Zanka

AKP hükümetinden önce TRT’de PKK’nın nasıl bir terör örgütü oluğunu anlatmak üzere son derece başarılı programlar yapılırdı. Abdullah Öcalan’ın gözleri yarı açık, göbeğini kaşırken kadın teröristlerle ilgili kurduğu cümleleri hatırlayın. Kimi çevreler bu görüntülerin servis edilmesiyle çılgına dönmüştü. Halka PKK’nın insan, uyuşturucu kaçakçılığı yapan, yöre halkını haraca bağlayan, karşı gelenleri katleden, gençleri kaçırıp kamplarda eline silah veren bir terör örgütü olduğu açık ve net bir şekilde anlatılıyor, PKK’nın bırakın siyasallaşmasını taraftar toplamasının önüne geçilmeye çalışılıyordu. Normal olan da bu değil midir?  Bölgenin istikrarsızlaştırılması için küresel güçlerce desteklenen, silahlandırılan hatta kamplarda eğitilen bir terör örgütüyle sadece cephede savaşamazsınız. İşin içine küresel güçler girip hani şu duyunca tüylerimizin ürperdiği demokrasi-insan hakları türküsünü söyledikleri vakit, psikolojik savaşa da el atmalı, karşı propaganda yapmalısınız.

Çözüm süreci denen garabetten önce durum buydu. Çözüm sürecinden sonra ise her şey ters düz oldu. Onlar kademe kademe uygulanacak üç maddeden bahsediyorlardı. Anlaşma doğrultusunda uygun şartlarda barış süreci, siyasallaşma ve nihayetinde özerklik. Daha dün göbeğini kaşıyan adama HDP’li vekillerden oluşan bir heyet gönderdik.  Onların siyasallaşmasının önünü açtık. Yetmedi 2014 yılında çözüm süreci devlet politikası olarak kabul edildi ve Resmi Gazetede yayımlandı.

İşin bir de toplumsal boyutu var. Çözüm süreciyle birlikte bölge halkında Kürt milliyetçiliği bilinci oluştu, oluşturuldu. Hep bir ağızdan eşit olmadıklarından bahsetmeye, onlar ve biz demeye başladılar. Terör sorunu olan bölgede Kürt sorunu var dendi. Anayasa önünde eşit olan eğitim alma, seçme ve seçilme, sağlık hizmeti alma hakkı olan vatandaş, benim hakkım hukukum yokmuş bilememişim demeye başladı. Ulus devlet anlayışıyla inşa edilmiş bir ülke olmamıza rağmen sanki federasyonlardan ibaretmişiz gibi ana dilde eğitim diye kıyametler koparıldı.

Sonrasını biliyorsunuz, 1 Kasım 2015 geçimlerinde oy oranı düşen AKP çözüm sürecini rafa kaldırdı ve cephaneliğe çevrilmiş, savaş alanına dönmüş şehirlerle yüzleşmek zorunda kaldık. Hükümet çözüm sürecinden vazgeçip PKK ve türevleriyle mücadele etmeye başlasa da bazı şeyler için artık çok geçti. Dönüşmüş, neye karşı olduğu belirsiz fakat mutlak suretle karşı olan bir bölge halkı ile siyasal alanda güçlenmiş meclise taşınmış bir terör örgütü...

Bugünlerde PKK’ya karşı, karşı propaganda için harekete geçtiler, anneler HDP’nin kapısında bekliyor. Daha önce akil insan yapılıp halka çözüm sürecini anlatmak için yollara düşen, konuşmalar yapan sanatçılar onlara destek veriyorlar. Ne tuhaf ve ne trajikomik değil mi?

PKK ile girişilen psikolojik savaş için bu girişim oldukça küçük ve önemsiz. Ben yine eskiden olduğu gibi TV’lerde Öcalan’ın gözleri bağlı bir şekilde uçaktaki görüntülerini, göbeğini kaşıyıp bir takım şeyler zırvalarkenki halini, daha doğrusu Öcalan üzerinden yapılacak karşı propagandaları, PKK kamplarında neler olup bittiğini anlatan kodesteki teröristlerin ifadelerini görmek isterim. Bunu yapabilecekler mi?



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
3