Zanka

15 Temmuz’da aslında ne oldu, aklımdan geçenleri öylece yazmayı pek istemem doğrusu. Ne dilimin ne kalemimin ayarı var. Bu sebeple herkesin on beş temmuzu kendine, kim nasıl görüyorsa öyledir.

Zihinde belirdiği vakit kişisel bir mevzuya girer. Fakat olayın öyle bir boyutu var ki orada burada yazılıp çizileceği vakit aynı kelimelerin aynı cümlelerin kullanılması 15 Temmuz’u kınıyoruz denmesi gerekiyor.

Peki, kınayalım ama…

O gün kim neyi eniştesinden öğrendi ne oldu ne bitti… Çok bilinmezli bir denklem gibi gözükse de her aklı başında insan fikir yürütebilir. İpuçlarını takip ederek mantıklı bir sonuca varabilir.

Benim bugünkü bahsim olaydan sonra gerçekleşenler.

Bu tarihin halka kabullendirilmeye çalışılan şekli, 15 Temmuz’un ne olduğu.

Yaşananları malum herkes biliyor fakat bu tarih bir Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi kutlanmaya çalışılıyor, resmî tatil ilan ediliyor. 

Siyasal İslamcılık güden hükümet yıllar yılı ülkeyi şeyhlere, cemaatlere, tarikatlara, Cumhuriyet düşmanı yeşil takkelilere teslim etmeye, onlarla el ele kol kola yönetmeye çalıştı.

İrticanın hortlayıp gırtlağımıza sarıldığı ve sarılmaya devam ettiği şu günlerde, yeşil takkelilerle hükümet arasındaki çıkar çatışmasını, anlaşmazlığı idrak ediyor, bilmiyorum neden, güzel bir günmüşçesine Cumhuriyet Bayramı tadında kutlamaya çalışıyoruz, daha doğrusu kutlamak zorunda bırakılıyoruz.

15 Temmuz neydi, bir büyük kalkınma hamlesi miydi, dünya devlerine karışmaya başladığımız tarihler miydi, dünyanın en iyi markalarını ürettiğimiz günler miydi, Mars’a kendi imkanlarımızla uzay aracı gönderdiğimiz yıl mıydı, dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında ilk üçte yer aldığımız tarih miydi?

Yoksa bir rezilliğin bir felaketin kara günü müydü? İnsan kara gününü kutlar mı?

“Efendim, ihtilal yapmayı başaramadılar, biz onu kutluyor, ölen vatandaşı anıyoruz.” diyeceksiniz.

Gerçekten başaramadılar mı, gerçekten bu işin arkasında olanlar, siyasi ayağı temizlendi mi, yoksa üstüne kum serpiştirilip unutturulmaya mı çalışıldı?

Öğretmen, fırıncı, lokantacı içeri atılırken, siz Erdoğan’a bağlılığını bildiren, FETÖ’ye lanet eden bir tane FETÖ’cü bakanın, milletvekilinin şunun bunun yargılandığını, içeri atıldığını duydunuz gördünüz mü?

FETÖ borsası kurulduğunu, parasını verip bu işten yırtanları da duymamış görmemişsinizdir.

Bakınız, genel manzara bu. Okullarda 15 Temmuz köşesi kurulan, resmî tatil ilan edilen, amirin memura yürüyüş yapılacak katılın diye talimat verdiği bugünün nesini kutluyoruz?

Bugün bize perde arkasından ne şekilde dayatılıyor biliyor musunuz, Erdoğan’ın tekrar doğuşu ve yükselişi ile AKP’nin mutlak hâkimiyeti.

Aslına bakarsanız yasama, yürütme ve yargının Erdoğan’a bağlanmasını, kavram karmaşası yaratılıp AKP’nin vatandaşın gözünde devlet gibi gösterilmesini kutluyoruz.

Vatandaş siz cemaatlerle, tarikatlarla niçin iş tuttunuz, bu gerici unsurlar nasıl orduya sızdı demesin diye on beş temmuzu kutluyoruz.

Vatandaş üniversite sınavında soruları nasıl çaldılar, bu insanlar niçin bu kadar özgür ve pervasız demesin diye on beş temmuzu kutluyoruz.

Yıllar yılı devlet kadrolarına yerleştirilen onca insanı, cemaatçi akademisyenlere dağıtılan unvanları sormasın sorgulamasın diye on beş temmuzu kutluyoruz.

Ölenleri anıyor fakat o gün onca insan niçin öldü, bunda hükümetin, bizi yönetenlerin hiç mi suçu yoktu demeyelim diye on beş temmuzu kutluyoruz.

Her yıl ama her yıl kutlamalar, anma törenleri, yürüyüşler yaparak yolsuzluğu, haksızlığı ve çirkinliği saklamaya çalışıyoruz.

On beş temmuza süslü bir isim takıyor, ona Demokrasi ve Milli Birlik Günü diyerek kalkışma gününü paravan misali kullanıyoruz.

Yaşlanmış, göz kapakları sarkmış, yüz çizgisi yok olmuş, saçı dökülmüş; takma otuz iki dişiyle şuh kahkahalar atıp ağır makyajıyla göz süzen, cilve yapan yaşlı bir kadınız.

Her gün hayaller gören, basit günlük işlerini dahi yapamayan fakat ben dâhiyim diyen bir şizofreniz.

Uyuşturucu müptelası, yoksunluk zamanlarında krize girip beyin ameliyatı yapmaya çalışan bir cerrahız.

Aslına bakarsanız kendimizi kandırdığımız falan da yok, daha fenası bizi kandırmalarına müsaade ediyoruz.

 

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
54