliklerine eğitim ile ilgili seminer verilebilir, “Gayrimilli eğitime hayır” gibi adlarla platformlar kurulabilir, müfredatın geri çekilmesi için imza masaları açabilir, açılmadığı yerde imza metni çeşitli örgütlere götürülebilir. Emperyalizme ve taşeronlarına karşı Afrin’de vatanımızın bütünlüğünü savunurken bu gayrimilli ve kadını köleleştiren eğitim sistemi ile iç cephenin bütünlüğü sağlanamadığı, cephedeki Mehmeçik’i ve milletimizi kuşkuya sevkettiğini belirtebiliriz.

Bu yapılmıyor. Çünkü dünya görüşümüze karşıt veya mesafeli kesimle buluşma yeteneğimiz az. Cesur ve sabırlı olamıyoruz. Oysa müfredat ve ders kitapları atak olabileceğimiz fırsat sunuyor. Kim kızının kocasının çok eşlerinden irinin olmasına rıza gösterir!

Ordumuz cephede savaşırken, asansörde, battaniyeyle halveti, sol elle yemenin şeytan işi olduğunu kaç kişi sindirebilir?

Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde kutlamayı, yakınmayı, kadınlarla ilgili projeleri açıklamayı bırakalım müfredat, ders kitapları, MEB ve Diyanet'in kadını köleleştiren söylemlerine karşı mücadeleyi büyütelim.

NOT: Eğitimde kadının köleleştirilmesini de ele aldığım “GAYRİMİLLİ EĞİTİM” ve DİYANET’İN FETVALARI kitaplarımı mücadelede değerlendirebilirsiniz.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver