Zanka

Prof. Dr. Gazi Özdemir


Prof. Dr. Gazi Özdemir

Bu deyim asırlardır sınırlı bir şekilde "Allah ne isterse olur, biz ne yaparsak yapalım boşuna" anlamında anlaşılmış ve insanlar Pasif Tevekkül diye tanımladığım tam teslimiyetçi ve gayreti bırakmış bir aşamada kalmışlardır.

Böylece de insanlar, özgür iradesi olmayan, sorgulamaktan korkan, eleştirel aklını kullanmayan ve robot gibi hiçbir etkisi de olmayan bir düşünce yapısına yönlenmişlerdir. 

       Konuyu pekiştirmek üzere, yaratma ile ilgili bazı gerçeklere değinmemiz gerekmektedir. Şöyle ki yaratma bir kadere, diğer bir ifade ile bir projeye ve ölçülendirmeye göre, Dünya da insanın yaşamına uygun olarak düzenlenmiştir.

Kamer-49. Şunu iyi bilin ki, Biz her şeyi, kesinlikle bir kadere /düzenli işleyen bir plana /ölçüye /projeye göre yaratmışızdır.

Mülk-15. O Allah ki, Dünya'yı sizin yaşam koşullarınıza uygun şekilde oluşturdu. Yeryüzünde dolaşın, araştırın ve Al­lah'ın sizin için yarattığı rızkları bulup, üretip yiyin. Ancak unutmayın ki, hesap vermek için dönüşünüz mahşerde Allah'ın huzuruna olacaktır.

Yine Casiye-13. ayete göre Dünya'da yaratılan her şey, insanın faydalanmasına elverişli olarak yaratılmıştır.

Casiye-13. Allah göklerde ne varsa, yerde ne varsa tümünü, kendin­den bir iyilik olarak, sizin yararlanmanıza elverişli bir durumda yaratmıştır. Aklını kullanan, düşünen ve araştırıp öğrenen bir topluluk için elbette bunlardan alınacak ibretler /dersler /bilgiler vardır.

Bu arada öğrenci Ruh eğitim için Dünya'ya gönderiliyor, okul üniforması olarak vücut elbisesi giydiriliyor ve sınavlara tabi tutularak başarılı olması isteniyor.

Casiye-22. Şunu da iyice bilin ki Allah, gökleri ve yeri bir amaçla yarattı. Bu amaçlardan biri de, her nefsin yapacağı olumlu veya olumsuzlukların karşılığının tam olarak belirlenebilmesi ve haksızlığa uğramadan karşılığının tam olarak alınmasıdır.

Zariyat-56. Çünkü Ben İns ve Cin'leri, Allah'tan başka ilah olmadığını ve sadece Bana ibad /kulluk etmeleri gerektiğini bilmeleri /öğrenmeleri için yarattım.

Kehf-7. Sakın boş yere üzülme. Çünkü Biz, insanlardan kimlerin iman edip muhkem /değişmez ana hükümlerimize uygun olumlu ameller gerçekleştireceğini, kimlerin de şımarıp yanlış yola sapacağını ayırt etmek için, dünyayı aldatıcı bir cazibe /ziynet merkezi yapmışızdır.

Duhhan-38-39. Biz gökler, yer ve aralarındakileri sırf oyun ve eğlence olsun diye ve boşuna yaratmadık. Biz onları, gerçeği göstermek ve içtenlikle iman edip etmeyeni /iman yönünden hak edip etmeyeni ortaya çıkarmak için yarattık. Ancak insanların çoğu bunu bilmiyor ve anlamak istemiyorlar.

       Tövbe-126. ayette de bu amaçla her insanın yılda 1-2 ciddî sınava tabi tutulduğuna değinilmektedir.

Tövbe-126. Nasıl da her sene, sınav olmak üzere bir veya iki defa ciddi olaylarla kar­şılaştıklarını görmüyorlar mı? Buna rağmen de ne tevbe ediyorlar ne de tek Allah’ı anmaya dönüyorlar.

Bu duruma göre beşer, özgür iradeli ve özgürce karar verip kendi aldığı kararlar çerçevesinde yaşamaktadır. Bu sırada gerçekleştirdiği işlere /amellere göre de ya sevap adıyla karşılık olarak ödüllendirilmekte veya haram, günah karşılığı cezalandırılmaktadır.                                                                                                            

Amellerinin bu karşılıkları, Levhi Mahfuz isimli ilahi kitapta kayıtlı sebep-sonuç ilişkili  evrensel kurallara göre değerlendirilip verilmektedir. Buna ilişkin açıklama A'raf-37 nci ayette yapılmıştır.

A’raf-37. Allah adına iftiralar uyduran ve bildirdiği ayetlerini yalanlayan ­kimseden daha zalim kim olabilir? İşte böylelerine verilecek karşılıklar, ezeli ve ebedi olmak üzere belirtilmiş ve bir kitapta yazılmış bulunmaktadır. Bu kurallar çerçevesinde elçilerimiz /görevli Meleklerimiz, böylesi bir zulme sapmış olanların canlarını almaya geldiklerinde onlara; "Allah’a şirk koşup, ilahi bir yardım için onlara da dua ettikleriniz nerede?" diye soracaklar. Onlar da: "Bizi terk ettiler" diyecekler ve böylece Allah’ın tek ilah olduğunu kabul etmeyip şirk koşarak küfre sapmış olduklarını bizzat kendileri itiraf edeceklerdir.

Çünkü Ruh ve Vücut ikilisinin, Dünya’daki tek isimleri olan Beşerin, eğitimde olan öğrenci Ruh kısmı, dünya eğitiminde, çok ciddi ve projeye zarar verecek durumlardaki müdahaleler dışında yapacaklarında tamamen serbest ve özgür iradesi sayesinde verdiği kararları ile yaşamını yönlendiren konumdadır.

Buna göre de başarılı olup olmayacağı kendi seçimine bağlıdır ve başarılı olanın seçileceği dünya okulunda eğitimdedir. Diğer bir ifade ile ilâhî kaderle gönderildiği dünya eğitim okulunda, kişisel yaşam kaderini kısmen bizzat kendisi belirlemektedir. Bu sırada düşünceleri ve her türlü ameli /işi kaydedici Melekler ve ilâhî kayıt merkezi tarafından kaydedilmektedir.

Böylece de düşünce ve amelleri dünyada iken sürekli hesaplanıp ara değerlendirmeleri yapılmakta ve karşılıklarının bir kısmı dünyada verilmeye başlanmaktadır. Asıl karşılığı ise ya ölünce hemen yapılan bireysel mahşer hesaplamasına göre veya son değerlendirme yeri olan jeolojik Mahşerdeki değerlendirmeden sonra belirlenecek ve Cennet veya Cehennem'e gönderilecektir. Ve bu sırada Allah ve ilâhî sistem, bu öğrencinin "Hal ve Gidiş" ini izleyen, gözleyen, sürekli kayda aldıran ve puanlayandır, doğrudan da çok müdahaleci olmayandır.

İnfitar-10. Şunu iyice bilin ki, sizi sürekli izleyen ve koruyan görevliler /koruyucu Melekler var. 11-12. Ve onlar hassas kaydediciler gibi işlediğiniz her ayrıntıyı da kaydedip dururlar.

Fecr-14. Çünkü Rabbin, insanları her an gözetlemektedir /durumlarını sürekli değerlendirmekte ve karşılıklarını henüz Dünya’da iken başlatmaktadır.

Dolayısıyla beşerin yaptıkları ve yapacaklarına herhangi bir müdahale söz konusu olmamakta ve sadece "Ne ekerse onu biçmektedir".

İbrahim-27. Allah içtenlikle iman edenleri, Dünya hayatında da, Ahrette de söz verildiği /vaad edildiği gibi kesinlikle destekler ve doğru yola yönlendirir. Şirk koşup, ayetleri inkâr ederek küfre sapmış zalimleri ise, sapkınlıklarında bırakır ve bu gibilerin kendi isteğiyle tercih ettiği iyi ya da kötü şeyi gerçekleştirir ve isteğine kavuşturur.

Ankebud-62. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki Allah, amellerine göre kullarına rızkı bol bol verir veya kısar. Çünkü Allah her şeyi en iyi bilendir.

Kur'an tercümelerinin /meallerin çoğunda hatalı olarak "Allah dilerse" ifadesi geçmekte ve bu ifade sanki insanın özgür iradesi olmayan robot konumunda olduğu ve Allah'ın her şeye müdahil olduğu ileri sürülmektedir. Halbuki "Allah dilerse" ifadesi yerine "Her ne oluyorsa, Allah'ın belirlemiş olduğu ezelî ve ebedî sebep-sonuca göre ve Levh-i Mahfuz'da kayıtlı kurallara göre oluyor ve karşılık görüyor" açıklaması kullanılmalıdır. Tabi ki Allah dilese her şeye muktedirdir. Örneğin Yunus-99. ayette, Allah'ın dileseydi bütün insanları inanmış olarak yaratırdı ifadesi buna sadece bir örnektir.

Yunus-99. Ya Muhammed! Eğer Rabbin isteseydi, yeryüzünde yaşayan insanların tümü inanırdı. Dolayısıyla insanları, iman etsinler diye ikrah etme ve sakın zorlama. 

Ayette görüldüğü gibi Peygambere, inanmaları yönünde insanları /beşerleri zorlamaması, diğer bir ifade ile iradeleri dışında, kendi dilemeleri hilafına bir iş yaptırmaması ikazı yapılmaktadır. Çünkü böylesi bir zorlaması demek, peygamberin kendi dilediğini başkasına yaptırması demek olacaktır.

Düşündüğümüzde, beşer olarak bizler Dünya'ya boş sayfalı bir defter ile gönderilmekte ve düşünce aşamasından başlamak üzere özgür iradeye dayanan aldığımız kararlarla yaptıklarımız ve gerçekleştirdiğimiz işlerin ne olduğu ve bunlarla kazandığımız veya kaybettiğimiz puanlarla bu sayfalara olacak kayıtlarla doldurmamız beklenmektedir. Yaşamımızın sonunda da yapılacak hesap ile Dünya okulunda başarılı olup olmadığımız, kayıtlarımıza bakılarak değerlendirilecektir. 

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE 7 KONUDA ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL” ve “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
22